Blog

Haz26

Tarih Öncesi Avrupa’da İkilik Dışı Cinsiyet Bulguları

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  CinsiyetErkekKadınNeolitikToplumsal CinsiyetTunç Çağı



Tarih Öncesi Avrupa’da İkilik Dışı Cinsiyet Bulguları

Çalışmanın bulguları, tarih öncesi insanların rollerinin büyük ölçüde -ancak tamamen değil- biyolojik cinsiyetleri tarafından belirlendiğini ortaya çıkardı.

Buket Çağlayan - www.arkeofili.com

Cinsiyet kimliği her zaman biyolojik cinsiyetin ikili modeline dayanmaz ve araştırmalar, bu akışkanlığın tarih öncesinden beri var olabileceğini gösteriyor.


Analiz edilen iskeletlerin yüzde 10’a kadarı, cinsiyeti belirtebilecek mezar eşyalarına göre non-binary olabilir.

İnsanlar, biyolojik cinsiyetin kişinin toplumdaki rolüyle bağlantılı olduğu fikrinin geçmişte kaldığını düşünme eğiliminde. Ama tarih öncesinde bile durum böyle miydi?

Göttingen Üniversitesi’nden arkeologlar, tarih öncesi Avrupa’da toplumsal cinsiyet kavramının gerçekten de tahmin edilebileceği gibi “ikili” olup olmadığını belirlemek için Neolitik ve Tunç Çağı mezarlarındaki (yaklaşık MÖ 5500 – MÖ 1200) cinsiyet temsilini incelediler.

Çalışmanın bulguları, tarih öncesi insanların rollerinin büyük ölçüde -ancak tamamen değil- biyolojik cinsiyetleri tarafından belirlendiğini ortaya çıkardı. Ancak araştırmacılar, şu anda mevcut olan yöntemlerin hataya çok fazla yer bıraktığını da keşfettiler. Sonuçlar Cambridge Archaeological Journal’da yayımlandı.

İkili ve ikili olmayan modeller (F: dişi/dişil; M: erkek/eril). C: Nicola Ialongo/Eleonore Pape

Birçok kişi, iki biyolojik cinsiyet nedeniyle iki cinsiyet olduğuna inanır. Bununla birlikte, cinsiyet ve toplumsal cinsiyeti ayrı ayrı ele alırsak, en az dört olası kombinasyon var. Tarih öncesi arkeologlar için, tarih öncesi topluluklardaki toplumsal cinsiyet normlarını ve bireysel kimlikleri anlamak zor bir iş.

Araştırmacılar genellikle tarihöncesi bireylerin biyolojik cinsiyetlerini kemiklerine göre tahmin ediyor ve cinsiyetlerini ölümlerinde onlara eşlik eden nesnelere göre belirliyor. Bu karmaşık muamma şu şekilde basitleştirilebilir: Erkekler için silahlar, kadınlar için takılar.

Araştırmacılar, yaklaşık 4.000 yıllık insanlık tarihini kapsayan Almanya, Avusturya ve İtalya’daki önemli Neolitik ve Tunç Çağı mezarlıklarına gömülen 1.000’den fazla kişiden cinsiyet ve toplumsal cinsiyet verilerinin ne sıklıkta eşleştiğini ve ne sıklıkta eşleşmediğini belirledi.

Veriler, insanların yüzde 10’unun “ikili norma” uymadığını ortaya koyuyor, ancak aynı zamanda incelenen toplam nüfusun yalnızca yüzde 30’unun cinsiyetlerini ve toplumsal cinsiyetlerini gerçekten tanımlanabildiğini ortaya koyuyor.

Bu araştırmayı Göttingen Üniversitesi’nde yürüten ve şu anda Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü’nde çalışan Dr. Eleonore Pape, “Bu veriler bize, ikili olmayan insanları artık tarihsel olarak bir kuralın ‘istisnaları’ olarak değil, resmi olarak kabul edilebilecek, korunabilecek ve hatta saygı duyulabilecek ‘azınlıklar’ olarak çerçeveleyebileceğimizi söylüyor.” diyor.

Göttingen Üniversitesi’nden Dr. Nicola Ialongo, “Ancak bu, olası yorumlardan yalnızca biri. Şu anda, yalnızca analitik yöntemlerin (örneğin osteoloji) hata payları nedeniyle değil, aynı zamanda doğrulama yanlılığı (insanların bulmak istediklerini bulma eğiliminde olduğu anlamına gelir) nedeniyle gerçek etkiyi hâlâ değerlendiremiyoruz.” diyor.

Gelecekte biyomoleküler analizlerin – örneğin antik DNA ve proteomik – dahil edilmesi, araştırmacıların tarih öncesi cinsiyet ve toplumsal cinsiyet anlayışımızı netleştirmesine izin verecek.


University of Göttingen. 26 Mayıs 2023.

Makale: Pape, E., & Ialongo, N. (2023)

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için