Blog
Büyük Piramit’i sadece köleler değil kalifiye işçilerin inşa ettikleri ortaya çıktı

Antik kaynaklarda köle emeğiyle inşa edildiği söylenen dev anıtın, gerçekte maaşla çalışan kalifiye işçilerin eseri olduğu artık bilimsel kanıtlarla destekleniyor.
www.arkeolojikhaber.com
4.500 Yıllık Yazıtlar, Giza’daki Gizemi Çözüyor: Zahi Hawass liderliğindeki arkeoloji ekibi, Firavun Keops’un anıtını inşa edenlerin kimliklerini gösteren kanıtlara ulaştı
Mısır’daki Giza Platosu’nda yükselen ve binyıllardır insanlık tarihinin en büyük gizemlerinden biri sayılan Büyük Piramit hakkında, yeni arkeolojik keşifler tarihi anlatıyı değiştiriyor. Antik kaynaklarda köle emeğiyle inşa edildiği söylenen dev anıtın, gerçekte maaşla çalışan kalifiye işçilerin eseri olduğu artık bilimsel kanıtlarla destekleniyor.
Antik Yunan’ın Kölelik Efsanesi Kısmen Çöktü
Yunan tarihçi Herodot’un yazılarıyla kuşaklar boyunca tekrar edilen iddiaya göre, Giza’daki Büyük Piramit 20 yıl boyunca, üçer aylık vardiyalarla çalışan 100.000 köle tarafından inşa edilmişti. Ancak Mısır bilimci Dr. Zahi Hawass liderliğindeki araştırma ekibi, bu iddiayı tamamen çürütmese de en azından kısmen değiştiren çok sayıda yeni bulguya ulaştı. Hem piramit içinde keşfedilen yazıtlar hem de çevresindeki mezarlar, inşaatı gerçekleştirenlerin özgür ve becerili işçiler olduğunu gösteriyor.
Yazıtlar İlk Kez Görüntülendi
Dr. Hawass ve ekibi, modern görüntüleme teknikleriyle Kral Odası’nın üstünde yer alan dar boşlukları tarayarak, daha önce hiç belgelenmemiş yazıtları ortaya çıkardı. Bu yazıtların, MÖ 13. yüzyılda çalışan işçi gruplarına ait olduğunu ve “piramidin yan tarafının denetçisi” ya da “zanaatkar” gibi uzmanlık unvanlarını içerdiği bildirildi.
“Eğer bu insanlar köle olsaydı, asla piramitlerin gölgesine gömülmezlerdi,” diyor Dr. Hawass.
“Bu yazıtlar, onların saygın, uzman kişiler olduğunu gösteriyor.”
Kutsal Gölgeye Gömülen Ustalar
Piramitin güney eteklerinde bulunan mezarlar da iddiaları destekliyor. Arkeologlar burada, taş blokları şekillendiren ustaların ve yapı denetçilerinin ebedi istirahatgahlarını buldu. Mezarların içindeki heykeller, işçilerin meslekî kimliklerini ve sosyal statülerini simgeliyor. Ayrıca çakmak taşı ve taş dövme aletleri gibi, dönemin inşaat ekipmanları da mezarlarda ele geçirildi.
Rampa Teorisi Kanıtlandı
Yapım tekniklerine dair sırlar da yavaş yavaş çözülüyor. Yeni bulgular, yaklaşık 300 metre uzaklıktaki taş ocağından çıkarılan kireç taşlarının, taş moloz ve çamurla desteklenmiş rampalar aracılığıyla piramidin yapım alanına taşındığını gösteriyor. Rampa kalıntılarına, piramidin güneybatı köşesindeki C2 olarak adlandırılan alanda ulaşıldı.
“Rampayı söktüklerinde tüm izleri silmemişler. Geriye kalan parçalar, teorimizi doğruluyor,” diyor Hawass.
Menü de değişti: Ekmek, soğan ve sarımsak değil Ekmek, Et ve Tuzlu Balık!
Dr. Hawass’ın meslektaşı Mark Lehner ise, Büyük Piramit’in hemen doğusunda işçilerin yaşadığı bir yerleşim alanını kazıyor. Buluntular arasında büyük bir fırın, balık temizleme tesisleri, kışlalar ve günlük yaşamı gösteren kalıntılar yer alıyor.
Araştırmalar, işçilere sadece ekmek, soğan ve sarımsak verildiği yönündeki eski efsaneyi de çürüttü. Alanda binlerce hayvan kemiği bulundu.
Chicago Üniversitesi’nden uzmanların analizine göre, piramit inşaatı süresince her gün ortalama 11 inek ve 33 keçi kesilerek işçilere yüksek proteinli bir beslenme sağlanıyordu. Bu da yaklaşık 10 bin işçinin düzenli olarak beslendiğini ortaya koyuyor.
Tartışmalı Yazıtlar: Sahte mi Gerçek mi?
Dr. Hawass, Limitless Podcast'inde sunucu Matt Beall’in soruları üzerine, geçmişte piramit içinde bulunan bazı yazıtların sahte olduğu yönündeki tartışmalara da açıklık getirdi. 19. yüzyılda keşfedilen bazı yazıların daha sonradan taşlara kazınmış olabileceği iddialarına karşın, bu kez elde edilen yazıtların “sadece eğitimli Mısır bilimcilerin okuyabileceği” özgün bir stilde olduğunu vurguladı.
“Yakın geçmişte biri bunu taklit etmiş olamaz. Bu odalara girmek bile başlı başına büyük bir fiziksel çaba gerektiriyor,” diye belirtti.
Büyük Boşluk’a Robot Gönderiliyor
Dr. Hawass ve Beall, şimdi gözlerini Büyük Piramit’in içinde yer alan ve 2017’de radar ile tespit edilen gizemli “Büyük Boşluk”a çevirmiş durumda. Bu boşluk, Kral ve Kraliçe odalarını birbirine bağlayan Büyük Galeri’nin en az 30 metre üzerinde yer alıyor. Ekip, bir santimetreden büyük olmayan mikro robotu yapının içine göndermeye hazırlanıyor.
Bu keşif gezisinin 2026 başlarında gerçekleştirilmesi planlanıyor. Dr. Hawass, bu boşluğun Firavun Khufu’nun (Keops) şimdiye dek bulunamamış mezarı olabileceğini savunuyor. Ancak Beall bu konuda temkinli:
“Ana piramitlerin hiçbirinde şimdiye kadar bir firavunun cesedine ulaşılmadı. Buranın mezar olması mümkün, ama kesin değil.”
4.500 yıllık taşların arasında, insanlık tarihine yön veren bir yapı olarak yükselen Büyük Piramit, artık sadece büyüklüğüyle değil, inşa sürecinin ardındaki emekle de yeniden anlam kazanıyor. Son keşifler, bu dev anıtın kölelik düzenine değil; maaşla çalışan, iyi beslenen, sosyal statüye sahip kalifiye işçilere dayandığını açıkça ortaya koyuyor. Bu sayede Mısır tarihi yalnızca bir kez daha aydınlanmakla kalmıyor; aynı zamanda binlerce yıllık önyargılar da değişiyor.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >