Çocuk Kitaplarýmýz

Strabon

Blog

Eyl8

2000 Yýl Önce Bergamalý Kadýnlar 30, Erkekler 40 Yýl Yaþýyordu

 |  Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  BergamakadýnPergamonnekropoliskeletÝzmirÝlyastepe Tümülüsü

2000 Yýl Önce Bergamalý Kadýnlar 30, Erkekler 40 Yýl Yaþýyordu

Ýzmir’in Bergama Ýlçesi’ndeki, Pergamon nekropollerinde bulunan 2.000 yýllýk iskeletlerin hastalýklarý, diyetleri ve yaþ ortalamalarý ortaya çýktý.

Ýzmir’in Bergama Ýlçesi’ndeki, Pergamon nekropollerinde bulunan 2.000 yýllýk iskeletlerin üzerinde yapýlan paleoantropolojik çalýþmalar sonuç verdi. Münih Üniversitesi’nden paleoantropolog Prof.Dr. Wolf Rüdiger Teegen’in yürüttüðü incelemelerde eski Bergamalýlar’ýn yeme içme alýþkanlýklarý ve hastalýklarý tespit edildi. Araþtýrmalarda o dönemde kadýnlarýn ortalama yaþý 30, erkeklerin ise 40 yýl olduðu, çocuk ölüm oranýnýn çok yüksek olduðu ve saðlýklý bir kemik geliþiminden yoksun olduklarý belirlendi.

Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafýndan yürütülen ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nin de katýldýðý Pergamon kazýlarý çerçevesinde 2007-2014 yýllarý arasýnda kentin güneydoðu nekropollerinin kazýsý yapýldý. Bu kazýlarda tespit edilen Roma döneminden kalma mezarlarda ele geçirilen iskeletlerde yapýlan paleoantropolojik çalýþmalar sonuçlarýný vermeye baþladý.

Nekropolde 60 mezarýn içinde toplam 150 iskeletin varlýðý tespit ettiklerini belirten Münih Üniversitesi’nden paleoantropolog Prof.Dr. Wolf Rüdiger Teegen’in yürüttüðü çalýþmalarda, Roma Dönemi’nden kalma iskeletlerin yaný sýra, ayrýca Helenistik Dönem’den kalma Ýlyastepe Tümülüs’ünde ele geçirilen iskelet kalýntýsý da incelendi.  Ýlyastepe Tümülüs’ü kaçak kazýcýlarýn tahribatýndan sonra 2010 yýlýnda tespit edilmiþ ve bir kurtarma kazýsý yapýlmýþtý. Bu kurtarma kazýsý sýrasýnda mezar odasýnda gömülü kiþinin iskeletine ait kalýntýlar ele geçirilmiþti. Bunlara ek olarak  MS 7. – 13. yüzyýllar’a tarihlenen Bizans Dönemi’nden mezarlarda bulunan iskeletler de incelendi.  Ýncelemede öncelikle iskeletlerin kalýntý durumu, cinsiyeti, hangi yaþta öldüðü ve ölçüleri belirlendi.

Ýlyastepe Tümülüsü iskeletleri

Bazý örneklerde dönemin ölü gömme geleneklerine dair önemli verilerin de tespit edilebildiðini söyleyen paleoantropolog Prof.Dr. Wolf Rüdiger Teegen;

“Örneðin, kentin önemli bir þahsiyeti, belki de yöneticilerinden biri olduðu anlaþýlan Ýlyastepe Tümülüs’ündeki iskeletin incelenmesi sonucunda burada defnedilmiþ kiþinin memleketinden uzakta öldüðü anlaþýlýyor. Cenazesini uzun bir yolculuk sonucunda (belki de yaz mevsiminde) memleketine getirene kadar bozulmadan koruyabilmek için bir takým önlemler aldýklarý tespit edildi.

Göttingen Üniversitesi’nden Prof.Dr. Michael Schutz’un iskeletin kemiklerinde yaptýðý mikroskobik incelemeler sonucunda, cenazenin ölümünden hemen sonra tütsülendiði anlaþýldý. Tütsülendikten sonra uzun bir yolculukla memleketi Pergamon’a getirilip Ýlyastepe Tümülüs’üne defnedildiði anlaþýldý. Gerek kente hakim önemli bir tepede görkemli bir tümülüste defnedilmiþ olmasý, gerekse cenazenin tütsülenmiþ olmasý bu kiþinin önemli bir kiþi olduðunu gösteriyor.”

Yaþ ortalamasý kadýnlarda 30, erkeklerde 40

Roma Dönemi’nden kalma mezarlarda bulunan çok sayýda iskelette yapýlan incelemeler sonucunda bazý önemli bilgiler edinildiðini belirten paleoantropolog Prof.Dr. Teegen,

“Örneðin bu insanlarýn saðlýk durumlarý, hastalýklarý ve yaþam standartlarýna dair bilgilere ulaþabiliyoruz. Kadýnlarýn ortalama 30 yaþlarýna kadar, erkeklerinse 40 yaþlarýna kadar yaþadýklarý anlaþýldý. Bunlarýn yaný sýra 60-70 yaþýna kadar yaþamýþ istisnalar da görüldü.Çocuk ölüm oranýnýn çok yüksek olduðu anlaþýldý. Çok sayýda çocuðun doðum sýrasýnda ya da doðumdan hemen sonra öldüðü görüldü. Özellikle diþlerde yapýlan incelemeler önemli sonuçlar verdi. Buna göre insanlarýn çocukluklarýnda yetersiz beslenmeye maruz kaldýklarý ve saðlýklý bir kemik geliþiminden yoksun olduklarý anlaþýlýyor” dedi.

Antik Dönem’de Pergamon’da insanlarýn nasýl beslendikleri hakkýnda yazýlý kaynaklar da bir takým bilgiler veriliyor. Bu konuda en tanýnmýþ örnek meþhur Pergamonlu hekim Galenos. MS 2. yüzyýlda yaþamýþ Galenos, kitabýnda gladyatörlerin yediði çorbanýn tarifini veriyor. Gladyatörlerin güç kazanmak için katý bir diyete tabii tutulduklarý anlaþýlýyor. Buna göre gladyatörler karbonhidrat ve protein bakýmýndan zengin bir þekilde beslenmekteydi. Yedikleri çorba, tahýl ve bakliyatlardan oluþmaktaydý ve içine zeytinyaðý ilave edilmekteydi. Dikkati çeken hayvansal gýdanýn gladyatörlerin beslenme sisteminde yer almadýðý. Prof. Dr. Teegen, tahýl ve bakliyat bakýmýndan zengin beslenmenin bugün de Türk toplumunda çok yaygýn olduðunu belirtiyor. Bergama Kazýevi mutfaðýnda da tahýl ve bakliyatýn çok sýk tüketildiði örneðini veriyor.

Pergamonlular çoðunlukla sebze ile beslenmiþ

Prof. Dr. Teegen’e göre, iskeletlerde yapýlan izotop analizleriyle antik dönemde Pergamonlular’ýn daha çok sebze aðýrlýklý beslendikleri ve toplumun çoðunluðunun az et yediði anlaþýlmaktadýr. Ancak iskeletlerin incelenmesiyle elde edilen istatiksel sonuca göre toplumun yaklaþýk üçte biri düzenli olarak et tüketttiðini belirten Prof.Dr. Teegen þöyle devam etti:

“Ne eti yedikleri konusunda ise, arkeozoologlar, bulunan hayvan kemikleri üzerinde yaptýklarý incelemelerle þu sonuçlara varmýþlar; Bugün olduðu gibi koyun/kuzu etinin antik dönemde de en sevilen et olduðu anlaþýldý. Eski Bergamalýlarýn et tüketiminin yaklaþýk %40-80’ini koyun/kuzu eti oluþturmuþ. Yaklaþýk %20 oranýnda evcil domuz eti yedikleri, %15 oranýnda dana eti tükettikleri anlaþýldý. %2- 5 oranýnda ise, tavuk gibi kanatlýlar tüketilmiþ. Yaban hayvaný eti tüketiminin ise, seyrek olduðu görülmekte ve olasýlýkla Pergamonlu zengin ailelerin sofralarýna geldiði düþünülüyor. Oraný az da olsa balýk ve diðer deniz ürünlerinin de menülerinde yer aldýðý anlaþýlýyor.”

Diþ hastalýklarý ok yaygýndý

“Karbonhidrat aðýrlýklý beslenme ve diþ temizliðine gereken önemin verilmemesi, sýkça diþleri dökülmüþ iskeletle karþýlaþmamýza neden oluyor. Toplumun çoðunluðu eksik diþlerle yaþamýþ. Bal gibi tatlý yiyecekleri ise yalnýzca zenginler yiyebilmekteydi. Yine zenginler olasýlýkla güney ülkelerinden hurma gibi egzotik meyveleri de getirtebiliyorlardý. Pergamonlu Galenos kitabýnda özellikle Elaia’nýn (Zeytindað) balýndan övgüyle söz ediyor. Diþlerde yapýlan incelemelerde bazý örneklerde diþlerin alet gibi kullanýldýðý da görüldü. Yaptýðý iþ gereði bazý zanaatkarlarýn diþlerini üçüncü bir el gibi kullanmýþ olduklarý anlaþýldý. Örneðin sepet örücülüðü, ip/kendir üreticiliði veya terzilik gibi meslek dallarýnda diþlerin sýkça kullanýlmýþ olmasý mümkün. Diþler ayný zamanda toplumsal hastalýklarý tespit etmede de önemli. Tahminlerimize göre antik dönemde çocuklar 4-5 yaþlarýna kadar emzirilmekteydi. Memeden kesildikten hemen sonra ise mide baðýrsak hastalýklarýna yakalanma riskleri yüksekti. Tam bu yaþlarda geliþmesi önemli olan diþler hastalýklar nedeniyle geliþememekteydi. Bu nedenle de toplumda ciddi bir diþ sorunu yaþanmaktaydý.”

 

DHA

Kaynak: arkeofili

Bu yazý hakkýnda yorum bulunamamýþtýr. Ýlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazýya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayýr* Her defasýnda yeniden girmemeniz için