Blog
And Dağları’nda Tarıma Geçişin Nedeni Kıtlık Değildi

Avcılıktan tarıma geçiş, insanlık tarihinde modern uygarlığın gelişiminin temellerini atan büyük bir dönüşümdü.
Zeynep Şoray - www.arkeofili.com
Beslenme verilerinin analizi, And Dağları’ndaki erken dönem çiftçilerin oldukça i·yi durumda olduğunu gösteriyor ve yaygın teoriyi sorguluyor.
And Dağları Altiplano’sunda tarıma geçişe ışık tutan Kaillachuro ve Jiskairumoko arkeolojik alanlarına ev sahipliği yapan Aymara topluluğu Jachacachi’nin görünümü. C: Luis Flores-Blanco
Luis Flores-Blanco ve meslektaşlarının PLOS One dergisinde yayımladığı bir çalışmaya göre, And Dağları’nda avcılıktan tarıma geçiş, yaygın olarak düşünüldüğü gibi kıtlık ve kaynak yetersizliğinin sonucu değil; ekonomik dayanıklılık ve yenilikçilik dönemi olarak gerçekleşti.
Avcılıktan tarıma geçiş, insanlık tarihinde modern uygarlığın gelişiminin temellerini atan büyük bir dönüşümdü.
Günümüzde hakim olan görüş, bu geçişin, artan insan nüfusu ve azalan yabani gıda kaynakları nedeniyle toplumların mahsullere güvenmek zorunda kalmasıyla zorlu bir dönem olduğu yönünde.
Bu çalışmada Flores-Blanco ve meslektaşları, bu geçiş dönemi boyunca And Dağları’nda yaşayan insanların diyetini inceledi.
Araştırmacılar, Titicaca Gölü Havzası’nda yer alan Kaillachuro ve Jiskairumoko yerleşimlerinde gömülü 16 bireyin kemiklerinden alınan karbon ve azot izotoplarının oranlarını ölçerek, eski beslenme düzenlerini yorumladılar. Her iki yerleşim de, yaklaşık 5.000 ila 3.000 yıl önce, avcı-toplayıcılıktan çiftçiliğe geçişin yaşandığı dönemde iskan edilmişti.
İzotop imzaları, beslenmede yüksek oranda (yüzde 84) bitki temelli bir diyetin, daha küçük bir oranla büyük memelilerin etleriyle desteklendiğini gösteriyor. Bu oranlar, yalnızca her iki yerleşimde de geçiş dönemi boyunca tutarlı olmakla kalmayıp, aynı zamanda daha önceki avcı-toplayıcı toplumlarla ve sonraki tarım topluluklarıyla da birebir örtüşüyor.
Bu sonuçlar, tarıma geçişin zorunluluktan kaynaklanan bir dönüşüm olduğu yönündeki genel kabulü çürütüyor ve bunun aksine, binlerce yıl boyunca gıda kaynaklarının tutarlı kaldığını ortaya koyuyor.
Yabani gıdalar zamanla yönetilip evcilleştirilmiş ve bu durum karma bir avcılık-tarım ekonomisinin doğmasına neden olmuştu. Yazarlar, bu ekonomik dayanıklılığın, dönemin kültürel ilerlemeleriyle — ticaret ağlarının genişlemesi ve seramik ile okçuluk teknolojilerindeki yeniliklerle — desteklenmiş olabileceğini öne sürüyor.
Luis Flores-Blanco, “Yaptığımız araştırma, Titicaca Havzası’nda tarımın başlangıcının dirençli bir süreç olduğunu gösteriyor. Antik And halkları, yabani patates ve kinoa gibi bitkileri toplamaya ve devegiller gibi hayvanları avlamaya dair derin bilgilerine güveniyorlardı” diyor.
“Çevrelerini bu şekilde anlayarak kaynaklarını etkin şekilde yönettiler — hem bitkileri hem de hayvanları evcilleştirdiler — ve bu evcilleştirilmiş türleri yavaş yavaş diyetlerine dahil ettiler. Böylece, Altiplano’daki ilk çiftçiler, Arkaik dönemin toplayıcılarının tükettiği gıdalara dayanmaya devam etti. Bu araştırmada, And ekonomisinin izlediği yolun bu geçişi hem faydalı hem de istikrarlı hale getirdiğini gösteriyoruz.”
“Bu bulgular, kemiklerden beslenme bilgisi çıkarmaktan makrobotanik kalıntıları analiz etmeye ve istatistiksel çözümlemelere kadar farklı uzmanlık alanlarının katkılarının birleştirilmesiyle ortaya çıktı.”
Luisa Hinostroza, “Bu makale, tarıma geçişin zorunluluktan veya kriz dönemlerinden kaynaklandığı yönündeki geleneksel görüşe meydan okuyor. Bulgularımız, Altiplano bölgesinde bunun yerine bu sürecin uzun vadeli gıda yeterliliği ve istikrarla sürdürülen bir dönüşüm olduğunu gösteriyor” diyor.
“Bu sonuçlar, And toplumlarının yumru kökler ve tahıllar gibi kaynaklarını etkin şekilde yönetme ve uzun süreli istikrarı koruma kapasitelerini ortaya koyan çok önemli kanıtlar sunuyor”
Public Library of Science. 25 Haziran 2025.
Makale: Flores-Blanco, L., Hall, M., Hinostroza, L., Eerkens, J., Aldenderfer, M., & Haas, R. (2025).
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >