Blog

Kas3

Meteora: Yunanistan’ın “Havada Asılı” Manastır Kompleksi

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Meteora ManastırlarıOrta ÇağTeselyaUNESCOYunanistan



Meteora: Yunanistan’ın “Havada Asılı” Manastır Kompleksi

Coğrafi olarak, Meteora bölgesi, milyonlarca yıl süren erozyon ve tektonik hareketler sonucunda meydana gelen kumtaşı ve kireçtaşı sütunlarıyla karakterize ediliyor.

 

Begüm Bozoğlu - www.arkeofili.com

 

Tarihi 11. yüzyıla kadar uzanan Meteora Manastırları, Yunanistan’ın Teselya bölgesinde Kalambaka kasabası yakınlarında yer alıyor.

 

 

Yüzyıllar önce, nefes kesici manzarasıyla 400 metreden daha yükseklere ulaşan devasa kaya oluşumları olan Meteora’nın üzerinde, Yunanistan’ın en önemli manastır topluluklarından biri olarak kuruldu. Yunanca Meteora kelimesi “havada asılı” anlamına geliyor ve bu tabir, bu olağanüstü Doğu Ortodoks manastırlarına çok uygun.

Coğrafi olarak, Meteora bölgesi, milyonlarca yıl süren erozyon ve tektonik hareketler sonucunda meydana gelen kumtaşı ve kireçtaşı sütunlarıyla karakterize ediliyor. Yüksekliği 400 metreye kadar çıkan bu dik ve sivri kaya sütunları, adeta gökyüzüne uzanan doğal sütunlar gibi görünüyor.


Manastırların kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, 11. yüzyıl sonlarında, ilkel bir manastır kurumu oluşmuştu. Bu dönemde bölgedeki mağaralarda yaşayan Hristiyan keşişler, manevi arayışları ve meditasyonları için sessiz ve izole bir yaşam sürdürmeyi tercih ediyorlardı. 14. yüzyıla gelindiğinde, bu toplulukların sayısı artmaya başladı ve büyük kayalıkların zirvelerine ilk manastırlar inşa edildi. Bu izole ve yüksek konumlar, keşişlerin dünyevi zevklerden uzaklaşmalarına ve aynı zamanda dönemin savaşlarının ve yağmalarının getirdiği tehlikelerden korunmalarına olanak tanıdı. 16. yüzyılda, altın çağını yaşayan Meteora’da toplam 24 manastır vardı. Bugün bunlardan yalnızca 6 tanesi faaliyette, geri kalanı ise büyük ölçüde harap durumda.


 
Meteora Manastırları, mimari açıdan Doğu Ortodoks manastır geleneğinin özgün bir yansıması. Erken dönemde, keşişler ve rahipler, kayaların zirvesine yalnızca halatlar ve ağaç merdivenlerle çıkabiliyorlardı. Bu zorlu erişim, manastırların izolasyonunu garantiliyor ve onları dış tehditlerden koruyordu. Her bir manastır, hem pratik hem de dini ihtiyaçları karşılayacak şekilde tasarlanmıştı. Manastırların her biri, yaşam alanları, mutfaklar, depolar, şapel ve misafir odaları da içeren bağımsız birimlerdi. 1920’lere kadar, bu manastırlara ulaşmak için kullanılan ağır ağaç merdivenler sık sık yukarı çekilir veya indirilirdi. Günümüzde, manastırlara ulaşım için kayalara oyulmuş merdivenler ve yollar kullanılıyor.
 
1988 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklenen Meteora Manastırları, bin yıldan uzun bir süredir Yunanistan’ın dini ve kültürel mirasının önemli bir parçası olarak varlığını sürdürüyor.
 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için