Blog

Nis24


Tarihi eserler usta ellerde restore ediliyor

Vakıflar Genel Müdürlüğünün Kur’an-ı Kerim, hat, halı ve yazma eser gibi taşınabilir varlıkları, Sultanahmet’te kurulan konservasyon atölyesinde yılların yorgunluğunu atıyor. Vakıflar Genel Müdürlüğünün, envanterinde kayıtlı taşınır eserlerin konservasyonu için 3 yıl önce başlattığı çalışma kapsamında, Sultanahmet’teki atölyede hummalı çalışma devam ediyor. Türkiye ve yurt dışındaki vakıflara emanet edilen ancak uygun sergileme imkanı olmadığı için yıllar içinde güve, kurt ve mantarların tahrip ettiği tarihi eserler, atölyede istihdam edilen kadınların elinde hayat buluyor. Vakıflar, burada eski eserleri yenilerken, kadınlara da istihdam sağlıyor. Atölyede çalışan 36 kadın, vakıfların tarihi eserlerini inceden inceye elden geçiriyor. Atölyeye getirilen tarihi eser, öncelikle fotoğraflanarak, durumu kayıt altına alınıyor. Daha sonra eserdeki sorun tespit edilerek, yapılacak uygulamalar netleştiriliyor. Çalışmanın bu aşamasında, eser kategorisine göre ahşap, kağıt veya tekstil grubuna teslim ediliyor. Uzmanların kararları doğrultusunda eser onarılıyor. Konservasyonun her aşaması fotoğraflanıyor ve eser sonunda araştırmacıların ulaşabilmesi için dijital ortama aktarılıyor. Konservasyondan geçirilen eserler, nem ve sıcaklık değerleri ayarlanmış ortamlarda korunuyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü, belli periyotlarda eserleri tekrar elden geçirerek, gelecek kuşaklara sağlıklı bir şekilde ulaşmasını amaçlıyor. “Depo mahiyetinde düşündüğümüz yerler var” Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, vakfedilen eserleri sadece yapılar olarak değerlendirmemek gerektiğini, bunların içinde şamdanlardan yazma kitaplara, hat levhasından kilimlere kadar taşınabilir eserler de bulunduğunu söyledi. Vatandaşların vakıf eserlerine bağışladıkları taşınır varlıkların da envantere kaydedildiğini anlatan Ertem, eserlerdeki tahribatı gidermek için yaptıkları çalışmaları anlattı. Hızlı bir şekilde vakfiye mahiyetindeki taşınabilir eserleri atölyede elden geçirdiklerini dile getiren Ertem, eserleri daha sonra ya uygun saklama koşullarında depoya kaldırdıklarını ya da sergilenmek üzere ilgili yerlere gönderdiklerini kaydetti. Genel Müdür Ertem, İstanbul’da müzecilikle alakalı çalışmalarına da değinerek, şu bilgileri verdi: “Depo mahiyetinde düşündüğümüz yerler var. Şehrin en güzel, turistik yerinde depo olarak kullanılan yapıyı atıl vaziyete dönüştürmüş durumdayız. Bu nedenle Eyüp’te vakıflara ait bir arsa üzerine modern şekilde inşa edilen bir depo düşünüyoruz. Sergilenmeyen ancak korunmaya muhtaç durumdaki eserleri orada depolayacağız. Aynı şekilde iki-üç yerde müzecilik yapma noktasında çalışmalarımız var. Beyazıt’taki Hat Sanatları Müzesi restorasyonu devam ediyor, önümüzdeki yıl bitireceğiz. Burayı tekrar Hat Eserleri Müzesi olarak hizmete sunacağız ama daha modern bir anlayışla. Eskiden orası hem depo hem müzeydi. Sergileyemediğimiz eserleri bir odaya hapsetmiş vaziyetteydik, şimdi sergileyemediklerimizi depoya alacağız, diğerlerini sergileyeceğiz.” Sur içinde diğer eserleri sergilemeye yönelik girişimlerini de aktaran Ertem, “Müzecilik garip bir hissiyatı beraberinde getiriyor. İstanbul özelinde söylersek, Anadolu yakasına ya da sur dışına çok rahat gitmiyor. İster istemez müzecilik yapacaksınız sur içinde bir mekan bulmanız gerekiyor. Küçük de olsa müzecilik işlevi yapmaya çalışıyoruz. Nuruosmaniye Camisi altında bir galeri bulduk. Bu galeriyi müze olarak düşünüyoruz. Nusretiye Camisi’nin altında bulduğumuz alan daha önce depo olarak kullanılmış, atıl vaziyetteydi. Galataport ile birlikte inanıyoruz ki turizme hizmet edecek şekilde değerlendirilecek.” diye konuştu.

(http://www.sonhaberler.com)

Kaynak: https://arkeokultur.com/2765-2/

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için