Blog
Beynimiz Şempanze Seslerine Neden Özel Tepki Veriyor?
Sesimiz, sosyal iletişimin temel bir sinyalidir. İnsanlarda, işitsel korteksin büyük bir kısmı ses analizine ayrılmıştır.
Begüm Bozoğlu - www.arkeofili.com
İnsan beyni, şempanze seslerine özel tepki veren bir bölge barındırıyor; bu keşif, dil ve ses analizinin evrimsel kökenlerine ışık tutuyor.

Katılımcılar şempanze seslerini duyduklarında, bu tepki bonobo veya makakların seslerini duyduklarında verdikleri tepkiden açıkça farklıydı. (Görsel: Alex Kraft/Unsplash)
Beynimiz yalnızca insan sesini tanımakla kalmıyor. Cenevre Üniversitesi (UNIGE) tarafından yapılan yeni bir çalışma, işitsel korteksimizin belirli bölgelerinin, hem filogenetik hem de akustik açıdan en yakın kuzenlerimiz olan şempanzelerin seslerine özel olarak tepki verdiğini gösteriyor.
eLife dergisinde yayımlanan bu bulgu, insan beyninde belirli primatların seslerine özellikle duyarlı olan alt bölgelerin varlığına işaret ediyor. Bu durum, dil gelişimi üzerinde etkileri olabilecek ses tanımanın kökeni üzerine yeni bir pencere açıyor.
Sesimiz, sosyal iletişimin temel bir sinyalidir. İnsanlarda, işitsel korteksin büyük bir kısmı ses analizine ayrılmıştır. Peki, bu iletişim becerilerinin daha eski kökenleri var mı? Bu soruyu yanıtlamak için UNIGE Psikoloji ve Eğitim Bilimleri Fakültesi’nden bilim insanları, türlerin evrimine dayalı bir yaklaşım benimsedi.
Şempanzeler, bonobolar ve makaklar gibi insana yakın türlerin çıkardığı seslerin nöral işlenmesini karşılaştırarak, beynimizin diğer primatlarla paylaştığı veya paylaşmadığı şeyleri gözlemlemek mümkün hale geliyor. Böylece, dilin ortaya çıkmasından çok önce, sesli iletişimin nöral temellerinin nasıl ortaya çıktığını araştırma fırsatı doğuyor.
Seslerin görselleştirilmesi
Bu çalışmada, UNIGE’deki araştırmacılar 23 insan katılımcıya dört farklı kaynaktan gelen sesleri dinletti: kontrol grubu olarak insanlar; hem genetik hem de akustik açıdan bize en yakın olan şempanzeler; genetik olarak yakın olmalarına rağmen, sesleri daha çok kuş cıvıltısını andıran bonobolar; ve son olarak da her iki açıdan da insanlara daha uzak olan makaklar.
Araştırmacılar, bu esnada fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) kullanarak işitsel korteksin aktivitesini analiz ettiler. Çalışmanın ilk yazarı Leonardo Ceravolo’ya göre, amaçları, özellikle primat seslerine duyarlı bir alt bölgenin var olup olmadığını doğrulamaktı.
Araştırma ekibinin gözlemlediği şey de tam olarak buydu. Dil, müzik ve duygular dahil olmak üzere seslerin işlenmesinde rol oynayan, işitsel korteksin üst temporal girus olarak bilinen bir bölgesi, belirli primatların seslerine yanıt olarak aktive oluyordu.
Ceravolo, tespit edilen spesifik tepkiyi, “Katılımcılar şempanze seslerini duyduklarında, bu tepki bonobo veya makakların tetiklediği tepkiden açıkça farklıydı” diye açıklıyor.
Bu özgüllük, bonoboların genetik olarak bize şempanzeler kadar yakın olmalarına rağmen, akustik olarak çok farklı sesler üretmeleri göz önüne alındığında daha da dikkat çekici. Dolayısıyla, insan beyninin tepkisini belirleyen şey, hem evrimsel hem de akustik açıdan bu ikili yakınlık gibi görünüyor.
Dilin evrimini anlamaya yönelik çıkarımlar neler?
Bu keşif, iletişimin nöral temelinin evrimini incelemek için son derece ilginç yollar açıyor. Bulgular, insan beyninin belirli bölgelerinin, evrim süreci boyunca, yakın akrabalarının seslerine karşı duyarlılığını korumuş olabileceğini düşündürüyor.
Leonardo Ceravolo, “Hayvan beyninin belirli bölgelerinin kendi türlerinin seslerine özel olarak tepki verdiğini zaten biliyorduk. Ancak burada, yetişkin insan beyninin bir bölgesinin, ön üst temporal girusun, insan dışı seslere karşı da hassas olduğunu gösteriyoruz” diye belirtiyor.
Bu bulgular, belirli ses işleme becerilerinin insanlar ve büyük insansı maymunlar arasında paylaşıldığı ve dolayısıyla eklemli dilin ortaya çıkışından önceye dayandığı hipotezini güçlendiriyor. Ayrıca bu çalışma, çocuklarda ses tanıma ve hatta dil gelişiminin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunabilir. Örneğin, bebeklerin anne karnındayken sevdiklerinin seslerini nasıl tanımayı başardıklarını açıklamaya yardımcı olabilir.
Cenevre Üniversitesi. 2 Aralık 2025.
Makale: Ceravolo, L., Debracque, C., Gruber, T., & Grandjean, D. (2025).


Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >