Blog

Haz27

Bulunan Mağara Ayısı, Eski Ritüellere Kurban Gitmiş Olabilir

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Mağara AyısıPleistosenRitüelRusyaSibirya



Ekip, Güney Ural dağlarındaki Imanay Mağarası’nda bir mağara ayısının kalıntılarını gün yüzüne çıkardı.

 

Yazar: Enes Gençtürk 

Rusya’daki bir mağarada bulunan 35.000 yıllık mağara ayısına ait kafatası, ritüelistik bir kurban olayının izlerini taşıyor.

 

Yeni keşfedilmiş mağara ayısı kafatası C: UrFU / Elizaveta Veretennikova

 

Mağara ayıları karanlıkta karşınıza çıkmasını istemeyeceğiniz canavarlardı (üstelik çoğunlukla vejetaryen hayvanlardı). Ancak, paleontologların geçen ay yaptığı bir incelemede anlaşıldığına göre insanlar, bu soyu tükenmiş ayı türünün bir üyesini alt etmeyi başarmıştı. 

Ekip, Güney Ural dağlarındaki Imanay Mağarası’nda bir mağara ayısının kalıntılarını gün yüzüne çıkardı. Mağara; bazıları kırmızı tilki, mamut, mağara aslanı, marmut, tüylü gergedan ve bozkır bizonu gibi hayvanlara ait olmak üzere binlerce kemik parçası barındırıyordu. Bu kemikler arasında küçük bir mağara ayısının (Ursus rossicus) kafatası da vardı. Araştırmacılar, kafatasının üzerindeki dikdörtgen şeklindeki dar delikten yola çıkarak bu tarihöncesi hayvanın bir insan tarafından avlanmış olabileceği kanısına vardılar.

Rusya Bilimler Akademisi ve Ural Federal Üniversitesi’nden araştırmacı Dmitry Gimranov, “Kafatasındaki deliğin doğal sebeplerle mi oluştuğunu yoksa insan eliyle mi yapıldığını bilmiyoruz.” diye söylüyor. “Kafatasında bu tarz bir delik açılmasına sebep olan doğal sebeplere hayvanın kafasına düşen bir taş veya kafatasının üzerine binlerce yıl boyunca damlayan su damlacıkları örnek verilebilir. Ancak, bu senaryo oldukça ihtimal dışı; en muhtemel senaryo hayvanın insanlarca öldürülmüş olması.”

 


Bir mağara ayısının iskeleti C: Ra’ike/Wikimedia Commons

 

Gimranov ve ekip arkadaşları ayı kafatasını 35.000 yıl önceye tarihlendirip, hayvanın dişlerindeki büyüme katmanlarından yola çıkarak öldüğünde 10 yaşlarında olduğu sonucuna vardı. Bashkiria Ulusal Parkı’nda yer alan mağarada üç yıl süren kazı çalışmalarından sonra bulunan kafatası Pleistosen döneminde insan varlığının kanıtı olarak görülüyor. Paleontologlar, Pleistosen döneminde yaşamış insanların yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak için büyük memelilerden, örneğin tüylü mamutlardan, faydalandıklarını, hatta et kesme işleminin kemiklerde bıraktığı izlerden yola çıkarak mağara ayılarının dahi bu antik insanların diyetinin bir parçası olduğunu biliyordu. Ancak, ekibe göre, söz konusu araştırma bir ayının doğrudan insanlarca avlandığının ilk kanıtı.

Daha önce de Buzul Çağ’dan kalma gizemli kalıntılara rastlandı. 2019 yılında, üzerinde delik olan bir kılıç dişli kedi kafatasına rastlayan bilim insanları, bu hayvanın kendi türünden bireylerle dövüşürken öldüğünü tahmin ettiler. Gizemli bir cinayet hikayesi sayılmasa da geçtiğimiz yaz, Sibirya’daki permafrostta bir başka mağara ayısının kalıntılarına rastlandı, ancak bu ayının kemikleri o kadar iyi korunmuştu ki kas dokusu ve kürk ile kaplı olan yüzündeki dişlek sırıtış bilim insanlarını şaşkına çevirdi.

Yeni gün yüzüne çıkarılmış olan ayı kafatasında herhangi bir ok veya mızrak temreni bulunmasa da araştırmacılar kafatasındaki deliğin doğal sebeplerden ziyade insanlar tarafından açıldığı konusunda hemfikirler. Mağaranın katmanlarında bulunan insan yapımı materyaller arasında keskin bir çakmaktaşı el baltasının da bulunması, bu aletin ayıyı öldürmede kullanılan suç aleti olmuş olabileceği ihtimallerini akla getiriyor. “Kafatasındaki delik ayı öldükten sonra bir ritüelin parçası olarak gerçekleştirilmiş olabilir.” diyen Gimranov bahsi geçen zaman diliminde ayı avcılığının aşırı nadir olduğunu ekliyor.

İşin ilginç yanı ise kemiklerde herhangi bir çentik izi veya etin tüketim için kesilip ayrıldığına işaret edebilecek iz olmaması. Peki, bu eski insanlar ayıyı yemedilerse, neden hayvanı öldürdüler? Gimranov bu olayın bir çeşit ritüel olabileceğini dile getiriyor. Belki de insanlar dışarıda geçirdikleri uzun bir günün ardından kış uykusuna yatmış bir ayıya rastladılar ve olaylar gelişti. Her ne kadar bu olayın gizeminin asla çözülemeyeceğini düşünsek de söz konusu bulgu bambaşka bir çağdan günümüze açılan büyüleyici bir pencere olmaya devam ediyor.

 

www.arkeofili.com

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için