Blog
Çömlek Ýçinde 3.800 Yýllýk Bebek Ýskeleti Bulundu
| Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri | Yorum: 0 yorumÇömlek Ýçinde 3.800 Yýllýk Bebek Ýskeleti Bulundu
Araþtýrmacýlar, bu ölü gömme yönteminin amacý konusunda emin deðil; fakat teorilerden birine göre çömlek, sembolik bir rahmi temsil ediyor.
Ýsrail’in Yafa adlý þehrindeki bir alaný kazan arkeologlar, ürkütücü bir keþif yaptýlar: bir bebeðin iskeletini içeren 3.800 yýllýk bir çömlek.
Ýsrail Eski Eserler Kurumu’ndan araþtýrmacýlar; inþaat arefesindeki 4.000 yýllýk þehrin harabelerini incelerken, yüzeyden yaklaþýk 3 metre aþaðýda yer alan sýð bir çukurda, kötü korunmuþ kalýntýlarý açýða çýkardýlar.
Ýsrail Eski Eserler Kurumu arkeoloðu Yoav Arbel, “Bebekleri çömlekler içinde gömme uygulamasý Bronz Çað’a kadar uzanýyor ve bu uygulamanýn neredeyse 20. yüzyýla kadar devam ettiði görülüyor.” diyor. Arkeolojik kayýtlarda bu tür defin ritüellerine sýkça rastlansa da bilim insanlarý bu uygulamanýn amacýný henüz çözebilmiþ deðil.
“En basit tabiriyle bebeklerin vücutlarýnýn çok hassas olduðunu ve bu nedenle insanlarýn onlarýn bedenlerini -ölmüþ olsalar bile- dýþ çevreden koruma ihtiyacý hissettiklerini söyleyebiliriz.” diyor Arbel. “Diðer yandan çömlek, bir rahme benziyor. Dolayýsýyla burada bebeði toprak anaya geri döndürme veya annesinin sembolik korumasýna kavuþturma fikri yatýyor olabilir.”
Ýsrail Eski Eserler Kurumu’nun yaptýðý araþtýrmaya dahil olmayan arkeolog Alfredo Mederos Martin; antik dünya insanlarýnýn MÖ 4.500 gibi erken bir tarihte çocuklarý çömleklerin içine koyarak defnettiklerini, uygarlýklarýn ölüm kavramýna verdikleri kendi eþsiz tepkileriyle birlikte yöntemlerin de bölgeden bölgeye deðiþiklik gösterdiðini söylüyor.
2019’da Biblical Archaeology Review adlý dergide yayýmlanan bir makalede bilim insaný Beth Alpert Nakhai; evlerin altýna gömülen defin çömleklerinin “ölen bebeðin annesinin, çocuðu henüz hayattayken ona nasýl ilgi gösteriyorsa, ölümden sonra da ona öyle bakmak istediðine dair bir arzu”yu temsil ettiðini söylemiþti. Haaretz editörü Ruth Schuster ise 2018 yýlýnda þu noktaya dikkat çekmiþti: “Bu tür definler, ayný zamanda antik toplumlarýn gençlere karþý olan tutumlarýndaki deðiþikliði de yansýtýyor; daha önceleri, prehistorik insanlar sadece yetiþkinleri çömlekler içinde gömüyordu ki bu durum bize, çocuklarýn çok daha az önemli olduðunun düþünüldüðünü gösteriyor.”
Son 10 yýl boyunca görevliler Yafa’daki 5 farklý yerde kazýlar düzenlediler. Elde ettikleri bir dizi etkileyici keþfi, Ýsrail Eski Eserler Kurumu’nun dergisi ‘Atiqot’ta geçen ay yayýmladýlar.
Bulgularýn en önemlileri arasýnda Helenistik Dönem’e ait 30 adet madeni para; Osmanlý Ýmparatorluðu’nun sonlarýna tarihlenen çanak çömleðin ve en az iki atýn kalýntýlarý; Roma ve Haçlý Dönemi’nden kalma 95 adet cam kap; kandiller, testiler ve diðer cenaze adaklarý içeren ve MÖ 5. yüzyýla tarihlenen 14 adet kaya mezarý ile garip bir þekilde defnedilmiþ bir bebek yer alýyor.
Yafa’nýn yaklaþýk dört bin yýla yayýlan çok katmanlý bir tarihi var. Dünyanýn en eski liman þehirlerinden biri olan antik yerleþim, günümüzde Ýsrail’in ikinci en kalabalýk metropolü olan Tel Aviv’in bir parçasý.
Haaretz’e göre Yafa, en az üç büyük geniþleme dönemi geçirdi. Ýlki Helenistik Dönem’de gerçekleþmiþken ikincisi Bizans, Ýslam ve Haçlý Dönemi’ne uzanýyordu.
Son olarak Arbel; Haaretz’e, “19. yüzyýlýn yarýsýndan Osmanlý Dönemi’nin sonuna dek, orada büyük bir nüfus artýþý vardý. Yafa katlanarak büyüdü ve çok uluslu bir þehir haline geldi.” diyor.
Araþtýrmacý, uzmanlarýn þehrin arkeolojik zenginliðinin tamamýný son dönemlere kadar fark edemediklerini ekliyor.
“Bize tepenin etrafýný ya da Yafa’nýn konumlandýðý yüksek zeminin ortasýndaki alaný kazmanýn anlamsýz olduðunu söyleyenler vardý.” diyor.
Fakat daha sonra yapýlan arkeolojik çalýþma; Yafa’nýn, týpký diðer birçok antik þehir gibi, refah dönemlerinde kendisini çevreleyen ovalar boyunca geniþlediðini ve savaþ zamanlarýnda ise sýnýrlarýný sýkýca koruduðunu ortaya çýkardý.
Araþtýrmacýlar arkeolojik alanlarýn çoðunu bu alanlarýn gözden kaçmýþ hikayelerini kaydettikten sonra tekrar kapatsalar da bu alanlardan bazýlarý -hastaneden otele çevrilmiþ bir yerde korunan Haçlý Dönemi’nden kalma duvarlar ve Osmanlý Dönemi’ne tarihlenen bir sabun fabrikasýnýn harabeleri gibi-, hala halkýn eriþimine açýk.
www.arkeofili.com
Bu yazý hakkýnda yorum bulunamamýþtýr. Ýlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >