Blog

Şuu26

Kavuşan Höyük’te Yenmiş Kaplumbağalarla Gömülen Kadın ve Çocuk Bulundu

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  barajbismildemirçağdiclefıratfırat kaplumbağasıılısukaplumbağakavuşan höyükkurtarma kazısıpost assurritüel



Kavuşan Höyük’te Yenmiş Kaplumbağalarla Gömülen Kadın ve Çocuk Bulundu

Yazan: Ayşe Bursalı Tarih: 26 Şubat 2016

Bismil’in 10 km güneydoğusundaki Kavuşan höyük kazılarında, yaklaşık 2500 yıl önce, kesilip yenilmiş 17 adet Fırat kaplumbağasıyla gömülmüş bir kadın ve çocuğun mezarı bulundu.

Yumuşak kabuklu olan Fırat kaplumbağaları, saldırganlıklarıyla biliniyor. Mezarda farklı türlere ait

Keşfin yapıldığı Kavuşan höyük Diyarbakır’da Dicle Nehri’nin güney kıyısında bulunan çok dönemli bir höyük. Arkeolojik kayıtlara göre MÖ 3. binyılın sonlarından MS 14. yüzyıla kadar yerleşimin devam ettiği Kavuşan höyük, Hasankeyf gibi, yakında Ilısu Barajı’nın altında kalarak suya gömülecek. Kavuşan Höyük’teki kurtarma kazıları 2001-2009 yıllarında devam etti.


Kaplumbağalarla birlikte gömülmüş kadın ve çocuğun mezarı (Görsel : Kavuşan Höyük Kazıları)

2008 sezonunda, yaklaşık MÖ 6. yüzyılda Post-Assur dönemine (Geç Demir Çağ) tarihlenen üç silo keşfetti. Bu silolar tahıl depolama amaçlı olsa da bir tanesi daha sonra mezar olarak kullanılmıştı.

Bu silo çukurunun dibinde, üstüste gömülmüş 6-7 yaşlarında bir çocuk ve 45-55 yaşlarında bir kadının iskeleti bulundu. Kadın ve çocuk iskeletlerinin çevresinde ise 17 adet Fırat kaplumbağasına (Rafetus euphraticus) ait kabuk ve diğer iskelet kalıntıları bulunuyordu.

Paris Milli Doğa Tarihi Müzesi’nden hayvan kalıntılarını inceleyen zooarkeolog Rémi Berthon “Bu gerçekten beklenmedik bir şeydi” diyor. Kara kaplumbağası (tosbağa) daha yaygın olmak üzere Orta Doğu’daki mezarlarda kaplumbağalar bulunmuştu. Fakat Fırat kaplumbağası bulmak, hem de bu kadar çok sayıda bulmak bir sürpriz oldu.

Berthon ayrıca, kaplumbağaların yenilmek amacıyla kesildiğine dair kanıtlar buldu. Kemiklerdeki kesik izleri, kaplumbağaların sırtlarının üstüne konulup, içindeki et için kesilerek açıldığını gösteriyor. Araştırmacılar kaplumbağaların bacaklarının da kesildiğini belirtiyor.


Dicle Nehri’nn kıyısında güneşlenen bir yumuşak kabuklu Fırat kaplumbağası. (Görsel: S. Turga)

Mezardaki Çocuk, Kadının Üstüne Gömülmüş

Cinsiyeti belirlenmeyen çocuk iskeleti yüzüstü yatar şekildeydi. Çocuğun sol bacağı dizinden bükülmüş, sağ bacağı ise uzatılmıştı. Sağ kolu vücudunun altında dururken, sol kolu is yüzünü korumak ister gibi, omzunun üstünden uzanıyordu.

Antiquity dergisinde yayınlanan makalede kazı başkanı Profesör Gülriz Kozbe ve Rémi Berthon “Çocuğun kafatasının yanına mezar hediyesi konulmuş, kırık bir demir fibula çocuğun bir kız olduğuna işaret ediyor olabilir” diyor.

Çocuğun tam olarak altında ise 45-55 yaşlarındaki kadın iskeleti vardı. Kadın sırtüstü ve yarıcenin pozisyonunda gömülmüştü. İki iskelette de şiddet içeren bir ölüme dair travma izi bulunmadı. DNA analizi yapılmadığı için kadın ve çocuk arasındaki ilişki henüz bilinmiyor.

Berthon, Discovery News’e yaptığı açıklamada “Kadın ve çocuğın kısa bir zaman aralığında gömüldüğünü biliyoruz. Çünkü çocuğun hemen altında bulunan kadın iskeleti, çocuğun vücudu mezara yerleştirilirken, bütünlüğü bozulmamış (yani kemiklerin yerleri değişmemiş).”

Mezardaki Kaplumbağa Kalıntıları

Çukurun kenarlarında kaplumbağalara ait birçok kalıntı bulundu. Mezarın ortasında da iki kaplumbağa kabuğu ve dağılmış şekilde bazı iskelet parçaları bulundu.

Ortadaki kabuklardan biri bir Mahmuzlu Akdeniz kaplumbağasına (Testudo graeca) aitti. Kalıntıların 17 tanesi yumuşak kabuklı Fırat kaplumbağasına, 3 tanesi de Çizgili kaplumbağaya (Mauremys caspica) aitti.

Berthon “Bir tatlısu kaplumbağası olan Çizgili kaplumbağalar Türkiye’nin doğusunda çok yaygın olsa da, ilk defa mezar hediyesi olarak kullanıldığına dair bir kanıt bulduk. Fırat kaplumbağaları da daha önce bir mezarda hiç bulunmamıştı” diyor.

Mezara konulan Fırat kaplumbağaları bariz olarak, yenmek için kesilip doğranmıştı. Berthon “Bazı anatomik parçalar eksik. Bu da parçaların, büyük ihtimalle bir cenaze töreni (ritüeli) kapsamında tüketilmek üzere alndığını gösteriyor” diyor.

Fakat diğer kaplumbağa çeşitleri (Mahmuzlu Akdeniz kaplumbağası ve Çizgili kaplumbağa) görünüşe göre cenaze töreninde kesilmemiş ve tüketilmemişti. Araştırmacılar, sadece boş kabuklarının mezar hediyesi olarak kullanıldığını söylüyor.

 

Discovery News, Live Science, 25 Şubat 2016

Arkeofili.com

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Semih
Yazan: Semih   28.02.2016 22:53:57 - 22:53:56 O yaz kazıda Harvard'dan gelen arkeolog Güner Coşkunsu hocamız olmasa herhalde bu kadar önemli bir bulgu gözardı edilirdi. Gülriz Hoca ve o çukuru kazanlar suyla taşınıp boğulmuş kaplumbağalar yorumunu yapıyordu. Güner Hoca'nın çok heyecanlı ve mutlu olarak bizzat açma başında bize mezara çok özel muamele edilmesi, çok titiz çalışılması ve kayıt altına alınması için bizi yönlendiğini hatırlıyorum. Hatta o anları fotoğraflayıp Facebook'ta paylaşmıştık. Güner Hoca bizim Türkiye'de hiç okumadığımız duymadığımız arkeolojik ve etnografik verilerden ve yayınlardan bahsetmişti. Meğerse o yıllarda Arabistan bölgesi kazılarında yeni yeni ama bolca çıkmaya başlamış kaplumbağalı insan mezarları. Hatta Gülriz Hoca'ya bu konuda devam etmekte olan İngilizce bir tezi yazarın izniyle göndermişti. Amerikan yerlilerindeki günümüz uygulamalarını ve İsrail'deki Epipaleolitik ve Natufian insan mezarlarına eşlik eden kaplumbağalı mezarları ve ritüelleri de o yaz ben de Gülriz Hoca da öğrenciler de ilk kez Güner Hocamızdan büyük bir merakla dinlemiştik.

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için