Blog

Nis14


Arkeoloji Neden Kazmaktan Çok Daha Fazlası?

Çoğu insan için arkeoloji, çoğunlukla toprak kazmak anlamına geliyor. Ancak arkeoloji aslında bundan çok daha fazlasını içeriyor.

Port Arthur tarihi alanı bugün çok güzel – ancak bu kadar izole bir yerde olması eski mahkum sakinleri için çok zor olmuş olmalıydı. C: Port Arthur Tarihi Sitesi

Bir yabancıya arkeolojiyle ilgilendiğinizi söylediğinizde akabinde sorulan soru her zaman “bulduğun en ilginç şey ne?” olur.

Onlara kütüphane arşivinden çıkardığınız harika bir mürekkep ve suluboya işinden ya da kalın okaliptüs çalılarının arasından geçerken tökezlediğiniz eski bir çalışma alanından bahsetmeye başladığınız an gözlerini devireceklerdir. 

(Arkeoloğun Kazıda Bir Günü Nasıl Geçer?)

İnsanlar her zaman iskeletler, çanaklar ya da parlak metal parçalar hakkında konuşmanızı ister. Medyada sıkça görebileceğiniz bu tür şeyler, arkeolojik sürecin sadece kazı olduğuna dair yanıltıcı bir izlenim veriyor.

Mala ve kürek arkeolojik araç takımında önemli parçalar elbette, ancak tarihimizi anlamak için insanlığın bıraktığı bulguları kullanma konusundaki temel disiplin tanımımız, bu geçmişle etkileşimde bulunmak için daha birçok yoldan faydalandığımız anlamına geliyor.

Avustralya çalılarını evcilleştirilmiş ekili bir tarlaya dönüştüren mahkumlar. C: Allport Kütüphanesi ve Güzel Sanatlar Müzesi, Tazmanya Arşiv ve Miras Ofisi

Çukur kazmak

İnsanların dikkatini çekmek için yere bir çukur açmaktan iyisi yoktur. Ancak tüm bu sahne ışıklarının parıltısı arasında çoğunlukla kaybolan şey, kazıların son çare olduğudur. Kazılar, kapsamlı araştırma, planlama ve tasarımın bir sonucu olarak karşımıza çıkar.

Araştırma ortamında kazılar, başka hiçbir kanıt olmaması ya da çok az olması sonucunda ortaya çıkar.

Bu durum, tarihi bir yerin kısmen veya tamamen kaldırılması tehdidinin bir kanıt kurtarma unsuru eklediği kalkınma etkilerinin hafifletilmesinde benzer şekilde geçerlidir.

(Arkeolojik Kazıya Giderken Yanınıza Almanız Gereken 11 Şey)

Kazı iyi düşünülmezse veya ona uygun araştırma hedeflerinden koparsa, çıktıları (ve dolayısıyla tüm uygulamanın net yararı) tamamen kaybolmasa bile azalacaktır.

Bu durum özellikle, belgesel arşivleri, sözlü tanıklık ve geriye kalan arazi varlığı birçok şeyi ortaya çıkarabileceği için, malayı toprakla buluşturmadan önce bu yollara başvuran tarihsel arkeologlar için geçerlidir.

Kazı yapmadan önce çok iş var

Tarihsel arkeologlar için, bir kazı planlanmadan bile önce büyük miktarda çalışma yapılması gerekir, bazen kalıcı tahribata neden olabilecek araştırmalar hiç düşünülmez bile.

Örneğin Avustralya mahkum sisteminin tarihi arkeolojisinde (1788-1868), herhangi bir arkeolojik sürecin başlamasından önce sorgulanması gereken çok sayıda belgelenmiş kanıt vardı.

Örnek olarak, Tazmanya Arşivleri ve Miras Ofisi’nde, sadece 1824-36 dönemindeki resmi yazışma kayıtları 35 metre raf alanı tutuluyor.

Yazışmalar, raporlar, tablolar, günlükler, gazeteler, haritalar, planlar, çizimler ve fotoğraflar mahkumların geçmişi hakkında zengin bilgiler içeriyor. Bunlar, insanların birbirleriyle nasıl etkileştiklerini ve sonuç olarak oluşturulan ve değiştirilen yerleri, alanları ve şeyleri sorgulamak için kullanılabilir.

Mahkum işgücü deneyimi

Şu anda Richard Tuffin ve Martin Gibbs adlı iki araştırmacı, Tasman Yarımadası’nda (1830-77) mahkum işgücünü anlamak için inşa edilmiş ve doğal peyzajın kanıtlarını kullanan bir araştırma projesine (Üretim ve Ceza Alanı) başlıyor.

En kalabalık zamanında, burada yaklaşık 4.000 mahkum ve özgür insan yaşıyordu. Araştırmacıların, tarihsel araştırma, uzaktan algılama ve arkeolojik yüzey araştırması kullanarak buldukları ve analiz ettikleri günlük faaliyetleri, günümüz peyzajında izler bırakmıştı.

LiDAR (Light Detection and Ranging, 3 boyutlu haritalama biçimlerinden biri), büyük alanları çok detaylı olarak haritalamak için ve daha sonra mahkumların çalıştığı alanları bulmak için kullanıldı. Bunlar, taş ocaklarını, bıçkı çukurlarını, kömür yakma standlarını, tuğla çukurlarını, tramvayları, yolları ve patikaları, ekili alanları ve sınırlarını içeriyordu.

Port Arthur cezaevi çevresindeki yakın alanın LiDAR görüntüsü, alanda gerçekleştirilen faaliyetlerin çeşitliliğini göstermekte. C: Üretim ve Ceza Manzaraları, 2017-19

Toprağı rahatsız etmeden

Araştırmacılar, bir çim parçasını bile koparmadan, uzun süredir uykuda olan tarihi peyzajları yeniden yarattı.

Bunlar daha sonra, mahkumları ve işgücünü açıklamak için tarihsel olarak kullanılan sistem kayıtları aracılığıyla hayata geçirildi. Bunlar, hüküm altında bulunan mahkumların yaşamları ile ilgili kayıtlarının yanı sıra, işgücünün ürünleri ve süreçlerine ilişkin istatistikleri de içermekteydi.

Bu ham veriler, mahkumlar tarafından tuğla yapımı, kumtaşı ocakçılığı, kireç yakma ve kereste elde etme gibi sanayi uygulamalarının çıktılarını ve deri, kereste ve metal işleri üreten imalatçıları gösteriyordu.

Kayıtlar ayrıca mahkumları ve özgür yerleşimcileri zaman ve mekana geri yerleştirerek, emeklerinin geçtiği yerler ve ürünleriyle tekrar buluşmalarını sağlıyor.

Proje geliştikçe kazı yapmak, kanıt elde etmek için kullanılan arkeolojik yöntemlerden biri olabilir, ancak önce diğer tüm araştırma yolları tüketilmeli.

Kontrollü yıkım

Arkeologlar, arkeolojik bir araştırma olan kontrollü yıkım sürecinin mümkün olan en yüksek araştırma getirisine sahip olmasını sağlamakla yükümlü.

Bu gerekli süreç olmadan, çalışmalar araştırma olmaktan çıkar. Kazılar, çok az araştırma değerinin elde edilebildiği pahalı ve bir yönü olmayan hazine avlarına dönüşür.

Arkeoloğun mesleği, ister akademik, ister ticari ve devlet sektöründe çalışan olsun, kazıdan çok daha fazlasıdır. Asıl görevi olan daha önce yaşamış olanların hayatlarını anlamaya yardımcı olmak için kullanılabilecek çeşitli beceri ve teknikleri kapsar.


Richard Tuffin And Martin Gibbs. The Conversation. 1 Ocak 2019.

Kaynak:Arkeofili.com

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için