Blog
Antik Dünyadaki Başlıca Spor Etkinlikleri Nelerdi?

Kayda geçmiş en erken Olimpiyat oyunları MÖ 776’da gerçekleşti, ancak müsabakanın bundan çok önce de var olmuş olması mümkün.
www.arkeofili.com
Yunanların dört büyük yarışmasından Roma’nın sahte deniz savaşlarına kadar görkemli gösteriler, kalabalıkları yüzyıllarca peşinden sürükledi.
Discobolus Lancellotti, Myron’un MÖ 5. yüzyıla ait Yunan orijinalinin Roma kopyası. C: Wikimedia Commons
Antik Atinalı yazar İsocrates (MÖ 436–338) bir keresinde şöyle demişti: “Birçok kent, atletik yarışmalarda üstün gelenleri, titiz düşünce ve çabayla yararlı bir şey keşfedenlerden daha büyük ödüllere layık görür.”
Neden bu kadar çok insan, büyük spor etkinliklerine ve bu etkinliklerde sahne alan büyük sporculara takıntılı?
Antik spor takvimindeki ana etkinlikler
Herkes antik Olimpiyatları duymuştur. Bu oyunlar Elis’teki Olimpia alanında düzenlenirdi. Kayda geçmiş en erken Olimpiyat oyunları MÖ 776’da gerçekleşti, ancak müsabakanın bundan çok önce de var olmuş olması mümkün.
Antik Olimpiyatlar 1.000 yıldan fazla sürdü ve II. Theodosius (MS 408–450) döneminde son buldu. Günümüzde pek az kişi, Olimpiyatların antik dünyadaki dört ana spor etkinliğinden sadece biri olduğunu bilir.
Spor takvimindeki diğer başlıca yarışmalar Pythia oyunları (MÖ 586’da kuruldu), İsthmia oyunları (MÖ 582) ve Nemea oyunlarıydı (MÖ 573).
Bunların hepsi öncelikle atletik yarışmalardı, ancak bazı müzik yarışmalarını da içeriyorlardı.
Olimpiyat oyunlarında kazananlar, taç olarak takmak üzere zeytin dalından bir çelenk kazanırdı.
Pythia oyunlarında ödül defne çelengi, Nemea oyunlarında kereviz yapraklarından çelenk, İsthmia oyunlarında ise çam yapraklarından çelenkti. Çelenkler, büyük şan ve üstünlüğün işareti olarak kıymet görürdü.
Bu dört etkinlik topluca “periodos” (yani “döngü”) diye anılırdı.
Olimpiyat ve Pythia oyunları her dört yılda bir yapılırdı. Nemea ve İsthmia oyunları ise her iki yılda bir düzenlenirdi.
Bu düzenlemeye göre dört yıllık bir döngüde, birinci yıl İsthmia ve Olimpiyat, ikinci yıl Nemea, üçüncü yıl İsthmia ve Pythia, dördüncü yıl ise yine Nemea oyunları yer alırdı.
Bir döngü içinde bu dört oyunun hepsinde ödül kazanan atlete “periodonikes” (yani “döngü galibi”) denirdi.
Periodonikes olmak, antik dünyada bir atletin ulaşabileceği en yüksek payelerden biriydi. Modern bir karşılığı, bir tenisçinin bir yıl içinde dört büyük turnuvayı (Avustralya Açık, Fransa Açık, Wimbledon ve ABD Açık) kazanmasıyla elde edilen “Grand Slam” olabilir.
Bazı antik atletler — uzun mesafe koşucusu Himera’lı Ergoteles (MÖ 5. yüzyıl) gibi — iki kez periodonikes olmuştu.
Antik spor taraftarları
Antik çağ insanları bu dört büyük etkinliğin hepsine gitmeyi severdi.
Yunan hatip Dio Chrysostomos, oyunlara giden insanların basit güdüleri olduğunu söyler. Dio’nun anlattığına göre, seyirciler “atletleri izlemek ve kendilerini yiyecek ve içecekle doldurmak” isterdi.
Taraftarlar sıralarda oturur, yer içer, atletleri tezahüratla destekler ve zaferleri kutlardı.
Antik Yunan yazar Philostratos (MS 190–230), bir atlet kazandığında tribünlerdeki tepkiyi şöyle betimler: “Seyirciler koltuklarından fırlar ve bağırırlar; bazıları ellerini, bazıları giysilerini sallar; bazıları yerden zıplar; bazıları sevinçten yanındakiyle kucaklaşır… bu gerçekten hayret verici işler, seyircilerin kendilerini tutmalarını imkânsız kılar.”
Diğer gösteri türleri
Antik Yunanlar ve Romalılar, top kullanılan oyunlar ya da diğer spor türleri için ödüllü yarışmalar düzenlemezdi. Yunanlar için atletizm ve atlı yarışlar en yüce alanlardı.
Romalılar ise gladyatörler ya da gemiler içeren devasa dövüş gösterileri yaratmaktan zevk alırdı.
Örneğin Roma imparatoru Claudius (MÖ 10 – MS 54), halkı eğlendirmek için Fucinus Gölü’nde 19.000 savaşçının yer aldığı bir deniz savaşı düzenledi. Roma zindanlarındaki suçlular, bu korkunç gösteri için birbirleriyle ölümüne dövüşmek üzere getirildi.
Tarihçi Tacitus’a (MS 56 – y.120) göre, insanlar bu olayı görmek için tüm İtalya’dan akın etti: “Kıyılar, tepeler, dağ dorukları âdeta bir tiyatro biçimini aldı; yakındaki kentlerden ve kısmen bizzat Roma’dan gelen sayılamayacak kadar çok kalabalıkla kısa sürede doldu.”
The Conversation. Konstantine Panegyres. 2 Ekim 2025.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >