Arþiv

Çocuk Kitaplarýmýz

Sare

Strabon

Blog

Oca3

487 Yýllýk Batýk, Fil Diþi Ticaretini Ortaya Çýkardý

 |  Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  BatýkFilFil diþiMitokondriyal DNATicaret

487 Yýllýk Batýk, Fil Diþi Ticaretini Ortaya Çýkardý

Araþtýrmacýlar, þimdi enkaz halindeki 487 yýllýk bir geminin kargolarý arasýnda olan fil diþleri içinde korunmuþ antik DNA’yý inceliyorlar.

Antik fil diþi, günümüzde yaþayan filleri korumaya yarayabilecek genetik sýrlar içeriyor. C: Alida de Flamingh

100 adet fil diþine yapýlan adli inceleme, yüzlerce yýl boyunca yapýlan fil diþi ticaretinin fil popülasyonu üzerinde yarattýðý tahribatý gözler önüne serdi.

Sadece bu gemide araþtýrmacýlar, soyu tehlike altýnda olan bu hayvanlardan oluþan 17 ayrý sürüye ait genetik kanýtlar buldu.

Günümüzde bu sürülerden sadece dördü Afrika’da yaþamýný sürdürüyor.

Fil diþleri -Namibya kýyýlarýndaki soðuk sularda- o kadar iyi korunmuþtu ki bilim insanlarý fillerin ne tür bir beslenme düzenine sahip olduðunu bile keþfedebildi; bu bilgi sayesinde fillerin nerede yaþadýðý ve avlandýðý da açýða çýktý. 

Gemi kargosunun arasýnda en az yüz tam diþ vardý.

‘Olaðanüstü bir keþif’

Enkazýn kendisi; “Bom Jesus” olarak bilinen ve 1533’te Hindistan yolunda kayýplara karýþan Portekizli bir ticaret gemisiydi. Enkaz 2008 yýlýnda, kýyý bölgesindeki bir elmas madeninde tesadüfen bulundu; bu durum, onu Güney Afrika’da bilinen en eski gemi enkazý haline getirdi.

Yük ambarýndaki fil diþleri; bakýr külçeleri ile altýn ve gümüþ paralarýn dahil olduðu deðerli kargolardan oluþan muazzam bir yükün parçasýydý. Arkeologlar geminin kalýntýlarý arasýnda ayrýca kiþisel eþyalar ve navigasyon ekipmanlarý buldular.

Oxford Üniversitesi’nden, eserlerin genetik ve kimyasal analizleri konusunda uzmanlaþmýþ arkeolog Ashley Coutu, “Kargoda bakýr külçeleri, madeni paralar ve fil diþinin yanýnda yemek tabaklarý, çatal býçak takýmlarý ve incik boncuk kutularý da var.” diye açýklýyor.

“Bu, olaðanüstü derecede iyi korunmuþ olaðanüstü bir keþif.” diyor BBC News’e.

Her bir fil diþi, filin yaþam öyküsünü içerir; filin hayatý boyunca býraktýðý kimyasal bir parmak izi niteliðindedir. C: Alida de Flamingh

Fil diþlerinin bu kadar iyi korunmuþ olmasý; Namibya, ABD ve Ýngiltere’den uzmanlardan oluþan uluslararasý araþtýrma ekibinin, fil diþlerinin tam olarak kaç adet sürüden geldiðini saptayabilecekleri anlamýna geliyor.

Ekip, mitokondriyal DNA olarak adlandýrýlan bir þeyi inceledi. Mitokondriler, her hücrenin güç istasyonudur; besini enerjiye dönüþtürür. Bu çalýþma için önemli olan yönü ise þu: Mitokondriyi oluþturan genetik harita, anneden yavruya aktarýlarak nesilden nesle geçer.

Bu durumda mitokondriyal DNA, filler hakkýndaki bilgileri deþifre edecek bir kod niteliði taþýyor.

“Filler, diþilerin önderliðindeki aile gruplarý halinde yaþarlar ve yaþamlarý boyunca ayný coðrafi alanda kalma eðilimindedirler.” þeklinde anlatýyor Illinois Üniversitesi’nden, çalýþmanýn lideri Alida de Flamingh. “Bu oldukça eski numunelerden bütün mitokondriyal genomlarý eski hallerine döndürmeyi baþardýk.”

Genetik koda ait bu tamamlanmýþ parçalar, bu ticaret gemisindeki fil diþlerinin 17 ayrý fil sürüsünden geldiðini ortaya çýkardý. Afrika’nýn o bölgesinde yaþayan filler hakkýndaki en güncel genetik bilgi gösteriyor ki günümüzde bu sürülerden yalnýzca dördü yaþamýný sürdürüyor.

“Çeþitlilikte yaþanan bu kayýp oldukça þaþýrtýcýydý.” diyor Dr. Coutu. “Þimdi, aradaki bu boþluklarý kronolojik anlamda doldurmak istiyoruz. Bu sýkýþma noktalarýnýn tarihte nerede yer aldýðýna bakabiliriz ve bu devasa fil diþi ticaretinin tam anlamýyla nasýl ve ne zaman etki yarattýðýna dair bir zaman çizelgesi yaratabiliriz.”

“Bulduðumuz þey kesinlikle iyi bir korumayý gerektiriyor.” diyor Dr. de Flamingh. “Genetik çeþitlilikte yaþanan kaybýn, gittikçe yükselen soy tükenmesi tehlikesi ile baðlantýlý olduðunu biliyoruz.”

Her bir fil diþi, filin yaþam öyküsünü içerir. Hayvanýn yediði þeyler, büyümeye devam eden diþlerinin yapýsý üzerinde iz býrakýr; bu izler, izotop analizini kullanan bilim insanlarý tarafýndan ayýrt edilebilir.

C: Nicholos Georgiadis

Fil diþlerinin kimyasal yapýsýný inceleyen bu analiz sayesinde, diþlerin ait olduðu fillerin orman filleri olduðu ve karýþýk orman habitatýnda yaþadýðý ortaya çýktý.

Bu bir sürprizdi çünkü tarihte bu noktaya kadar Portekizliler, Kongo Cumhuriyeti ve Kongo Nehri boyunca konumlanan topluluklar ile ticaret yapýyordu. Dolayýsýyla araþtýrmacýlar fillerin farklý bölgelerden -özellikle de Batý ve Orta Afrika’dan- gelmiþ olmasýný bekliyordu.

Fil Diþi Ticaretiyle Mücadele

Bilim insanlarý ayrýca antik fil diþlerine yaptýklarý detaylý incelemenin kaçak avlanmayý önlemeye yönelik çabalara yardýmcý olacaðýný umuyor.

Son analiz fillerin kaçak avlanmasýnda azalýþ yaþandýðýný gösterirken çevreciler, bu hayvanlarýn hala riskli oranlarda avlandýðýný ve fil diþi ticaretinin bu hayvanlarýn hayatta kalmasýný önünde bir tehdit teþkil ettiðini söylüyor.

Yasadýþý yollarla toplanan fil diþlerine el konulduðunda görevli insanlar, fillerin Afrika’nýn neresinde öldürüldüðünü bulmak için bu diþlerdeki DNA’yý inceliyorlar.

“Elde ettiðimiz kanýtlar, görevlilerin incelemeleriyle karþýlaþtýrýlacak bir referans niteliðinde; bu þekilde fil diþlerinin nereden geldiði öðrenilebilir.” diyor Dr. de Flamingh.

“Fil diþlerinin nereden geldiðini öðrenirseniz bu lokasyonlardaki kaçak avlanma karþý faaliyetleri yoðunlaþtýrabilirsiniz.”

Dr. Coutu ekliyor: “Bu tarihi veriyi, kaçak avlanmayý engellemeye çalýþan modern koruma stratejilerine dair sorularý cevaplandýrmada kullanabileceðiz.”

 

www.arkeofili.com

Bu yazý hakkýnda yorum bulunamamýþtýr. Ýlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazýya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayýr* Her defasýnda yeniden girmemeniz için