Blog

May7

İzmir Aliağa’da 1. Derece Arkeolojik Sit Alanına İş Makineleri Girdi

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  aliağahafriyatılıcaburunizmirrüzgar türbinisit alanısocartahribatsit alanı



İzmir Aliağa’da 1. Derece Arkeolojik Sit Alanına İş Makineleri Girdi

Yazan:  Tarih: 7 Mayıs 2016

Termik santral ve rüzgar türbini yapılmak istenen İzmir, Ilıca Burnu’nda iş makineleri, 1. derece arkeolojik sit alanında hafriyat çalışmalarına başladı.

Azeri devlet petrol şirketi Socar, İzmir Aliağa Ilıca Burnu’nda 1. derece arkeolojik sit alanı dibine rüzgar türbini ve termik santral yapıyor. Termik santrallerin oluşturacağı hava kirliliği arkeolojik kalıntılarda bozulmalara yol açabilir.

Azeri petrol şirketi Socar’ın, Aliğa Ilıca Burnu’nda yapmak istediği iki termik santral ve on yedi rüzgar türbininin olduğu bölgede 2012’de yapılan yüzey araştırması sırasında antik dönemden kalma liman ve taş ocağı kalıntılarına rastlanmıştı. Bunun üzerine bölge 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenmişti. Tescil kararına rağmen Socar, arkeolojik sit alanının 5 metre ötesine rüzgar türbini, 45 metre ötesine de yan yana iki termik santral, liman ve kömür deposu inşa etmek istiyor.

İklimadaleti.org’tan Elif İnce’nin haberine göre, 6 Mayıs Cuma günü denizden çekilen fotoğraflarda, antik limanın yaklaşık 50 metre ötesinde yürütülen kazının oldukça ilerlediği ve iş makinalarının çalışmaya devam ettiği görülüyor. Arkeologlar Derneği, ‘Sit alanı olarak tescilli parselde arkeoloji müzesi denetimi olmadan hiçbir çalışma yapılamaz’ diyerek koruma kurulu ve müzeden acil bilgi talep etti.

Socar’ın kalıntılara 50 metre mesafede inşa etmek istediği termik santral projesine karşı EGEÇEP tarafından açılan davanın avukatlarından Arif Cangı, hafriyat çalışmasının 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na aykırı olduğunu belirterek Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından acilen soruşturma başlatılması gerektiğini söyledi.

Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Yiğit Özar konu ile ilgili Arkeofili’ye yaptığı açıklamada, tescilin ilginç şekilde bütün halinde olmadığını belirtti ve “Koruma kurul üzerine düşeni yapmış gibi görünüyor ama, enteresan olarak ‘sit’ alanı sınırlarının tek yapı tesciller gibi kalıntı kalıntı üç parça halinde yapılması. Oysaki bu üç kalıntı ayrı ayrı sit alanı değil de tek bir sit alanı oluşturacak şekilde birleştirilerek koruma altına alınmalıydı. Bu tip durumlarda genelde bir parselin sit alanı dışında kalan kısmı ise 3. derece ilan edilir ama burada bu yapılmamış.” dedi.

Arkeofili.com

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için