Blog
Büyük İskender’in Babası Sanılan İskelet Başka Biri Çıktı

1977 yılında Yunanistan’ın kuzeyinde keşfedilen Vergina’daki Büyük Tümülüs, Antik Yunan’a egemen olan Makedonya Krallığı’nı kuran Argead Hanedanı üyelerine ait bir dizi mezarı içeriyor.
Erman Ertuğrul - www.arkeofili.com
Vergina’daki tümülüste bulunan ve uzun süredir Büyük İskender’in babası II. Philip’e ait olduğu sanılan iskelet başka bir soyluya ait çıktı.
II. Philip mezarının cephesi, Vergina. C: Wikimedia Commons
Daha önce Büyük İskender’in babası olarak tanımlanan erkek iskeletin, aslında onun babasından en az 20 yıl önce ölmüş, kimliği belirsiz bir Makedon soylusuna ait olduğu ortaya çıktı. Vergina’daki Büyük Tümülüs içinde bulunan bu antik kemiklerin, ünlü hükümdarın bir akrabasına ait olduğu genel kabul görse de, mezarın sahibinin tam kimliği hâlâ gizemini koruyor.
1977 yılında Yunanistan’ın kuzeyinde keşfedilen Vergina’daki Büyük Tümülüs, Antik Yunan’a egemen olan Makedonya Krallığı’nı kuran Argead Hanedanı üyelerine ait bir dizi mezarı içeriyor. On yıllarca süren akademik tartışmaların ardından yakın zamanda yapılan araştırmalar, I Numaralı Mezar’da Büyük İskender’in babası II. Philip, onun eşi Kleopatra ve bebek oğullarının kalıntılarının yer aldığını ortaya koymuştu.
Üçlünün, MÖ 336 yılında Philip’in önceki eşi Olympias’ın emriyle öldürüldüğü ve bu şekilde oğlunun yani İskender’in tahta geçmesinin önü açıldığı düşünülüyordu. Ancak, I Numaralı Mezar’da bulunan kemiklere dair yapılan yeni bir analiz, yetişkin erkek iskeletinin MÖ 388 ile 356 yılları arasında gömüldüğünü ve böylece bu kraliyet cinayetinden onlarca yıl önce ölmüş olduğunu ortaya koyuyor.
Araştırmacılar; radyokarbon tarihleme, genetik ve izotop analizleri ile osteolojik (iskelet) gözlemleri bir araya getirerek yaptıkları çalışmada, kimliği belirsiz adamın öldüğünde 25 ila 35 yaşları arasında, yanındaki kadının ise 18 ila 25 yaşları arasında olduğunu belirledi. Araştırma ekibi bulgularına dayanarak şu sonuca varıyor:
“Bu gömütün II. Philip ve eşi Kleopatra ile herhangi bir bağlantısı bilimsel olarak dışlandı”
Dahası, mezarda bulunan bebek kemiklerinin aslında en az altı farklı bebeğe ait olduğu ve bu bebeklerin iki yetişkinden birkaç yüzyıl sonra, MÖ 150 ile MS 130 yılları arasında, yani Roma döneminde gömüldüğü tespit edildi. Bu veriler, araştırmacılara şu sonuca varma imkânı sundu:
“Roma döneminde çocuklarını kaybeden yaslı ebeveynler, bu alanı hazır ve derin bir mezar olarak görmüş ve ölü bebeklerini buraya defnetmişti”
Bu ebeveynlerin, muhtemelen MÖ 3. yüzyılda Galya’lı (Kelt) mezar soyguncuları tarafından açılan ve Roma döneminde hâlâ görünür durumda olan mezar girişini kullandıkları düşünülüyor.
Daha da önemlisi, bu bulgular, mezarda bulunan bebek kalıntılarından herhangi birinin öldürülen kraliyet çiftinin çocuğu olabileceği ihtimalini de ortadan kaldırıyor. Araştırmacılar şu ifadeyi kullanıyor:
“Söz konusu iskeletlerin II. Philip, eşi Kleopatra ve yenidoğan çocuklarına ait olduğuna dair önceki iddialar, bilimsel olarak geçerli değil”
Bu durumda mezarda gerçekten kimin yattığı hâlâ bilinmiyor ve araştırmacılar, mezardaki yetişkin erkek ve kadının kimliği konusunda spekülasyondan kaçınıyor. Ancak tümülüsün gösterişli yapısı göz önünde bulundurularak şu sonuca varılıyor:
“Erkek mezarı, yüksek statülü bir kişiye — belki genç ya da orta yaşta ölmüş ve II. Philip’in suikastinden birkaç on yıl önce gömülmüş bir krala — ait olmalı.”
IFL Science. 28 Nisan 2025.
Makale: Maniatis, Y., Drosou, K., Orbegozo, M. I., Mylopotamitaki, D., Brown, T. A., Brown, K., … & Wynn-Antikas, L. (2025).
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >