Blog

Ağu28

Sümer Kenti Ur’da Kozmetik ve Kişisel Bakım Aletleri

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Sümerkenturkozmetikmakyajaletmezopotamyabakımroma



Sümer Kenti Ur’da Kozmetik ve Kişisel Bakım Aletleri

 

Kişisel bakım malzemeleri birbirinden farklı biçimlerde de olsa, M.Ö. 3000 yıllarından günümüze kadar,  İngiltere topraklarından İndus Vadisi’ne kadar tüm antik dünyada kullanıldı. Neredeyse bütün yayımlar, bu tarihi eserlerin nasıl kullanıldığına dair bilgi elde edilemediğini belirtse de, tüm tahminler onların kozmetik amaçlı kullanıldığına işaret etmektedir.

Ur’da bulunan ve genellikle bakırdan yapılmış koni şeklindeki bu setlerin içerisinde tel bir halka üstüne yerleştirilmiş 3 veya 4 parça alet bulunmaktadır. Bu aletler kılıfın içine genellikle sadece baş kısımları görünecek şekilde yerleştirilmiştir. Binlerce yıl geçmesi sebebiyle, onları birbirinden ayırmak çok zor, hatta neredeyse imkansız olduğundan, kılıfının dışında ayrı şekilde bulunan aletlere göz atmak daha kolay olacaktır. Bu aletler, bir halka etrafına yerleştirilerek güvenli duruma alınmış, böylece kılıflarına konmasalar dahi bir arada kalmaları sağlanmıştır. Ur’un üst kısmında yer alan Kish kazı alanında, Erken Hanedanlık Dönemi’ne tarihlendirilen (M.Ö. 2750-2600) mezarlar içerisinde, hem kılıflarında bulunan, hem de kılıflarından ayrı şekilde duran çeşitli aletler gün ışığına çıkarılmıştır.

Sümer Kenti Ur'da Kozmetik ve Kişisel Bakım Aletleri

Kulak çubuğu, iğneler ve ince uçlu çubuklar görülüyor. Fotoğraf 2: Cımbız, ince uçlu çubuk ve bıçak içeren 4 aletli bir set. Fotoğraf 3: Üç alet içeren koni şeklinde topuzlu bir kılıf.

İçerisinde üç alet bulunan setlerde genellikle kulak çubuğu, sivri uçlu bir çubuk ve bir çift cımbız olduğu görülürken, 4 alet içeren setlerde, bir de ufak bir bıçak bulunmaktadır. (Torres-Rouff et al. 2012). Bu aletlerin, iyice sıkıştırmak dışında, kılıflarının içinden düşmelerini engelleyen herhangi bir yöntem olmadığı görülmektedir.

Ur’da keşfedilen ve şu anda Penn Müzesi’nde bulunan kişisel bakım kılıfları hiçbir şekilde süslenmemişken, Kish’de ele geçirilen kılıfların süslenmiş olması dikkat çekmektedir. İkisinin üstünde de, antik dönemde kemere takıldıklarına işaret eden ve deri olduğu tahmin edilen düzensiz şeritler yer almaktadır.

Kish’de, mezarlarda ortaya çıkarılan bu nesnelerin, iskeletlerin bel bölgesine yakın bir noktada yer aldığı görülmüştür. Ur’da ise kayıtlı olan 99 kişisel bakım setinin 87’si mezarlar içerisinde bulunsa da, bedenlerin özellikle hangi kısmında bulunduğuna dair herhani bir kayda rastlanmamaktadır.

Daha önce yapılan çalışmalarda, bu setler daha çok dikiş malzemeleri ile ilişkilendirilmiş ve dolayısıyla kadınlara ait cenaze setleri oldukları düşünülmüştür. Ancak, Kish’teki araştırmalar sonrasında, 11 erkeğin bu setlerle beaber gömüldüğü görülürken, yalnızca 2 kadının mezarında bu setlere rastlanmıştır. (Torres-Rouff et al. 2012). Bu istatistikler, ufak bir örneklem grubu üzerinde çalışıldığından ve bazı iskeletlerin cinsiyet belirlemelerinde hatalar olması ihtimalinden ötürü çok peşin hükümlü gibi görünse de, bu setlerin kadın mezarlarından çok erkek mezarlarında bulunduğu açık bir şekilde görülmektedir.

Kişisel Bakım Malzemelerinin İşlevleri

Araştırmalar doğrultusunda, bu kişisel bakım ürünlerinin üç farklı işlevi olabileceği öne sürülmektedir.

İnternette bulunan diğer set örnekleri: 1- M.S. 2OO yılında bir atletin kişisel bakım seti; 2- M.S. 400-700 Oxfordshire, Anglo Sakson Kişisel Bakım Seti 3- M.S. 800-1169, İrlanda, Vikinglere ait bir kişisel bakım seti; ve son olarak 4- Günümüze ait bir kişisel bakım malzemesi.

İnternette bulunan diğer set örnekleri: 1- M.S. 2OO yılında bir atletin kişisel bakım seti; 2- M.S. 400-700 Oxfordshire, Anglo Sakson Kişisel Bakım Seti 3- M.S. 800-1169, İrlanda, Vikinglere ait bir kişisel bakım seti; ve son olarak 4- Günümüze ait bir kişisel bakım malzemesi.

Bu aletlerin ilk akla gelen işlevi, elbette kozmetiktir. Bu setlerin, vücutta çeşitli değişiklikler yaratma ve bazen de makyaj uygulama amacıyla kullanılmış olabilecekleri, yapılan en yaygın tahminlerden biridir. Bu tahminler doğrultusunda, ince uçlu çubuğun göz kapaklarına sürme çekmek ve dudağa ruj sürmek için kullanılmış olabileceği düşünülmektedir. Kulak çubuğunun, yalnızca kulağı temizlemek için değil, aynı zamanda göz kapağına toz far benzeri mineral bileşenleri uygulamak için de kullanılmış olabileceği tahmin edilmektedir. Cımbız ise, hem istenmeyen tüylerden kurtulmak için, hem de kaşları şekillendirmek için kullanılmış olabilir.

Bu aletlerin akla gelen ikinci işlevi ise hijyendir. Bu durumda, bu aletlerin, örneğin deriden diken çıkarmak gibi, hijyenik amaçlarla kullanılmış olabileceği düşünülmektedir. Bıçak, yarayı açmak için kullanılmış olabilir. İnce uçlu çubuk ve/ya kulak çubuğunun, dikeni yaranın içinden çıkarmak için kullanıldığı düşünülürken, cımbızın da dikeni çekmek için kullanılmış olabileceği düşünülmektedir. Bu aletlerin, tırnakları temizlemek ve kesmek için de kullanılmış olabileceği de tahmin edilmektedir. Kulak çubuğu, tırnak etlerini geri itmek için kullanılmış olabilir. Bıçak ise, tırnakları kesmek için kullanılırken, cımbız da tırnakların altını ya da tırnak çevresindeki ölü deriyi temizlemek için kullanılmış olabilir.

Aletlerin üçüncü işlevi ise tıbbidir. 2003’te Wendy Morrison, bu setlerin ağrılı göz enfeksiyonlarının tedavisinde kullanıldığını öne sürmüştür. Morrison, bir fotoğrafta, Trahom hastalığına sahip Kenyalı bir kadının boynunda bir çift cımbızın yer aldığını gördükten sonra bu işlevi araştırmaya karar vermiştir. Trahom, daha çok tozlu veya dumanlı yerleşim alanlarındaki karasinekler yoluyla bulaşır. Morrison’ın çalışmaları bu hastalığın geçmişte de var olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda Romalılar’ın kitaplarında, hastalığın tedavi yöntemlerine de rastlanmaktadır.  Hastalık, göz kapağının dışa dönmesi ile kendini gösterir ve gözün iç kısmında çok büyük ağrılara sebep olur.  Eğer tedavi edilmezse, körlüğe sebep olabilir. Roma Britanyası’nda bulunan kişisel bakım setlerine bakıldığında (Ur’da bulunanlara son derece benzemektedir), Morrison, cımbızın, göz kapağı dışa dönmeye başladığında kiprikleri yolarak ağrıyı yatıştırmak amaçlı kullanılmış olabileceğini öne sürmektedir. İnce uçlu çubuk ise iyileştirmek amacıyla sertleşmiş yarayı kazımak için kullanılmış olabilir. Kulak çubuğunun aynı amaçla kullanılmış olabileceği düşünülmektedir, fakat aynı zamanda göze ve göz kapağına ilaç uygulamak için kullanılmış olabilir. Romalılar’a ait metinler bu ilaçların tariflerinden ve nasıl uygulandıklarından bahsetmektedir. (Morrison 2013)

Bu aletler güzellik ya da hastalıkların tedavisi amacıyla kullanılmış olabilir. Biz onları nasıl yorumlarsak yorumlayalım, bu aletlerin kesinlikle daha çok ilgiyi hak ettiği unutulmamalıdır.

Penn Museum
Morrison, Wendy. 2013. A Fresh Eye on Familiar Objects: Rethinking Toiletry Sets in Roman Britain.  Oxford Journal of Archaeology 32(2):221-230.

Torres-Rouff, C., W. Pestle, and B. Daverman. 2012. Commemorating Bodies and Lives at Kish’s “A Cemetery”: (Re)presenting Social Memory.  Journal of Social Archaeology  12(2):193-219.-Arkeofili.com 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için