Arþiv

Çocuk Kitaplarýmýz

Sare

Strabon

Blog

Ara5

Bilim, Mumya Portresinin Sýrlarýný Açýða Çýkarýyor

 |  Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Antik MýsýrFayyumMumyaPortre

Bilim, Mumya Portresinin Sýrlarýný Açýða Çýkarýyor

Sizce, 2.000 yýllýk bir Mýsýr portresinden alýnmýþ ve neredeyse bir saçýn çapýyla eþit mor bir pigment lekesinden ne kadar bilgi edinebiliriz? Yapýlan bu araþtýrmaya da bakýlýrsa, oldukça fazla…

Çeþitli kayyum portreleri.

Bu lekenin analizi bize pigmentin nasýl yapýldýðýný, neyden yapýldýðýný ve hatta onu yapan insanlar hakkýnda bilgi verebilir.

Çalýþmanýn ortak yazarý Darryl Butt konuyu, “Portrelerin anlamýný ve kökenini anlamak, onlarý birbirine baðlamanýn yollarýný bulmak ve en baþta neden boyama ihtiyacý duyduklarýný bir kültürel anlayýþ geliþtirdikleriyle çok ilgileniyoruz.” þeklinde özetliyor. 

Fayyum mumyalar

Mor pigment içeren portre Mýsýrlý bir mumyadan geldi, ancak bu alýþýk olduðumuz Tutankamon’un altýn lahitleri gibi veya duvar resimleri ve papirüsler üzerindeki profilden betimlenen resimler gibi ya da hepimizin bildiði mumya filmlerdeki gibi bir mumya tipi deðil.

“Sakallý Bir Adamýn Portresi” adlý portre, Mýsýr’ýn bir Roma vilayeti olduðu 2. yüzyýla ait, bu nedenle de portreler, önceki dönemlerin Mýsýr sanatýndan daha gerçekçi ve daha az ‘hiyeroglif gibi’. Bu portrelerin çoðu Fayyum adlý bir bölgeden geliyor ve bölgede buna benzer yaklaþýk 1.100 kiþinin mumyasýnýn var olduðu biliniyor. Ahþap üzerine boya yapmýþlar ve mumyalanmýþ bedeni keten bezlere sarmýþlar. Portrelerde ise ölen kiþiye benzemesinin yanýnda gerçek ya da olmasýný istedikleri statüyü ifade etmeyi amaçlamýþlar. Bu statü fikri aslýnda çok önemli, çünkü odaklandýðýmýz portredeki adamýn togasýnda (genellikle bir tunik üzerine giyilen Antik Roma’nýn en karakteristik giysisi) üzerindeki clavi adý verilen mor þeritler bulunuyor.

a- “Sakallý Adam Portresi” (Walters Sanat Müzesi), MS 170-180, Roma Ýmparatorluðu dönemi Mýsýrýndan. b- Ultraviyole ýþýk altýndaki portre. Bir okla gösterilen omuzundaki mor clavi, burada pembe-turuncu olarak görünür.

Portrenin bulunduðu Baltimore’daki Walters Sanat Müzesi’nden Glenn Gates,”Antik Roma’da senatörler veya binicilik rütbesinde olanlar toga üzerinde clavi denen mor þeritler kullanýyordu. Bu mezar sahibinin de togasý üzerindeki mor pigmentlerden anladýðýmýz clavi’lere sahip olmasý, belki de sonraki yaþamýnda da öneminin devam edeceðini gösteriyordu.” diyor.

Butt, mor rengin bazý kültürlerde ölümün, bazýlarýnda ise yaþamýn sembolü olarak görüldüðünü söylüyor. Mor eski zamanlardan günümüze kadar kraliyet ailesiyle iliþkilendirilen bir renkti. Yazar Victoria Finlay’in sözleriyle açýklayan Butt, görünür renk spektrumunun sonunda yer alan morun, bilinenin sonunu ve bilinmeyenin baþlangýcýný temsil edebileceðini söylüyor.

Butt, “Bu nedenle, bu portrede morun varlýðý, neyden yapýldýðýný ve ne anlama geldiðini merak etmemize neden oldu. Mor renk birçok soruyu aklýmýza getirdi.” diyor.

Göl?? pigmentleri

Gates, mikroskopla bakarak, pigmentin tipik boya parçacýklarýnda on ila yüz kat daha büyük parçacýklar içeren ezilmiþ cevherler gördü. Nasýl yapýldýðý sorusuna cevap alabilmek için Gates, analiz edilmesi maksadýyla bir pigment parçacýðýný Butt ve ekibine gönderdi. Parçacýk insan saçý ile hemen hemen ayný diyebileceðimiz bir çapta, yani sadece 50 mikron çapýndaydý, bu da onu incelemeyi zorlaþtýrdý. 

“Parçacýk bana Baltimore’dan, iki küçük cam panel arasýna sýkýþtýrýlarak gönderildi. Taþýma sýrasýnda yaklaþýk bir milimetre hareket ettiði için onu bulmamýz iki gün sürdü… Bunun gibi bir þeyi analiz etme süreci, bir pire üzerinde ameliyat yapmaya benzer.” diyor Butt. Ekip, parçacýðý numune tutucu plakaya aktarmak için ucunda az miktarda yapýþkan olan bir kirpik kullandý. 

Parçacýk içerisinde katmanlaþmayý gösteren bir pigment örneði.

Araþtýrmacýlar, bu parçacýk kadar küçük örneklerin daha da küçük numunelerini araþtýrmak için, odaklanmýþ iyon ýþýný kullanýrlar. Bu yöntemle numunelerin temel bileþimleri analiz edilebilir. 

Peki ne buldular? Bulunan sonuçlarý anlayabilmek için önce boyalarýn ve pigmentlerin nasýl yapýldýðýný bilmeniz gerekir.

Pigment ve boya ayný þey deðildir. Boyalar saf renklendiricilerdir. Pigmentler ise boyalar, mineraller, baðlayýcýlar ve boya olarak kullanýlabilecek diðer bileþenlerin birleþimidir. Baþlangýçta, mor boyalar Murex adý verilen bir deniz salyangozu cinsinden elde edilirdi. Butt ve meslektaþlarý ise bu mumya resminde kullanýlan morun baþka bir þey yani sentetik bir mor olduðunu varsayýyor.

Araþtýrmacýlar ayrýca sentetik morun, kýrmýzý boya ve mavi çivit boyasýný birbirine karýþtýrdýklarýnda tesadüfen keþfedilmiþ olabileceðini varsayýyor. Nihai rengi, kromun karýþýma eklenmesiyle de elde etmiþ olabilecekleri düþünülüyor.

Pigment numunesinin mineralojisi, boyanýn bir pigment oluþturmak için kil veya bir silika malzeme ile karýþtýrýldýðýný gösteriyor. Kendisi de baþarýlý bir ressam olan Butt’a göre, bu þekilde yapýlan pigmentlere göl pigmentleri denir. Ayrýca pigment, burada ýhlamur aðacýndan yapýlmýþ ahþap üzerine uygulanmadan önce, bir balmumu baðlayýcýsýyla da karýþtýrýlmýþtý.

“Kurþun, fýçýnýn dibinden boyaya karýþtý.”

Bu portrenin nasýl yapýldýðýna dair bir baþka detay da hikâyeye biraz daha derinlik kattý. Araþtýrmacýlar pigmentte önemli miktarda kurþun buldular ve bu bulgu, Mýsýrlý boyacýlarýn atölyelerindeki boya fýçýlarýnýn kurþundan yapýldýðýný bildiren 1800’lerin sonlarýnda yaþamýþ bir Ýngiliz kâþifin gözlemleriyle iliþkilendirdiler. 

Butt, “Zamanla bir hikâye veya hipotez ortaya çýktý. Mýsýrlý boyacýlarýn bu kurþun fýçýlarda kýrmýzý boya ürettiklerini öne sürülüyor. Boyama bittikten sonra günün sonunda, teknenin içinde morumsu bir renkte çamur oluþmuþ olabilir. Ya da belki de bütün bunlarý kasýtlý olarak yapmýþ olabilirler, bilmiyoruz.” diyor. 

Göze çarpan bir etki

Bu, Butt’ýn antik sanat eserlerini hakkýnda bilgi edinmek için bilimsel yöntemleri ilk kez kullanmasý deðil. Daha önce benzer araþtýrmalara dahil olmuþ ve öncü gazetelerden antik sanata kadar çeþitli tarihi eserlerin tarihlendirilmesi, anlaþýlmasý ve tersine mühendislik iþlemlerini içeren konulardaki çalýþmalarý ve tartýþmalarý içeren “Sanat Bilimi” adlý bir sýnýf geliþtirmek için hem araþtýrmasýndan hem de sanatsal geçmiþinden yararlanmýþtýr.

“Bilim ve sanatý bir araya getirmek tek kelimeyle çok eðlencelidir” diyor. “Bilim öðrenimini daha eriþilebilir hale getirmenin harika bir yolu.” þeklinde açýklýyor.

Ve elbette bu iþin daha geniþ etkileri de var. Mumya portreleri hakkýnda, ayný sanatçýnýn birden fazla portre yapýp yapmadýðý da dahil olmak üzere nispeten çok az þey biliniyor. Pigmentleri atomik düzeyde analiz etmek, portreleri birbirine baðlamak için gereken kimyasal parmak izini rahatlýkla saðlayabilir.

Gates, “Sonuçlarýmýz, mumya portrelerinin üretim yeri ve zamanýyla ilgili benzerlikleri belgelemek için bir araç olarak kullanýlabilir, çünkü çoðu mezar soyuldu ve arkeolojik baðlamdan yoksun kalýndý.” diyor Gates.

Butt ise, “Böylece aileleri birbirine baðlayabiliriz, sanatçýlarý da birbirine baðlayabiliriz.” diye ekliyor.


The University of Utah. 20 Kasým 2020.

Makale: Gates, G., Wu, Y., Burns, J., Watkins, J., & Butt, D. P. (2020). Microstructural and Chemical Characterization of a Purple Pigment from a Faiyum Mummy Portrait. International Journal of Ceramic Engineering & Science.

www.arkeofili.com

Bu yazý hakkýnda yorum bulunamamýþtýr. Ýlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazýya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayýr* Her defasýnda yeniden girmemeniz için