Blog

Ağu25

Romalılar Fransız Bulldoglarını Bizim Kadar Seviyor Muydu?

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  AydınBrakisefalBulldogKöpekTralleis



Romalılar Fransız Bulldoglarını Bizim Kadar Seviyor Muydu?

Roma ve Bizans dönemine ait mezarlar arasında yetişkin bir insan ve köpeğin kalıntılarını içeren, yaklaşık 2.000 yıl öncesine tarihlenen bir mezar vardı.

Buket Çağlayan - www.arkeofili.com

Aydın’daki 2.000 yıllık mezarda bulunan kalıntılar, bulldog ve pug gibi köpekleri ilk yetiştirenlerin Romalılar olabileceğini gösteriyor.


Fransız bulldogların kısa burunları, büyük gözleri ve insanların (Antik Romalılar da dahil) “ah, çok tatlı!” demesini tetikleyen kırışık ifadeleri var. C: Pixabay

Teknik olarak brakisefalik köpekler olarak bilinen puglar ve bulldoglar gibi düz yüzlü köpekler inkar edilemez derecede çekici olabilir: Küçük burunları, büyük gözleri ve buruşuk yüz hatlarıyla ebediyen yavru köpeklere benziyorlar ve insanlara “aa, ne tatlı!” dedirtiyorlar.

Brakisefali birkaç farklı genden kaynaklanıyor olabilir ve insanların brakisefalik özellikler için köpekleri birkaç kez ve farklı yerlerde seçici olarak yetiştirmiş olmaları muhtemel. Örneğin pug’ların 1.000 yıldan daha uzun bir süre önce Çin’de ortaya çıktığı söyleniyor. Şimdi ise Türkiye’deki 2.000 yıllık bir mezarda ortaya çıkan dikkate değer bir keşif, eski Romalıların muhtemelen düz yüzlü köpekleri de arkadaş olarak yetiştirdiklerini gösteriyor.

Muhtemel sahibinin yanına gömülen, Fransız bulldog’a benzeyen özelliklere sahip küçük bir köpeğin kalıntıları, şimdiye kadar keşfedilen brakisefali köpeğin bilinen en eski örnekleri arasında yer alıyor.

Eski bir ‘en iyi arkadaş ve refakatçi’

Bu yılın başlarında Journal of Archaeological Science: Reports’ta yayımlanan keşif, 2007 yılında Türkiye’nin Ege kıyısındaki modern Aydın şehrinin hemen dışında bulunan Tralleis nekropolünde yapıldı.

Roma ve Bizans dönemine ait mezarlar arasında yetişkin bir insan ve köpeğin kalıntılarını içeren, yaklaşık 2.000 yıl öncesine tarihlenen bir mezar vardı. Köpek, muhtemelen o zamanlar bir gelenek olan bir şekilde, sahibiyle birlikte gömülmek üzere öldürülmüştü; aynı zamanda, yanına yatırıldığı insan gibi, başı doğuya bakacak şekilde dikkatlice yan yatırılmıştı.

Tralleis köpeğinin geriye kalan kafatası ve çenesinin analizi, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa’dan zooarkeolog Vedat Onar liderliğindeki bir ekip tarafından 2021 yılında yapıldı. Araştırmacılar, akut derecede brakisefali gösteren kafatası oranlarına dayanarak, antik köpeğin modern Pekinez büyüklüğünde olduğunu ve modern Fransız bulldoglarına benzediğini belirlediler.

Bu, benzer düz yüz özelliklerine sahip, Roma dönemine ait bir köpek kafatasının yalnızca ikinci keşfi; ilki 18. yüzyılda Pompeii’de keşfedildi ve MS 79’da Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla şehrin yok olduğu zamana tarihleniyor.

Üst: Tralleis köpeğinin kafatası ve çene kemiği; Alt: Tralleis kafatasının (solda) modern bir Fransız buldogununkiyle (sağda) karşılaştırması. Tralleis köpeği daha küçük ve kabaca Pekinez büyüklüğünde olabilir. C: Vedat Onar

Vedat Onar, düz yüzlü köpeklerden Roma yazılarında özel olarak bahsedilmemesine veya sanatlarında tasvir edilmemesine rağmen, bu ikinci bulgunun, Romalıların bu tür özellikleri seçici olarak evcil köpekler için yetiştirdiklerini gösterdiğini söylüyor. Onar, hayatta kalan örneklerin yalnızca bu iki brakisefalik köpekle sınırlı rastgele genetik mutasyonları yansıtabileceğinin uzak bir ihtimal olduğunu kabul ediyor; yine de küçük boyutları, köpeklerin evcil hayvan olarak yetiştirildiği fikrini destekliyor: Yine de küçük boyutları, köpeklerin evcil hayvan olarak yetiştirildiği fikrini destekliyor.

“Tralleis’te bulunan bu köpek kafatası, istenilen özelliklerin güçlendirilmesiyle gerçekleştirilen bir yapay seçilim olgusu olarak görülebilir.”

Roma dönemindeki köpeklerin çoğu avlanma, koruma ve gütme amacıyla çalışan hayvanlardı ve kemiklerindeki yaralanmalar, onlara çoğu zaman iyi davranılmadığını ortaya koyuyor. Ancak Tralleis köpeğinin böyle bir yarası yoktu ve dişleri üzerinde yapılan analizler onun çok az sert yiyecek yediğini gösteriyor. Bu keşifler, köpeğin çok küçük boyutuna ilişkin tahminlerin yanı sıra, Onar ve meslektaşlarına göre bunun bir av köpeği (canis venaticus) veya bekçi köpeği (canis villaticus) yerine çok sevilen bir evcil hayvan olduğunu gösteriyor: bir “kucak köpeği”.

Araştırmanın yazarları, “Belki de Tralleis köpeği, ölen kişinin en iyi arkadaşı ve refakatçisiydi ve muhtemelen son vasiyetine ortak bir cenaze töreni isteğini de eklemişti.” diye tahminde bulunuyor. (Antik Romalılar da sevdikleri evcil hayvanlarına ayrı ayrı cenaze törenleri düzenlediler; iyi bilinen bir mezar taşında şunlar yazıyor: “On beş yıl önce seni kendi ellerimle eve getirdiğimde ne kadar sevindiysem, seni son yolculuğuna taşırken de gözyaşları içindeyim.”)

Genlerdeki düz yüzler

Tuft Üniversitesi Cummings Veterinerlik Okulu’ndan köpeklerde brakisefali üzerinde çalışan klinik genetikçi Jerold Bell, “Bu tür köpeklerin bu kadar eski bir zamanda var olması benim için sürpriz oldu. Ama buldukları şeyin bu olduğu çok açık.”diyor.

Son araştırmada yer almayan Bell, brakisefali birçok farklı genden kaynaklanabildiğinden, antik Roma’nın düz yüzlü köpekleri ile modern brakisefali köpek ırkları arasında doğrudan bir çizgi çekmenin mümkün olmadığını belirtiyor.

Araştırmada yer almayan Purdue Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden genetikçi Kari Ekenstedt, bir gün Tralleis köpeğinin dişlerinden antik DNA’nın çıkarılabileceğini umuyor. Genetik bilgi sadece köpeğin cinsiyeti sorununu çözmekle kalmıyor (araştırmacılar köpeğin erkek olduğunu düşünüyor ama emin değil), aynı zamanda brakisefaliye neden olduğu bilinen üç veya dört genetik mutasyondan birini de gösterebilir.

Ekenstedt ayrıca, Tralleis köpeğinin modern brakisefalik ırkların atası olma ihtimali olmasa da bunun bir olasılık olmaya devam ettiğini belirtiyor. Örneğin, köpeklerde görülen cücelik gibi genetik mutasyonlar, corgis ve dachshund gibi cinslerde görülüyor ve bu cinslerin standartlaştırıldığı Viktorya döneminden öncesine dayanıyor. Ekenstedt, “Mutasyonların kendileri oldukça eski olabilir” diye ekliyor.

Aşırı üreme ve sağlık sorunları

Birleşik Krallık’taki Kraliyet Veteriner Koleji’nde köpek brakisefalisi uzmanı olan hayvan epidemiyologu Dan O’Neill, Fransız buldogları ve Boston teriyerleri gibi brakisefali ırkları da dahil olmak üzere çoğu modern köpek ırkının, kârlı bir iş olduğu Viktorya döneminde yaratıldığını açıklıyor.

Bir buçuk asırdan fazla süre devam eden üreme çalışmaları, bazı yetiştiricilerin brakisefali’nin en aşırı derecelerini en “sevimli” olarak görmeleri, düz yüzlü köpeklerde ilgili sağlık problemlerinde keskin bir artışa yol açtı.

Bu sorunlardan en iyi bilineni, “brachy” köpekler arasında yaygın bir solunum zorluğu olan Brakisefalik Obstrüktif Hava Yolu Sendromu. Bu köpekler ayrıca büyük gözleri göz kapaklarından yeterince ıslanmadığı için sıklıkla göz problemleri yaşıyorlar. Brakisefali genetiğiyle ilişkili omurga sorunları, yüz çevresindeki derin kırışıklıkların neden olduğu cilt problemleri de var.

Hayvan uzmanları artık köpeklerin sağlığına odaklanılarak düz yüzlülük için en kötü aşırılıkların önlenebileceğine inanıyor. O’Neill, “Amaç şu ki, aşırı versiyonlara sahip olmayı sosyal olarak kabul edilemez hale getirmeye başlayacağız. Bu durum, satın alma tercihlerini doğal olarak sağlıklı köpeklere kaydıracak.”


National Geographic. 14 Ağustos 2023.

Makale: Vedat ONAR et al. (2023).

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için