Blog

Haz24

2.900 Yıllık Bu Assur Rölyefinde Aslında Ne Tasvir Ediliyor?

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  AshurnasirpalAssurIrakMusulNimrud



2.900 Yıllık Bu Assur Rölyefinde Aslında Ne Tasvir Ediliyor?

1840’lı yıllarda yapılan kazılarda çıkarılan bu panel, günümüzde British Museum koleksiyonunda yer alıyor. Panelde, bir nehrin sularını aşmaya çalışan birkaç asker ve at tasvir ediliyor.

 

www.arkeofili.com

 

Bir dalgıç sahnesini andırsa da, 2.900 yıl öncesine ait bu Assur rölyefi, eski bir askeri taktiği gözler önüne seriyor: Askerlerin şişirilmiş keçi derileriyle nehir geçişi.

Figürler, Assur sanatının tipik özelliği olarak yarı batık değil, bütün olarak gösteriliyor. C: British Museum

Assur Yüzücüleri

Bu etkileyici sahne, günümüzde Irak’ın Musul kenti yakınlarında yer alan antik Nimrud kentindeki Assur Kraliyet Sarayı’na ait. Yaklaşık MÖ 865–860 yılları arasında, Assur Kralı II. Ashurnasirpal tarafından Dicle Nehri kıyısında inşa ettirilen bu saray, krallığın askeri, dini ve avcılık sahnelerini betimleyen birçok alçı rölyefle süslenmişti.

1840’lı yıllarda yapılan kazılarda çıkarılan bu panel, günümüzde British Museum koleksiyonunda yer alıyor. Panelde, bir nehrin sularını aşmaya çalışan birkaç asker ve at tasvir ediliyor. Atlar yularla çekilerek yüzdürülürken, askerlerden biri yüzerek, biri küçük bir tekneyi kürek çekerek, iki tanesi ise şişirilmiş keçi derileriyle su üzerinde kalmaya çalışıyor.

Sualtı Tüpleri Değil, Hayatta Kalma Taktikleri

Sosyal medyada zaman zaman “tarihte ilk tüplü dalış sahnesi” olarak paylaşılan bu rölyef, aslında Assur ordusunun nehir geçişinde uyguladığı pratik ve stratejik bir taktiği betimliyor. Panelin üst kısmında yer alan çivi yazılı bir yazıt, kralın soyunu ve başarılarını anlatıyor. Figürlerin suya yarı batık değil de tamamen görünür biçimde işlenmesi ise Asur sanatına özgü iki boyutlu perspektifin tipik bir örneği.

Askerlerin kullandığı keçi derisi şamandıralar, sadece su üzerinde kalmalarını değil, aynı zamanda silahlarının kuru kalmasını ve düşmana beklenmedik bir anda yaklaşabilmelerini sağlıyordu. Bu tür hayvansal deri veya mesane şamandıraları, Nimrud’daki başka rölyeflerde de görülüyor. Bunların genellikle keçi veya domuz derisinden yapıldığı düşünülüyor.


Nimrud kentinde bulunan bu oyma panel, bir nehrin üzerinde yüzen askerleri tasvir ediyor. C: British Museum

Askeri Stratejinin Bir Parçası

II. Ashurnasirpal, sadece acımasızlığıyla değil, aynı zamanda askeri dehasıyla da tanınan bir kraldı. Onun döneminde Assur ordusu, bu gibi taktiksel yenilikler sayesinde önemli gelişmeler kaydetti. Keçi derisi şamandıralar, dönemin imkânları düşünüldüğünde hayati bir buluş olarak, askerlerin nehirleri kolayca geçmesini ve üstünlük sağlamasını mümkün kılmıştı.

Rölyefin bulunduğu yapı, aynı zamanda kralın av, savaş ve kutsal ritüellerle dolu yaşamını belgeleyen başka sahneleri de içeriyor. Bu paneller, bir yandan kraliyet propagandasının bir aracı olurken, bir yandan da dönemin günlük yaşamı ve askeri stratejileri hakkında benzersiz bilgiler sunuyor.

Tarihi ve Teknolojik Bir Kavşakta

Assur İmparatorluğu, bu tür taktiksel başarılar sayesinde yaklaşık iki yüzyıl boyunca Mezopotamya’nın en baskın gücü olarak kaldı. Nihayetinde MÖ 600 civarında çöken bu imparatorluk, ardında sayısız mimari eser, yazıt ve rölyef bıraktı. Nimrud’da bulunan bu panel de, geçmişin savaş teknolojisinin yaratıcılıkla nasıl harmanlandığını gösteren ender örneklerden biri.

Dalgıç ekipmanları olmasa da, keçi derisiyle yüzen bu askerler, antik çağda bile insan zekâsının doğayla nasıl başa çıktığını çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için