Blog

Haz11

Altıncı Kitlesel Yok Oluş Çok Daha Kötü Gerçekleşiyor

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  AntroposenBiyoçeşitlilikİklimKitlesel Yok Oluş



Altıncı Kitlesel Yok Oluş Çok Daha Kötü Gerçekleşiyor

Araştırmacılar, bu tür eğilimleri daha iyi anlamak için kayıtların ilk başladığından bu yana sayılarının nasıl değiştiğini görmek için dünya çapında 70.000’den fazla türün mevcut popülasyon verilerini inceledi.

Buket Çağlayan - www.arkeofili.com

Araştırmacılar, Antroposen dönemin ‘Altıncı kitlesel Yok Oluş’ olayının başlangıçta düşünülenden daha kötü gerçekleştiğini tahmin ediyor.


Kutup ayıları. C: Pixabay

İki makro-biyolog ve bir yaşam bilimcisi, modern “altıncı kitlesel yok oluş” olayının önceki araştırmaların gösterdiğinden çok daha kötü olduğunu ortaya koydu.

Yok oluş olaylarını daha iyi anlamak için Catherine Finn, Daniel Pincheira – Donoso ve Florencia Grattarola, Biological Reviews dergisinde yayınlanan çalışmalarında 71.000’den fazla hayvan türü için popülasyon eğilimi verilerini incelediler.

Son birkaç on yılda, doğal ortamın dönüştürülmesi, pestisitlerin ve herbisitlerin kullanımı ve son zamanlarda iklim değişikliği gibi insan faaliyetlerinin, küresel biyoçeşitlilikteki azalmadan sorumlu olduğu aşikar hale geldi. Bu tür faaliyetler nedeniyle kaç türün neslinin tükendiği bilinmemekle birlikte bilim insanları, yok olma riski en yüksek olan türleri takip etmeye çalışıyor.

Azalan, istikrarlı, artan veya bilinmeyen/değerlendirilmemiş (NA) popülasyon eğilimlerine sahip taksonomik grup başına türlerin yüzdesi. Her grup soldan sağa bir silüetle temsil edilir; memeliler (N = 5969), kuşlar (N = 11,162), amfibiler (N = 7316), sürüngenler (N = 10,150), balıklar (N = 24,356) ve böcekler (N = 12,161). Veriler, IUCN Kırmızı Listesinden alındı. C: Finn, C. et al. 2023.

Bir kuruluş olan Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN), yok olma riskini değerlendirmek için türlere etiketler atıyor. Ancak bu listeler, yeni çalışmanın arkasındaki araştırmacılara göre yalnızca şu anda nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan türleri gösteriyor. Yani yok olma riski altında olmayan türlerin popülasyon seviyelerindeki düşüşü göstermiyorlar.

Araştırmacılar, bu tür eğilimleri daha iyi anlamak için kayıtların ilk başladığından bu yana sayılarının nasıl değiştiğini görmek için dünya çapında 70.000’den fazla türün mevcut popülasyon verilerini inceledi.

Söz konusu çalışmada,türlerin yalnızca yüzde 3’ünün artan nüfusa sahip olduğunu, yüzde 48’inin ise azaldığını yaşadığını keşfettiler. Ayrıca şu anda IUCN Kırmızı Listesinde tehdit altında olmayan türler olarak sınıflandırılan türlerin yüzde 33’ünün aslında yok olmaya doğru gittiğini gösteren kanıtlar buldular.

Araştırmacılar ayrıca, genel olarak en büyük nüfus azalmalarını amfibilerin yaşadığını keşfettiler. Ek olarak kuşlar, memeliler ve böceklerde büyük düşüşler keşfettiler, ancak sürüngenler ve balıklardaki düşüşler daha azdı.

Ayrıca, türlerin tipik olarak değişime karşı daha savunmasız olduğu tropik bölgelerde popülasyon azalmalarının daha belirgin olduğunu keşfettiler. Ekip, gezegende yıkıcı bir yok olma olayı tehdidinin önceki çalışmaların ortaya koyduğundan çok daha ciddi olduğu sonucuna vardı.


Makale: Finn, C., Grattarola, F., & PincheiraDonoso, D. (2023).

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için