Blog
Çayönü Tepesi Kazılarında Yeni Mezar Alanları Ortaya Çıkarıldı: Neolitik'ten Tunç Çağı’na Gömü Gelenekleri

Çayönü Tepesi, Güneydoğu Anadolu’nun en önemli arkeolojik alanlarından biri olarak, 1960’lardan bu yana dünya arkeoloji literatüründe özel bir yere sahip.
www.arkeolojikhaber.com
Diyarbakır’ın Ergani ilçesindeki Çayönü Tepesi’nde yürütülen 2025 yılı kazı çalışmalarında biri Neolitik Döneme, yedisi İlk Tunç Çağı'na tarihlenen toplam sekiz mezar gün yüzüne çıkarıldı. Mezarlarda bulunan ölü hediyeleri, gömü biçimleri ve sembolik çukurlar, bölgenin yalnızca Neolitik değil, Tunç Çağı boyunca da ritüel ve toplumsal hafıza açısından önemini koruduğunu ortaya koyuyor.
Çayönü: Neolitik Dünyanın Bilinen İlk Yerleşimlerinden Biri
Çayönü Tepesi, Güneydoğu Anadolu’nun en önemli arkeolojik alanlarından biri olarak, 1960’lardan bu yana dünya arkeoloji literatüründe özel bir yere sahip. Yerleşim, yaklaşık 10.000 yıl öncesine tarihlenen Neolitik döneme ait mimari, gömü ve üretim sistemleriyle, insanoğlunun yerleşik hayata geçiş sürecine dair eşsiz veriler sunuyor.
Bu yılki kazılar, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Müzecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Sarıaltun başkanlığında, Kültür ve Turizm Bakanlığı izniyle ve Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömür Dilek Erdal’ın antropolojik koordinasyonuyla yürütülüyor. Alanında uzman çok sayıda arkeolog ve antropolog da çalışmalara katkı sunuyor.
Sekiz Yeni Mezar Ortaya Çıkarıldı: Çok Katmanlı Gömü Gelenekleri
Mayıs 2025’te başlayan kazı sezonu boyunca yapılan detaylı saha çalışmaları sonucunda toplam sekiz mezar açığa çıkarıldı. Bunlardan biri, Neolitik Dönem’e ait olup "Kanallı Yapılar Evresi" olarak adlandırılan dönemin batı kenarında, basit bir gömü olarak yer alıyor.
Daha dikkat çekici olan ise İlk Tunç Çağı II dönemine tarihlenen diğer yedi mezar. Bu mezarlarda gömü biçimlerinin çeşitlilik göstermesi, bölgedeki gömü geleneklerinin zamanla nasıl değiştiğine dair ipuçları veriyor. Basit toprak gömüler, küp mezarlar ve taş kapaklı-sandık tipi mezarlar arasında görülen farklar, dönemin sosyal yapısı ve inanç sistemi hakkında katmanlı bilgiler sunuyor.
Ritüel ve Sembolik Yapılar: ‘Hediye Çukurları’na Dikkat
Mezarların birçoğunda ölü hediyesi olarak yerleştirilmiş dokuz adet tüm kap bulundu. Bu kapların bir kısmı doğrudan mezar içine, bir kısmı ise mezar çevresine konumlandırılmış. Özellikle dikkat çeken bir diğer unsur, "hediye çukurları" adı verilen ve mezar mimarisini taklit eden iki sembolik yapının tespiti oldu.
Bu çukurlardan biri boş bırakılmışken, diğerinde mezar dışında sembolik bir ritüel objesi olarak beş tüm kap yerleştirilmiş. Bu uygulamanın, ölen bireyin toplum içindeki rolüne veya sonraki yaşama dair inançlara işaret ettiği düşünülüyor.
Çayönü’nün Çok Katmanlı Arkeolojik Hafızası Derinleşiyor
Doç. Dr. Savaş Sarıaltun, elde edilen bulguların yalnızca Neolitik döneme değil, aynı zamanda İlk Tunç Çağı’na dair de zengin veriler sunduğunu belirtiyor. Sarıaltun, “Çayönü, gömü gelenekleri bakımından düşündüğümüzden çok daha katmanlı bir arkeolojik hafızaya sahip. Bu yılki kazılar, bölgenin Tunç Çağı boyunca da ritüel ve toplumsal hafıza açısından aktif biçimde kullanıldığını gösteriyor,” değerlendirmesinde bulundu.
Gömülerin formu, yerleşim içindeki konumları ve eşlik eden objeler, dönemin ölü gömme pratiklerini anlamada antropolojik açıdan da büyük önem taşıyor. Aynı zamanda, ölüyle kurulan sembolik bağlar üzerinden toplumsal yapı, statü ve aidiyet biçimlerinin çözümlenmesine olanak tanıyor.
Bu bulguların, ilerleyen dönemlerde yapılacak karbon testleri ve DNA analizleriyle daha geniş bir tarihsel çerçevede değerlendirileceği belirtiliyor.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >