Blog

Oca3

Günümüz Atları, Arap ve Türkmen Atı Soylarından Geliyor

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  atarap atıtürkmen atıgenetik araştırmalararkeoloji haberleri



Günümüz Atları, Arap ve Türkmen Atı Soylarından Geliyor

Yapılan genetik araştırmaya göre, Arap yarımadasından gelen Arap atları ile Avrasya bozkırlarından gelen ve soyu tükenmiş olan Türkmen atları, üç Kuzey Avrupa ırkı hariç bütün günümüz atlarının soyunu oluşturuyor.

Bu antik Orta Doğu at soyları ise Avrupa’ya yaklaşık 700 yıl önce getirildi. Bu atların nasıl satıldığını, hediye edildiğini veya çalındığını anlamak, insan tarihindeki Doğu ve Batı toplumları arası etkileşimlerini aydınlatabilir.

Neredeyse bütün günümüz at ırkları yaklaşık 700 yıl önce Avrupa’ya getirilen iki ana at soyundan geliyor. F:Gerard Lacz/Minden Pictures

İnsanlar, atları ilk olarak yaklaşık 6.000 yıl önce Avrasya bozkırlarında (günümüz Ukrayna, güneybatı Rusya ve batı Kazakistan) evcilleştirdiler. Sonraki binlerce yıl içerisinde bu hayvanları beraber çalıştırdıkça, yapay seçilim ile hız, dayanıklılık, güç, zeka ve eğitilebilirlik gibi istenilen özellikleri elde ettik. Atların soy ağacı bilgileri onları barındırmaya başladığımızdan beri tutuluyordu. Fakat, hangi atların hangi tayın babası olduğu veya tayların hangi özellikleri babalarından aldıkları gibi bilgileri barındıran detaylı bir soy kütüğü 1700’lere kadar mevcut değildi.

Viyana Veterinerlik Üniversitesi’nde evrimsel biyolog ve bu araştırmada baş yazar olan Barbara Wallner, eski olan ama özenle barındırılan verileri günümüz at ırklarının kökenlerini incelemek için modern DNA dizileme teknikleri eşleştirdi.

Wallner ve diğer araştırmacılar, ilk olarak 23 modern ırkı temsil eden 52 tane atın Y kromozomu üzerinde bir çok varyasyon bölgesi belirledi. Bir aygırın Y kromozomunda küçük mutasyonlar ortaya çıktıkça, gelecekteki erkek kuşaklar boyunca aktarılır. Ve bu durum, genetikçilere hangi erkeklerin hangi baba tarafı (paternal) soyundan geldiklerini saptamalarına izin veriyor.

(Özel Yürüyüşlü Atların Dünyaya Yayılımı Vikinglerle Başladı)

Kentucky Üniversitesi’nin Gluck At Araştırma Merkezi’nde genetikçi olan fakat çalışmaya dahil olmayan Ernest Bailey, yapılan araştırmanın kolay gözükmesine karşın aslında oldukça zorlu olduğunu söylüyor. Uzun ve tekrar eden fonksiyonel olmayan DNA dizileri yüzünden Y kromozomu üzerinde fonksiyonel genleri belirlemek zorlayıcı ve yanıltıcı olabilir. Atların Y kromozomu boyunca oldukça düşük genetik çeşitliliğe sahip olması bireyler arasında anlam ifade eden varyasyonların saptanmasını daha da zorlaştırıyor.

Bailey diyor ki “Y kromozomu karmaşası, bir genom dizileyici için tam bir kabus! Elindekileri bir düzene sokarak ve mevcut olan genomik teknolojiyi kullanarak mükemmel bir iş başardılar.”

Yüzlerce yıldır tutulan atlarının soy ağacını takiben Waller ve araştırma grubu, mutasyonların ne zaman ortaya çıktığını belirlediler ve bu da bu mutasyonların ne kadar sıklıkla görüldüğünü hesaplamalarına yardımcı oldu. Wallner “Babalık testi uygulamasından önceki yıllarda, soy ağacı verisinin bu kadar doğru çıkabileceğini beklemiyorduk” diyor.

Mutasyon oranına ve her jenerasyon arasında ortalama 7 yıl olduğunu kabul edilmesine dayanarak, Wallner 21 modern ırktan 18’inin en son ortak atasının yaklaşık 700 yıl önce yaşadığını tahmin ediyor. Üç Kuzey Avrupa ırkının, Shetland midillisi, Norveçli Fiyort Atı ve İzlanda atı, ise daha uzaktan akraba oldukları gözüküyor.

(Moğolistan’ın Göçebe At Kültürünün Kökeni 3200 Yıl Öncesine Dayanıyor)

Daha sonra bilim insanları analizlerini, 57 modern ırkı temsil eden 363 erkeği, modern ırkların yaklaşık beşte biri, dahil edecek genişlettiler ve hangi aygır ırkının bu soyları oluşturduğunu gösteren kapsamlı bir tablo elde ettiler. Current Biology dergisinde yayımlanan makaleye göre hemen hemen bütün modern atları kapsayan iki asıl soy keşfettiler: Arap yarımadasından gelen Arap atları ve Avrasya bozkırlarından gelen soyu tükenmiş olan Türkmen atları. Bu alanda bir çok uzman genetikçi, bu iki soyun günümüz at genetiğinde çok büyük bir rol oynadığı düşünüyor.

Türkmen atı soyundan gelen ve ilk evcilleştirilmiş atlardan, Equus ferus caballus, biri olarak bilinen Ahal Teke. F: horsebreedspicture

Kendi evinde iki İzlandalı atı olan Wallner, atlardan bazıları Avrupa’ya tüccarlar aracılığıyla geldiler, diğerleri ise yöneticilere hediye edildiler ve hala savaş esnasında yakalanan başka atlar da olabilir diyor. Bu ithal edilen atların karmaşasını çözmek aynı dönemdeki insan tarihini aydınlatmada yardımcı olabilir.

Yüzlerce yıl boyunca Avrupalı at yetiştiricileri, Arap ve Türkmen soylarından olan aygırların daha çok tercih edilen atlar dünyaya getirdiklerini keşfettiler. Bu yüzden bu iki soyu yaygın hale getirinceye kadar yoğun bir şekilde çiftleştirme programlarına dahil ettiler. Bugün, onlar neredeyse bütün günümüz atlarının baba soyluluğa ait temelini oluşturuyorlar. Bunlara Safkan atlar, Amerikan Quarter atı, Güney Almanya yük atı ve Appaloosa atı da dahil.

Arap ve Türkmen soyları ikon haline gelen Safkan İngiliz yarış atını oluşmasında katkılarıyla bilinseler de Lipizzan ev Franches-Montagnes gibi diğer ırklar üzerindeki etkileri bilinmiyordu. Bailer “Buldukları şeyler dikkat çekici” diyor.

Fakat, kendisi herkesin bu araştırma grubunun hesaplamalarıyla ikna olmayacağının da üstünde duruyor. “Mutasyon oranları ve jenerasyon zamanları hakkındaki tahminleri artı eksi bin yıl olabilecek şekilde tartışmaya açık, fakat yine de oldukça ilgi çekici.”


Sciencemag.org. 29 Haziran 2017.

Kaynak: Arkeofili

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için