Blog

Ara8

Mısır Mumyası İçinde Küçük Objeler Keşfedildi

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Antik MısırAntik RomaMumyaMumyalamaRoma



Mısır Mumyası İçinde Küçük Objeler Keşfedildi

Kadın portresiyle süslenmiş Mısır mumyası, içinde bir sürpriz barındırıyordu: Öldüğünde sadece 5 yaşında olan bir çocuğun bedeni.

X-ışını kırınımı, mumyanın henüz sürmemiş dişlerini ve kafatası içindeki reçine kütlesini gözler önüne serdi. C: Copyright Stuart R. Stock

Bilim insanları; yüksek çözünürlüklü taramalar ve el değmemiş eserdeki çok küçük alanları hedefleyen mikro X-ışınları sayesinde, gizemli kız ve onun cenazesi hakkında daha fazla şey öğrendiler.

Mumyanın dişleri ve femur kemiğine bilgisayarlı tomografi ile yapılan taramalar, kızın yaşını doğruladı; fakat kemiklerinde, ölümünün nedenini ortaya çıkarabilecek herhangi bir travma izine rastlanmadı.

Bilim insanlarının yeni bir çalışmada belirttiklerine göre hedefe odaklanan yüksek yoğunluklu X-ışınları, çocuğun karın bölgesine yerleştirilmiş nesneleri de açığa çıkardı.

Yaklaşık yirmi yıl önce mumya üzerinde yapılan taramalar düşük zıtlığa sahipti ve mumya üzerindeki birçok detayın görülmesi oldukça zordu. Araştırmacılar; yeni analiz için, mumyanın yapısını bir bütün olarak görselleştirebilmek adına, yeni bilgisayarlı tomografi  taramaları düzenlediler. Daha sonra, X-ışını kırınımını kullanarak belirli bölgelere yoğunlaştılar; böylece sıkıca konsantre olmuş X-ışınları, kristalimsi yapıdaki atomlardan sekecek ve dolayısıyla kırınım modellerindeki farklılıklar, nesnenin ne tür bir materyalden yapıldığını ortaya çıkaracaktı.

 

Portre mumyaları, Roma hakimiyeti altındaki antik Mısır’da oldukça yaygındı: Bu mumya üzerindeki portre, yetişkin bir kadını gösteriyor olsa da mumyanın içinde 5 yaşında bir kız bulunuyor. C: Stuart R. Stock

“X-ışını kırınımı şimdiye dek ilk kez el değmemiş bir mumya üzerinde kullanıldı.” diyor hücre ve gelişim biyolojisi alanında araştırmacı profesör olan, çalışmanın başyazarı Stuart Stock.

“4 Numaralı Hawara Portre Mumyası” olarak bilinen mumya, şu anda, Garrett-Protestan İlahiyat Fakültesi’nin kütüphanesinde duruyor. Mumya; 1910-1911 yılları arasında, antik Mısır’a ait “Hawara” adlı alandan çıkarılmış ve milattan sonraki ilk yüzyıla, Mısır’ın Roma hakimiyeti altında olduğu döneme tarihlenmişti.

“Mısır’da Roma dönemi sırasında, ön yüzeyine portreler eklenmiş mumyalar yapılmaya başlandı.” diyor Stock. “Bu mumyalardan binlerce yapılmıştı fakat elimizde olanların çoğundaki portreler çıkarılmış durumda; belki de sadece 100 ya da 150 tanesinin üzerinde portresi hala duruyor.” 

Çalışmaya göre, “4 Numaralı Mumya” üzerindeki portre bir kadını resmetse de mumyanın boyutunun küçüklüğü aksini işaret ediyordu ki taramalar da mumyanın bir çocuğa ait olduğunu doğruladı; yaşı o kadar küçüktü ki daimi dişlerinin hiçbiri henüz çıkmamıştı. Vücudu, kafatasının üstünden ayak tabanlarına kadar 937 milimetreydi ve sargılar, 50 milimetrelik bir fazlalık oluşturuyordu.

 

 

Bu taramada görülen parlak yeşil nesneler, mumyaya muhtemelen sonradan eklenmiş metal tellerdi. C: Stuart R. Stock

Araştırmacılar, ayrıca, mumya üzerinde iğne benzeri 36 adet nesne tespit etti: 11’i kafa ve boyun etrafında, 20’si ayakların yakınında ve 5’i gövdedeydi. X-ışını kırınımı, bunların, eseri sabitlemek için kullanılmış olabilecek modern metal teller veya raptiyeler olduklarını belirledi.

“Mumyanın sargıları içindeki düzensiz tortu katmanı, araştırmacılar için sürpriz bir bulgu oldu; bu katman, belki de uzman rahipler tarafından mumyanın sargılarını koruma amacıyla kullanılmış çamurdan oluşuyordu.” diye ekliyor Stock. Bir diğer şaşırtıcı keşif ise araştırmacıların mumyanın karın bölgesi üzerindeki sargıları arasında buldukları ve “F kalıntısı” olarak adlandırdıkları 7 milimetre uzunluğunda, küçük, elips şeklindeki nesneydi.

X-ışını kırınımı, nesnenin kireç taşından yapıldığını gösterdi. Peki bu nesne tam olarak neydi? “Bir ihtimale göre nesne, mumyalama işlemi sırasında çocuğun vücudu hasar gördüğü için eklenmiş bir muskaydı.” diyor Stock. “Böylesine bir aksilikten sonra rahipler, genellikle, bireyi öbür dünyada korusun diye hasar görmüş vücut bölgesi üzerine bok böceği gibi bir muska yerleştirirdi. Yeni keşfedilen kireç taşı parçası da neredeyse doğru bir boyuta sahipti ve koruyucu bok böceği olarak kabul edilebilmesi için doğru pozisyonda duruyordu.”

Stock “Bununla birlikte, bilgisayarlı tomografinin çözünürlüğü, nesne üzerine oyulmuş detayları gösterebilecek kadar iyi değildi; dolayısıyla ne işe yaradığını tam olarak söyleyebilmek mümkün değil.” diye ekliyor. “Bu tür bir çalışmaya başladığınızda, iyi cevaplar elde edersiniz. Fakat akabinde zihninizde çok daha fazla soru canlanır.”

 

www.arkeofili.com

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için