Blog

Ağu31

Bu Bolivya Mumyasını Neyin Öldürdüğünü Öğrenmiş Olabiliriz

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  BolivyaHastalıkMumyaPatojen



Bu Bolivya Mumyasını Neyin Öldürdüğünü Öğrenmiş Olabiliriz

Bu patojen genellikle ölümcül olmayan solunum sistemlerine neden olsa da, bu vakada kurbanın kemiklerini tahrip etmiş ve muhtemelen ölümüne yol açmış gibi görünüyor.

Zeynep Şoray - www.arkeofili.com

Bolivya’da keşfedilen mumyalanmış bir kadın, yaygın olarak Vadi Ateşi olarak bilinen bir mantar enfeksiyonundan muzdarip olabilir.


Eski And mumyalarının kafatasları genellikle kasıtlı olarak deforme edilmişti. C: Shutterstock

Bu patojen genellikle ölümcül olmayan solunum sistemlerine neden olsa da, bu vakada kurbanın kemiklerini tahrip etmiş ve muhtemelen ölümüne yol açmış gibi görünüyor.

Koksidiyoidomikoz olarak da bilinen Vadi Ateşi, belirli Coccidiodes mantar türlerinin sporlarının solunmasından kaynaklanan, ABD’nin güneybatısı ile Orta ve Güney Amerika’nın kurak ve yarı kurak bölgelerinde görülen bulaşıcı olmayan bir hastalıktır. Genellikle toprak veya tozla temas sonucu ortaya çıkar ve en yaygın olarak el işçilerini etkiler.

Antik mumyayı tanımlayan yeni bir çalışmanın yazarları, “Coccidioides artrosporlarının solunması, birincil form olarak kendi kendini sınırlayan, akut, toplumdan edinilen pnömoni benzeri bir hastalığa neden olur.” diye yazıyor. Bununla birlikte, “tüm koksidioidomikoz vakalarının yüzde 1 ila yüzde 5’inde, hastalığın ilerleyici, kronik ve genellikle ölümcül bir yayılmış forma dönüşebileceğini” açıklıyorlar.

Yaygın vakaların yarısından daha azında patojen kemiklere saldırarak kafatası ve omurgada önemli lezyonlar bırakır. Mumyanın iskeletindeki bu yaraların varlığı, araştırmacıların mumyanın hastalığın bu özellikle kötü formuna kurban gitmiş olabileceğine inanmalarına yol açtı.

İlk olarak Ağustos 1897’de Bolivya’nın batısındaki bir mağarada keşfedilen mumya daha sonra İtalya kraliyet konsolosu tarafından satın alındı ve şu anda Napoli Federico IIÜniversitesi Antropoloji Müzesi’nde bulunuyor. 765 yıl öncesine tarihlenen ceset, “bacakları göğsüne doğru katlanmış ve elleri omuzlarında, kıvrılmış oturma pozisyonunda mumyalanmadan önce 25 ila 35 yaşları arasında ölen bir kadın bireye” ait.

Diğer antik And mumyalarında olduğu gibi, kadının karnı koka yapraklarıyla doldurulmuş, kafatası ise daha uzun görünmesi için yapay olarak deforme edilmişti. Çalışmanın yazarları, cesedin radyografik analizinin kafatası tablası ve omur gövdelerinde yoğunlaşan merkezi kavitasyonlu çok sayıda kemiksi litik lezyon” ortaya çıkardığını belirtiyor.

“Gözlemlenen durum koksidioidomikozun ikincil evresine karşılık gelebilir.”

Araştırmacılar başlangıçta mumyanın, 13. yüzyılda And Dağları’nda görülen ve benzer kemik kusurlarına yol açan tüberkülozdan (TB) muzdarip olabileceğinden şüphelendiler. Ancak daha yakından yapılan incelemeler, mumyanın lezyonlarının doğası ve konumunun TB’nin neden olduğu lezyonlardan farklı olduğunu ortaya koydu ve onları Vadi Humması teşhisine götürdü.

Çalışmanın yazarları, “Bu tanı dikkate değer çünkü koksidioidomikoz çoğunlukla erkeklerin işle ilgili bir hastalığı olarak tanımlandı ve antik batı Bolivya’da hiç bulunmamıştı.” diye yazıyor. Bu nedenle, patojenin bir kadında tespit edilmesi, İspanyol öncesi Güney Amerika’da kadınların kendilerini toza maruz bırakan el işçiliği yapmış olabileceğini düşündürüyor.


IFL Science. 18 Ağustos 2023.

Makale: Cilli, J., Borrelli, L., D’Anastasio, R., Soricelli, A., & Capasso, L. (2023).

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için