Blog

Eki13

İstanbul’un Antik Theodosius Limanına Arkeopark Yapılıyor

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  ArkeoparkBizansİstanbulTheodosius Limanı



İstanbul’un Antik Theodosius Limanına Arkeopark Yapılıyor

İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafından yürütülen kazılar sırasında, İstanbul’un ilk yerleşimcilerine ait 8.000 yıllık ayak izlerinden, 5. ve 11. yüzyıllar arasına tarihlenen birçok Bizans gemi batığı bulundu.

 

Erman Ertuğrul - www.arkeofili.com

 

Yenikapı-Marmaray kazılarında ortaya çıkartılan Theodosius Limanı’nda arkeopark yapılması için inşaat çalışmaları başladı.

 

 
 

2020 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan “Theodosius Limanı Arkeolojik Alanı Mimari Proje Yarışması’nın” kazananı, aynı yıl açıklanan sonuçlara göre CAA Studio oldu.

Kazanan projeyi hazırlayan ekip, 2021 yılı ortasında İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı (İBB Miras) ile sözleşme imzaladı. Daha sonra 6 aylık bir uygulama projeleri süreci başladı ve proje kurula gönderildi. Kurulda da uzun bir süre incelenen proje için çeşitli kurumlardan görüş alındı.

Şimdi ise Theodosius Limanı Arkeoparkı için inşaat çalışmalarına başlandı. Çalışmaların 2024 yılının başlarında bitirilmesi bekleniyor.

Proje tamamlandığında İstanbul’un etkileyici bir arkeopark’a kavuşması bekleniyor. Proje, geçmişten günümüze uzanan yaşam katmanlarını birbirleriyle ilişkilendirmeyi, farkındalık yaratarak bilgisini paylaşılır kılmayı, anıt değerini kavramayı, anlatmayı ve bu değerin kolektif biçimde hatırlanmasına aracı olmayı amaçlıyor.

 

 

CAA Studio ekibinin temsilcisi mimar Ilgın Avcı, Arkeofili’ye yaptığı açıklamada, Theodosius Limanı’nın, kenti Akdeniz’e bağlayan önemli bir nokta olduğunu, günümüzde de Yenikapı’nın Avrupa ve Asya kıtalarını bağlayan önemli bir transfer noktası olduğunu söylüyor.

Avcı, “Her gün binlerce kişi bu transfer merkezini kullanıyor ve alanın tarihinden habersiz bir şekilde geçip gidiyor. Biz de projeyi bu fikir üzerine kurduk ve bu arkeolojik katmanları nasıl yolcuların gündelik hayatının bir parçası haline getirebileceğimizi düşündük. Bunu sağlayabilmek için de sergi alanlarını dolaşım rotalarıyla birleştirdik, yapının kendisi bir dolaşım omurgası olarak çalışıyor.” diyor.

Söz konusu ziyaretçi merkezi, yolcuların farklı metro hatları ve meydan arasında transferi gerçekleştirirken sergiyi ve kazı çukurunda gerçekleşecek arkeolojik kazıyı izleyebilecekleri şekilde tasarlandı. Görsellerde; Yapı, Meydanı, Kazı Çukuru ve metro istasyonunun ilişkisi görülebiliyor. Sergi alanları dışında bir arkeoloji kütüphanesi ve kafeterya da projede mevcut.

 

 

Avcı, “Önerdiğimiz yapı çelik olduğundan işin önemli bir kısmı atölyede gerçekleştirilecek ve yerinde montaj yapılacak. Başından beri Proje var olan metro yapısının üzerinde konumlandığı için alana minimum müdahale edecek şekilde kurgulandı. Bu sayede çok yoğun yaya ve araç trafiği olan bu bölgenin minimum etkilenmesini hedefliyoruz.” diyor.

Kazanan projenin ekibinde; Ilgın Avcı, Mimar, İTÜ (ekip başı) Alişan Çırakoğlu, Y.Mimar, ODTÜ, Eda Ekim Yılmaz, Y.Peyzaj Mimarı, İTÜ Efkan Solmaz, Y.İnşaat Mühendisi, YTÜ yer alıyor. Yardımcılar ise Batuhan Kumru, Mimar, UÜ, Aslıhan Sücüllü , Mimar, UÜ, öğrenciler Merve Özcan ve Doğukan Durmuş.

Theodosius Limanı

Yenikapı kazıları, belki de İstanbul’un binlerce yıllık tarihini anlayabilmemiz için çok büyük bir fırsat sağladı. İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafından yürütülen kazılar sırasında, İstanbul’un ilk yerleşimcilerine ait 8.000 yıllık ayak izlerinden, 5. ve 11. yüzyıllar arasına tarihlenen birçok Bizans gemi batığı bulundu. Bu gemiler bir zamanlar, Bizans’taki adıyla Konstantinopol’ün Theodosius limanında demirlemişti ve ticari mal taşıyorlardı.

 


 

 

Theodosius limanı, en işlek döneminde İstanbul’un dünyaya açılan kapısıydı ve Karadeniz ve Akdeniz’den gemilerin mal getirip götürdüğü kıtalar arası ekonomik ve kültürel ilişkileri sağlayan korunaklı bir doğal limandı.

Bugüne kadar Bizans gemileri hakkındaki bilgilerin çoğu Akdeniz’de bulunan birkaç orta boydaki açık deniz gemisinden edinilmişti. Ancak Yenikapı’da hepsi doğrudan Konstantinopolis’e ait olan küçük sandallar, balıkçı tekneleri, hizmet gemileri hatta donanma gemileri gibi geniş bir yelpazede gemiler açığa çıktı ve o dönemin gemi yapım teknikleri hakkında önemli bilgiler sağladı.

2013 yılında Marmaray istasyonu halka açıldı. Çıkan sayısız eser depolara kaldırıldı. Kazılarda çıkan eşsiz eserlerin nerede sergileneceği tartışılmaya başlandı. 2012 yılında Yenikapı kazılarında bulunan eserlerin sergileneceği müzenin mimari tasarımı için uluslararası bir yarışma başlatılmışdı. 2015 yılında bir proje birinci seçilmiş ve müzeye onay verilmişti. Ancak daha sonra müze ve arkeoparka dair hiçbir adım atılmamıştı.

 

Kazanan projede neler var?

Theodosius Limanı bölgesi Neolitik dönemden günümüze uzanan geniş bir zaman diliminde üst üste gelen katmanların izlerini taşımaktadır. Günümüzde İstanbul için önemli bir transfer merkezi olan alanı ele alırken; öncelikli hedef olarak bu izler arasındaki sürekliliği görünür kılarak, mekanın hafızasını kentliye sunmak amaçlanmıştır.

Kentsel, yapısal ve sanatsal ölçekte bu izlerden oluşturduğumuz rotalar sayesinde, yeraltında yolculuk eden veya yer üstünde dolaşan kentli için bölgenin tarihi hakkında farkındalık oluşturmak hedeflenmiştir.

Bölgede bulunan çok katmanlı izler göz önünde bulundurulmuş olup, yeraltında bulunan transfer yapısının ve bu yapının yeryüzünde oluşturduğu döşemenin nitelikli bir kentsel mekana dönüşerek kamusal yaşama katkı sağlaması planlanmıştır. Bu sayede Yenikapı transfer merkezinin İstanbul raylı sistem ağında özellikli bir yere sahip olacağı düşünülmektedir.

Önerilen Ziyaretçi Merkezinin alanda oluşturduğu yeni İz, meydan ve kazı çukuru arasında oluşan mekansal ve zamansal eşiğe “hafifçe asılarak” dönemler arası sürekliligi güçlendirmektedir.

Yenikapı meydanı için önerilen sergileme katmanında; alanın geçmişini kentliye sunmak için, Yenikapı kazılarının buluntularının meydan yüzeyine oyularak işlenmesi önerilmiştir. Yağışlı havalarda
bu İzlerde oluşan ve kaybolan su birikintileri zaman içerisinde yok olan Deniz katmanına gönderme yapmaktadır.

Tasarım önerimizde Theodosius Limanı Surlarının izleri üzerinde bulunan Küçük Langa Caddesi yayalaştırılarak yenikapı meydanı, kazı çukuru laboratuvar binaları ve 100 ada arasında Theodosius Limanı gezi rotası oluşturulmuştur. Bu rota üzerinde bulunan çeşitli bilgi panoları ve dijital etkileşim alanları sayesinde limanın tarihi ve Yenikapı kazılarının buluntuları yanı sıra Bizans gemi sanatı, deniz ticareti ve kent yaşamı gibi konularda da izleyicilere bilgi aktarılmaktadır.

Theodosius Limanı gezi rotası Atatürk Bulvarı kesişiminde genişleyerek ziyaretçi merkezinin oluşturan ve odak alanında bulunan kazı çukuru, meydan, ulaşım hatları gibi kentsel çekim noktalarını birbirleriyle ilişkilendirmek için önerdiğimiz iskele strüktür ile başlamaktadır.

Meydan ve Kazı çukurunun ara kesitine “asılan” ve Ziyaretçi Merkezini oluşturan iskele strüktür bölgenin geçmişi ve mevcut hali arasında bir gezi rotası tariflemektedir.

İskelenin kazı çukuruyla oluşturduğu ara kesit metronun hızlı dolaşım sistemine alternatif olarak bölgenin arkeolojik katmanları hakkında bilgi sunan ve meydan ile raylı sistem arasında bağlantıyı sağlayan bir keşif rotası olarak planlanmıştır.

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için