Blog

Şuu1


2019 Ocak Ayının En Önemli 10 Arkeoloji Haberi

2019 yılının Ocak ayında Türkiye’de ve dünyada yapılmış en ilginç ve önemli arkeoloji keşiflerini kaçıranlar için bu listede derledik.

10- Büyük İskender’in Ölüm Nedeni Bulunmuş Olabilir

2300 yıldan daha uzun bir süre önce yaşamış Büyük İskender’in ölümünün gizemi nihayetinde çözülmüş olabilir.

İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergilenen Büyük İskender büstü.

 Dr. Katherine Hall, Büyük İskender’in, iddia edildiği gibi enfeksiyon, alkolizm veya cinayetten ölmediğine inanıyor. Hall, bunun yerine, İskender’in nörolojik bozukluk Guillain-Barré Sendromu (GBS) nedeniyle öldüğünü savunuyor. Araştırmada, İskender’in MÖ 323 yılındaki ölümü hakkında ortaya atılan daha önceki teorilerin, tüm olayı açıklamadığı için tatmin edici olmadığı belirtiliyor.

9- Peru’daki Topluma Çocuklarını Kurban Ettiren Şey Neydi?

500 yıl kadar önce, günümüzde Peru olan yerde yaşamış olan Chimu toplumu, dünya tarihinde bilinen en büyük toplu kurban etkinliğinde yüzlerce genci öldürdü. Arkeologlar şu sıralar bunun nedenini anlamaya çalışıyor.

 

Chimular, arkalarında hiçbir yazılı kayıt bırakmadı. Bu yüzden onlar hakkında bilinen az şey de, arkeolojik bulgular dışında, İspanyol kayıtlarından geliyor. Bu hesaplar, İnka’nın bir kralın tahta çıkması ya da ölümü üzerine yüzlerce çocuğu feda ettiğini ileri sürüyor ama Chimuların benzer ölçekte bir çocuk kurbanı uyguladığına yönelik ipucu vermiyor.

8- 25.000 Yıllık Mamutun Kaburgasına Saplanmış Mızrak Bulundu

Yaklaşık 25.000 yıl önce, şu anki Polonya’da yaşayan buzul çağı avcıları, dev bir mamuta mızrak fırlatarak vurmuştu. Şimdi ise, mamutun kaburgasına gömülmüş olarak bulunan mızrağın keşfi, büyük bir sürpriz ortaya koydu: Avrupa’daki buzul çağı insanlarının dev canlıları avlamak için silah kullandıklarına dair ilk kanıt!

Mamutun kaburga kemiğine saplanmış mızrak ucu parçası. C: P. Wojtal

Önceden, araştırmacılar atalarımızın, mamutları tuzaklarla öldürüp öldürmediğini merak ediyordu: örneğin mamutları çukurlara ya da uçurumlara doğru kovalamak bu tuzaklardan olabilirdi. Ya da belki de buzul çağı avcıları, avlaması kolay olan zayıf veya hasta mamutları hedef alıyordu.

7- Gizemli Mumya, Firavunun Kişisel Göz Doktoru Olabilir

Mumyalanma yoluyla ölümsüzleşmek üzere seçilen Antik Mısır firavunları, kraliçeler ve dini seçkinler arasında bir de göz doktoru vardı.

Müze araştırmacıları, mumyanın yaklaşık 3.000 görüntüsünü çekmek için bir CT tarayıcı kullandılar ve adamın firavun II Ptolemy’in kişisel göz doktoru olabileceğini keşfettiler. C: Museo Arqueológico Nacional/

6- 11.500 Yıl Önce Ürdün’deki İnsanlar Köpeklerle Avlanıyordu

Ürdün’deki insanlar yaklaşık 11.500 yıl önce köpeklerle birlikte yaşamaya başladı ve avlanırken onları kullandı.

Yeni araştırmalar, insanların eski köpeklerin izleme ve avlanma yeteneklerine daha fazla değer verdiğini gösteriyor

Arkeologlar, köpeklerin avlarda yardımcı olarak kullanılmasının, bölgedeki arkeolojik kalıntılardaki yabani tavşan ve diğer küçük hayvanlara ait kalıntıların dramatik artışını açıklayabileceğini öne sürüyor. Köpekler, Yakın Doğu’da 14.000 yıl kadar bir süre önce insanlar tarafından evcilleştirildi, ancak bunun yanlışlıkla mı yoksa bilerek mi olduğu belli değil. Yeni araştırmalar, insanların eski köpeklerin izleme ve avlanma yeteneklerini tahmin edilenden daha fazla değer verdiğini ortaya koyabilir.

5- Attan Düşmezseniz Antik Moğolistan Yaşamak için Güzeldi

Bronz çağda yaşamış Moğolistan halkı oldukça sağlıklıydı ancak attan düşerek burun, kaburga ve bacaklarını kırıyorlardı.

C: North Wind Picture Archive

Yeni bir araştırmaya göre, Cengiz Han ve onun soyundan gelenlerin Avrasya’nın geniş kesimlerini fethetmesinden binlerce yıl önce Moğolistan’ın pastoral halkı sağlıklı yaşıyordu ancak şiddet içeren yaşam tarzları vardı. Erken dönem göçebe insanlar, özellikle çöp toplama ve kanalizasyon altyapısının ortaya çıkmasından önce, daha yoğun ve kendi atıkları arasında yaşayan yerleşik insanlardan çok daha sağlıklıydı.

4- Diş Plağı Kadınların Ortaçağ’da Önemli Bir Rol Oynadığı Gösteriyor

Çoğumuz okuduğumuz kitabın sayfalarını değiştirmek veya elimizdeki boya fırçasının kıllarını düzeltmek için farkında olmadan dilimizi kullanırız. Bu ilginç alışkanlık, ölümünün 900 yıl sonrasında gizemli bir kadına ait yeni bilgiler ortaya çıkarıyor.

Orta Çağ kadınının alt çenesine sıkışıp kalmış lapis lazuli parçası. C: Christina Warriner

Bilim insanları Orta Çağ’da yaşamış bir rahibenin dişlerinde mavi boya kalıntılarına rastladı. Yapılan incelemelerde değerli ve nadir bir taş olan lapis lazuliden yapıldığı anlaşılan boyanın, kadının dişine fırçanın ucunu yalaması yoluyla bulaşmış olması muhtemel. Bulunan bu lapis lazuli parçacıkları kadının yüksek kaliteli resimli el yazmaları ürettiğine işaret ediyor. Bu da kadınların kutsal metinlerin resimlendirilmesinde önceden sanıldığından çok daha fazla rol aldığını gösteriyor.

3- Antik Mısır Öğrencileri de Ev Ödevi Yapıyordu

Antik Mısır’da bir okul öğrencisinin yazdığı ev ödevi, 2. yüzyıldan günümüze kadar sapasağlam ulaştı. Levha üzerindeki kelimeler, çocukları kötü bir çevreye düşmesin diye endişelenen ebeveynlere ya da çocuklarına tanıdık gelebilir.

Bir okul çocuğunun Yunanca ödevi yaklaşık 2.000 yıl önce balmumu tablete yazılmış. C: British Library Board

Ahşap üzerine monte edilmiş Kindle büyüklüğünde balmumu levhada şöyle yazıyor: “Sadece akıllı bir adamın tavsiyesini kabul etmelisin” ve “Tüm arkadaşlarına güvenemezsin.” Ödevin bir kısmı yazma alıştırmasıydı. Levhadaki ilk satırda öğretmenin yazılı bir örneğini yer alırken, sonraki iki satırda, aynı ilkokul öğrencilerinin öğretmenleri tarafından kaleme alınan satırları kopyalaması gibi, öğrencinin elinden “oldukça sakarca” kopyalanan aynı kelimeler yer alıyor. Ödevin geri kalanında ise çarpım tablosu ve okuma alıştırmaları bulunuyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

2- Meksika’da Deri Yüzme Tanrısına Adanan Tapınak Bulundu

Meksika’da, esirlerin derileri yüzülerek ve kurban edilerek tapınılan bereket ve savaş tanrısı Xipe Totec’in ilk tapınağı bulundu.

Derisi yüzülmüş bir insan cesedi olarak tasvir edilen bereket tanrısını betimleyen bir kafatası benzeri taş oyma ve taş gövde. C: Meliton Tapia Davila/INAH

Bulgular, rahiplerin, kurbanlarını tapınağın iki yuvarlak sunağından birinde ritüel olarak kurban ettiklerini, sonra diğer sunağın üzerinde derisini yüzdüklerini ve daha sonra bu derileri giydiklerini gösteriyor. Tarihçiler, Xipe Totec’in (“derisi yüzülmüş tanrı”), günümüzde orta ve batı Meksika ile Körfez kıyılarında yaşamış çok sayıda insan tarafından tapınım gördüğünü uzun zamandır biliyorlardı.

1- İran’da 3000 Yıl Önce Transseksüel İnsanlar Tanınmış Olabilir

İran, Hasanlu’daki 3.000 yıllık mezarlarda bulunan eserler, üçüncü bir cinsiyetin varlığına işaret ediyor.

Yaklaşık MÖ 800 yıllarında katliama uğramış Hasanlu sakinleri. C: Penn Museum

İran, Hasanlu’daki Demir Çağı mezarlarındaki eserlerin analizi, üç farklı ölü hediyesi grubu olduğunu gösteriyor: erkekler, kadınlar ve ‘üçüncü cinsiyet’ için. Görünen o ki, İran’daki gizemli bir medeniyet, 3.000 yıl önce erkek ve kadının yanısıra, üçüncü bir cinsiyetin varlığını tanıyarak cinsiyet çeşitliliğini benimsemiş olabilir. Söz konusu teori, günümüzde kuzeybatı İran’da bulunan ve binlerce yıllık bir bölge olan Hasanlu’daki mezarlarda bulunan eserlerin istatistiksel çalışmasına dayanıyor.

Arkeofili

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için