Blog

May21

Çatalhöyük’te Şaşırtıcı Derecede Az İnsan Yaşıyordu

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  ÇatalhöyükNeolitikNüfusPopülasyonTarım



Çatalhöyük’te Şaşırtıcı Derecede Az İnsan Yaşıyordu

Kuijt ve Marciniak, Çatalhöyük’ün yaklaşık 9.100 ila 7.950 yıl öncesine kadar süren tarihinin farklı evreleri için nüfus tahminleri üretti.

 

Erman Ertuğrul - www.arkeofili.com

 

Çatalhöyük’te kaç kişinin yaşadığı üzerine önceki tahminler, yapıların aynı anda inşa edildiğini ve iskan edildiğini varsayıyordu.

 

 

Araştırmacılar, Çatalhöyük’te burada gösterilene benzer yoğun bina kümelerinde yapılan kazıların, dünyanın bilinen en eski tarım köylerinden birinin nüfus tahminlerinin şişirilmesiyle sonuçlandığını söylüyor.

Uzun zamandır güneybatı Asya’daki eski yerleşmelerin yükselişini tetiklediği düşünülen tarım kaynaklı doğum oranındaki ani artışın abartı olduğu ortaya çıktı.

Konya’da yer alan Çatalhöyük adı verilen devasa bir Neolitik alan, yaklaşık 26 ABD futbol sahasına eşdeğer bir alanı kapsıyor ve yerleşimin çeşitli yerlerinde çok sayıda çok odalı, kerpiç yapı kümeleniyor. 1960’lardaki keşfinden bu yana, Çatalhöyük’ün nüfus tahminleri 2.800 ile 10.000 arasında değişiyor.

Eğer doğruysa bu tahminler, yaklaşık 10.000 yıl önce erken Neolitik köylerin bitki ve hayvanların evcilleştirilmesi sayesinde hızlı bir büyüme ve devrim niteliğinde sosyal değişimler yaşadığı yönünde onlarca yıllık bir fikri destekliyor.

Ancak iki arkeolog, yaklaşık 8.600 yıl önce bu çiftçilik ve çobanlık yapılan yerleşimde, en parlak döneminde ortalama yalnızca 600 ila 800 kişinin yaşadığı sonucuna varıyor.

Notre Dame Üniversitesi’nden Ian Kuijt ve Adam Mickiewicz Üniversitesi’nden Arkadiusz Marciniak, 5 yaşın altındaki çocukların nüfusun yaklaşık yüzde 30’unu temsil ettiğini söylüyor.

Araştırmacılar, önceki nüfus tahminlerinin tipik olarak ve yanlışlıkla, birbirine yakın olan Çatalhöyük yapılarının aynı anda inşa edildiğini ve tüm konutların en az birkaç nesil boyunca aynı anda iskan edildiğini varsaydığını ileri sürüyor. Başka bir deyişle, içinde pek çok yapı kalıntısının bulunduğu büyük bir arkeolojik alan, büyük bir kalabalığa ev sahipliği yapmış olmalıydı.

Kuijt, “Bu, tüm havaalanı otellerinin her zaman dolu olduğunu ve son 50 yılda tüm havaalanı otellerinin aynı anda var olduğunu varsaymaya benzer. Bilim insanları Yakın Doğu’daki tarım köylerinin nüfus seviyelerini sistematik olarak abarttılar.” diyor.

Kuijt ve Marciniak, Çatalhöyük’ün yaklaşık 9.100 ila 7.950 yıl öncesine kadar süren tarihinin farklı evreleri için nüfus tahminleri üretti. Her evreye ait nüfus toplamları, konut binaları tarafından kaplandığı varsayılan alanın yüzdesine ve yapıların konut olarak kullanıldığı varsayılan yıl sayısına bağlı olarak değişiklik gösteriyordu.

 

 

Çatalhöyük’te daha önce yapılan radyokarbon tarihleme ve çökelti araştırmalarının yanı sıra Türkiye ve yakın bölgelerdeki modern tarım köylerindeki yerleşim kalıplarına ilişkin daha önceki çalışmalardan yararlanan araştırmacılar, zirve dönemindeki arkeolojik alan için makul bir nüfus senaryosu olarak gördükleri senaryoyu oluşturdular.

Rekonstrüksiyon sırasında konut yapıları alanın yüzde 40’ını kapsıyordu ve tüm yapıların yüzde 70’inde insanlar yaşıyordu. Her konutta ortalama 5 kişi yaşıyordu. Konutların çoğu, 20 ila 45 yıl arasında yaklaşık bir nesil boyunca kullanılmıştı.

Marciniak, Çatalhöyük sakinlerinin yalnızca 600 ila 800 kişi arasında olduğu zirve döneminin, ilk tarım köylerindeki hızlı nüfus artışının yeni alanlara göçü zorladığı ve Neolitik yaşam tarzının hızla yayıldığı şeklindeki uzun süredir devam eden hipotezi çürüttüğünü söylüyor.

Marciniak, bunun yerine çiftçi köylerinin güneybatı Asya ve Avrupa’ya aralıklarla, başlangıçlar ve duraklar halinde yayıldığından şüpheleniyor. Nüfus artışları ve düşüşleri tarımın yayılmasının belirleyicisi olabilir.

Nüfusun küçük olması, Çatalhöyük sakinlerinin merkezi bir siyasi otorite yerine bir tür kolektif karar alma mekanizmasına güvendiklerine dair önceki kanıtlarla örtüşüyor.

Ohio Eyalet Üniversitesi’nden ekolojik antropolog Sean Downey, Kuijt ve Marciniak’ın analizinin arkeolojik yerleşmelerin nüfus boyutunu yeniden yapılandırmada “ileriye doğru atılmış önemli bir adımı” temsil ettiğini söylüyor. Ancak eski popülasyonların gerçek boyutlarını belirlemenin zor olduğu konusunda uyarıyor.

Downey, Çatalhöyük’teki insanların antik DNA’sından elde edilen yetişkin sayısına ilişkin tahmin gibi diğer kanıtların da yeni nüfus tahmininin doğrulanmasına yardımcı olacağını söylüyor.

Leiden Üniversitesi’nden arkeolog Peter Akkermans, devam eden kazıların Neolitik yerleşmelerin çoğunda Kuijt ve Marciniak’ın Çatalhöyük tahminine uygun olarak küçük nüfuslara sahip olduğunu gösterdiğini söylüyor.

Akkermans, Suriye’de genellikle birkaç düzine ile birkaç yüz arasında değişen nüfusların bulunduğunu tahmin ettiği Neolitik alanlardaki kazılara öncülük etti. Her bölgedeki küçük yerleşimler, yaklaşık bir nesil kullanımdan sonra terk edilmişti ve yüzlerce, bazen de binlerce yıl boyunca yakınlarda yeniden inşa edilmişti. Bu yerleşim döngüleri geride, bazıları Çatalhöyük’ün kapladığı alana yaklaşan büyük arkeolojik alanlar bıraktı.

Akkermans, Neolitik yerleşimlerden Asya ve Avrupa’daki şehir büyüklüğündeki yerleşimlere geçişin birkaç bin yıl sürdüğünü söylüyor. O zaman bile kentsel yaşam, yoğun bir şekilde kalabalık topluluklardan, araziye yayılmış birbirine bağlı köylere kadar çeşitlilik gösteriyor olabilirdi.


Science News. 20 Mayıs 2024.

Makale: Kuijt, I., & Marciniak, A. (2024). 

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için