Blog
3 Bin Yıllık Mezopotamya Tarifinin İzinde: Hasankeyf’te Ballı Arpa Ekmeği Yeniden Pişirildi
Öğretim Görevlisi İlker Aksoy öncülüğünde yürütülen çalışma, sadece Mezopotamya’da değil, Antik Roma ve Yunan mutfaklarında da benzer tarife rastlanmasıyla daha geniş bir coğrafi ve kültürel etkileşimi gündeme taşıdı.
www.arkeolojijhaber.com
Batman’ın Hasankeyf ilçesinde, Mezopotamya uygarlıklarında tüketildiği bilinen yaklaşık 3 bin yıllık “ballı arpa ekmeği” akademisyenler tarafından aslına uygun olarak yeniden pişirildi. Tabletlerden ve arkeolojik kaynaklardan elde edilen veriler ışığında hazırlanan ekmek, Mezopotamya’dan Roma ve Yunan dünyasına uzanan kadim bir gastronomi geleneğini ortaya koyarak, bölgesel mutfak mirasının geleceğe aktarılması adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Kadim Bir Lezzetin İzleri: Mezopotamya’dan Roma’ya
Batman Üniversitesi Hasankeyf Meslek Yüksekokulu’nda görev yapan akademisyenler, tarihsel gastronomi araştırmaları kapsamında Mezopotamya uygarlıklarının beslenme kültürüne ilişkin yazılı kaynakları inceleyerek, milattan önce 3. binyıla dayandığı düşünülen bir ekmek tarifine ulaştı. Öğretim Görevlisi İlker Aksoy öncülüğünde yürütülen çalışma, sadece Mezopotamya’da değil, Antik Roma ve Yunan mutfaklarında da benzer tarife rastlanmasıyla daha geniş bir coğrafi ve kültürel etkileşimi gündeme taşıdı. Böylece arpa, bal ve tuz temelli bu basit görünümlü ekmek, kadim toplumların günlük yaşam ve ritüel pratiklerinin ortak bir paydası olarak değerlendirildi.

Çivi Yazılı Tabletlerde Beslenme Kayıtları
Araştırmada özellikle 3. Ur Dönemi Rasyon Tabletleri, Eski Babil fırıncı kayıtları ve Hammurabi dönemi ekonomik metinleri kritik kaynaklar olarak öne çıktı. Tabletlerde, günlük işçi rasyonlarında arpa ekmeğinin temel bir gıda olarak dağıtıldığı bilgisi yer alırken, bal ile tatlandırılmış ekmeklerin ise ziyafetlerde ve tapınak adaklarında kullanıldığına dair veriler dikkat çekti. Örneğin, Eski Babil dönemine ait bir kayıtta “Tapınak ziyafeti için: 12 büyük arpa ekmeği, 6 bal ile tatlandırılmış ekmek” ibaresinin bulunması, bu ürünün hem ekonomik hem de ritüel bağlamda değerlendirildiğini ortaya koydu. Bu yönüyle ballı arpa ekmeği, hem elit sofralara hem de günlük beslenmeye eş zamanlı olarak dahil olabilen kültürel bir ürün niteliği taşıdı.
Günümüze Uyarlanan Bir Miras
Hasankeyf Meslek Yüksekokulu mutfağında gerçekleştirilen denemeler, kadim tarifin günümüz koşullarında yeniden yorumlanması açısından uygulamalı bir laboratuvar disiplininde sürdürüldü. Arpa unu, bal, su ve deniz tuzu ile hazırlanan hamur, sıcak taş üzerinde pişirilerek antik dönem teknikleri yeniden canlandırıldı.
Akademisyenlerin yaptığı açıklamalarda, söz konusu tarifin yalnızca bir gastronomik ürün olarak değil, tarihsel hafızayı canlandıran bir kültürel obje olarak ele alındığı vurgulandı. Bu yöntem, geçmişin somut olmayan mirasını günümüz toplumuyla buluşturma çabasının bir parçası olarak değerlendirildi.
Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İdris Demir, elde edilen bulgunun turizm ve gastronomi alanında önemli bir tanıtım potansiyeli taşıdığına dikkat çekerek, ekmeğin özel etkinliklerde ve festivallerde sunulacağını belirtti. Böylece ballı arpa ekmeğinin, yalnızca bilinen bir tarihsel veri olmaktan çıkarak kültürel ve ekonomik bir değere dönüşmesi hedefleniyor.

Sonuç: Tarih ile Güncel Gastronomi Arasında Köprü
Hasankeyf’te gerçekleştirilen bu çalışma, gastronominin yalnızca bir beslenme alanı değil, aynı zamanda tarihsel kimlik, ekonomi ve toplumsal yaşamın bir yansıması olduğunu gösteriyor. Ballı arpa ekmeği örneği, yazılı arkeolojik kaynakların gastronomi tarihini nasıl somutlaştırabileceğine dair özgün bir model sunarak, geçmişin mutfak kültürünün geleceğe taşınması için bilimsel bir zemin oluşturuyor.
İbrahim Toprak, Şahin Seçen aa


Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >