Blog

Oca19

250.000 Yıllık Ortalama Ebeveyn Olma Yaşı Belirlendi

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  CinsiyetÇocukEbeveynlikGenetikMutasyon



250.000 Yıllık Ortalama Ebeveyn Olma Yaşı Belirlendi

Ancak sonuçların hem erkekler hem de kadınlar arasında ve son 40.000 ila 45.000 yıl arasında ortalaması alındı.

Buket Çağlayan - www.arkeofili.com

Yeni bir araştırma, son 250.000 yıl boyunca erkekler ve kadınlar için ortalama çocuk sahibi olma yaşını ortaya koyuyor. Babalar ortalama 30,7 yıl ile ortalama 23,2 yıl olan annelerden tutarlı bir şekilde daha yaşlıydı.


Hırvatistan’ın kuzeyindeki Krapina kasabasındaki yeni Neandertal Müzesi’nde bir Neandertal ailesinin yaşamını tasvir eden bir sergi.

Belirli bir neslin uzunluğu, bize insanların biyolojisi ve sosyal organizasyonu hakkında çok şey söyleyebilir. Şimdi ise araştırmacılar, DNA mutasyonlarını kullanarak geliştirdikleri yeni bir yöntemle, insan evrimi tarihi boyunca kadın ve erkeklerin ortalama çocuk sahibi olma yaşını belirleyebiliyor.

Araştırmacılar, bu çalışmanın atalarımızın yaşadığı çevresel zorlukları anlamamıza yardımcı olabileceğini ve ayrıca gelecekteki çevresel değişimin insan üzerindeki etkilerini tahmin etmemize yardımcı olabileceğini söylüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Matthew Hahn, “Modern insanlar üzerindeki araştırmamız sayesinde şunu fark ettik: insanların çocuklarına bıraktıkları DNA mutasyonlarının türlerinden insanların çocuk sahibi olma yaşını tahmin edebiliyoruz. Daha sonra bu modeli, ne zaman ürediklerini görmek için insan atalarımıza uyguladık.” diyor.

Science Advances’ta yayımlanan ve doktora sonrası araştırmacı Richard Wang’ın ortak yazarlığını yaptığı araştırmaya göre, son 250.000 yıl boyunca insanların ortalama çocuk sahibi olma yaşı 26,9’du. Dahası, babalar ortalama 30,7 yıl ile ortalama 23,2 yıl olan annelerden tutarlı bir şekilde daha yaşlıydı, ancak çalışmanın en son anne yaşı ortalama 26,4 yıl olduğu tahminleriyle, yaş farkı son 5.000 yılda küçüldü. Aradaki daralma büyük ölçüde annelerin ileri yaşlarda çocuk sahibi olmalarından kaynaklanıyor gibi görünüyor.

Araştırmacılar, doğumda annelik yaşındaki son artış dışında, ebeveynlik yaşının geçmişe göre istikrarlı bir şekilde artmadığını ve medeniyetin yükselişiyle aynı zamana denk gelen nüfus artışı nedeniyle yaklaşık 10.000 yıl önce düşmüş olabileceğini buldular.

Son 250.000 yılda erkeklere karşı kadınların ortalama ebeveyn olma yaşını gösteren grafikler. C: Hahn, Wang, et. al., 2023. Indiana University

Wang, “Bu tarihsel mutasyonlar her nesilde birikiyor ve bugün insanlarda varlığını sürdürüyor. Artık bu mutasyonları tanıyabiliyoruz, erkek ve kadın ebeveynler arasında nasıl değişiklik gösterdiklerini ve ebeveyn yaşıyla nasıl değiştiklerini gözlemleyebiliyoruz.” diyor.

Çocukların kalıtsal DNA’sı yaklaşık 25 ila 75 ek mutasyon içerir, bu da bilim insanları ebeveynleri ve çocukları karşılaştırmasına ve ardından meydana gelen mutasyonun türünü belirlemesine olanak tanıyor. Bilim insanları inceledikleri yüzlerce çocuk mutasyonunda bir eğilim buldu: Çocukların aldığı mutasyon türleri, anne ve babanın yaşlarına bağlıydı.

Eski örneklerden mevcut insan DNA dizisi sapmasının rekombinasyonunun veya mutasyonunun bileşik etkileri, tarihsel nesil sürelerini tahmin etmek için daha önceki genetik yöntemlerin temelini oluşturuyordu. Ancak sonuçların hem erkekler hem de kadınlar arasında ve son 40.000 ila 45.000 yıl arasında ortalaması alındı.

Araştırmacılar, son 250.000 yıl boyunca birçok farklı noktada erkek ve dişi nesil sürelerini ayrı ayrı tahmin etmek için de novo mutasyonları (ebeveynlerden birinin üreme hücresindeki bir varyant veya mutasyonun bir sonucu olarak veya erken embriyogenez sırasında döllenmiş yumurtada ortaya çıkan bir aile üyesinde ilk kez mevcut olan bir genetik değişiklik) kullanan bir model oluşturdular.

Araştırmacılar başlangıçta cinsiyet ve gebe kalma yaşı arasındaki ilişkiyi zaman içinde anlamaya çalışmıyorlardı; Ebeveynlerden çocuklara geçen mutasyonların sayısı hakkında daha geniş bir araştırma yürütüyorlardı. İnsanlardaki bu kalıplar ile kediler, ayılar ve makaklar gibi diğer memeliler arasındaki farkları ve benzerlikleri anlamaya çalışırken yalnızca yaşa dayalı mutasyon modellerini fark ettiler.

Wang, “İnsanlık tarihinin hikayesi, çeşitli kaynaklardan derlenmiştir: yazılı kayıtlar, arkeolojik bulgular, fosiller vb. Genomlarımız, her bir hücremizde bulunan DNA, insanın evrim tarihinin bir tür el yazmasını sunuyor. Genetik analizimizden elde edilen bulgular, başka kaynaklardan bildiğimiz bazı şeyleri (ebeveynlik yaşındaki son artış gibi) doğrulamakla birlikte, aynı zamanda eski insanların demografisi hakkında daha zengin bir anlayış sunuyor. Bu bulgular, ortak tarihimizin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunuyor.” diyor.


Indiana University. 6 Ocak 2023.

Makale: Richard Wang. (2023).

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için