Arþiv

Çocuk Kitaplarýmýz

Sare

Strabon

Blog

Eki28

Eriyen Buzullardan Çýkan Arkeolojik Eserler Tehlikede

 |  Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  AlperBuzulBuzul ArkeolojisiDemirçaðýNeolitikÖtzi

Eriyen Buzullardan Çýkan Arkeolojik Eserler Tehlikede

Hýzla eriyen buzullarýn gün ýþýðýna çýkardýðý ve yepyeni araþtýrmalarý tetiklediði deðerli arkeolojik alanlardan biri: buzul arkeolojisi.


Arolla Buzulu’nda keþfedilen ve Demir Çaðý’na tarihlenen, insan þeklindeki Kelt yapýmý bir heykel.

Daðýn sarp yamacýna týrmanan ve bir Alp buzulunu zorlukla kateden grup, aradýðý þeyi buldu: aletlerini yontmalarý için gereken deðerli taþlarla dolu bir kristal damar. Arkeologlar; yaklaþýk 9.500 yýl önce, Mezolitik Çað’da avcý-toplayýcýlar tarafýndan kristal bulma amacýyla çýkýlan bir avýn izlerini bulduklarýnda iþte bu çýkarýmý yaptýlar.

Dalgalanan sýcaklýklarý göz önüne alan buzul bilimciler, Alpleri kaplayan hemen hemen 4.000 buzulun yüzde 95’inin bu yüzyýl sonunda eriyerek ortadan kaybolacaðýný tahmin ediyor.

Arkeologlar iklim deðiþikliðinin yýkýcý zararý için yas tutarken, çoðu insan, bu durumun bin yýl önceki dað yaþamý hakkýndaki anlayýþý önemli ölçüde geniþletecek bir fýrsat olduðunu kabul ediyor.

Geçtiðimiz ay Doðu Ýsviçre’nin Uri kantonunda ve 2.800 metrelik rakýmda yer alan, Brunifirm Buzulu yakýnýndaki ücra bir kristal sahasýna düzenlenen kazý gezisinin baþkaný Marcel Cornelissen, “Arkeolojinin daha önce aydýnlatamadýðýmýz kýsýmlarýna pencere açan oldukça enteresan bulgular ele geçiriyoruz.” diyor.

‘Gerçekten olaðanüstü’

1990’larýn baþýna kadar, prehistorik zamanlarda yaþamýþ insanlarýn yüksek ve göz korkutucu daðlardan çekindiklerine dair genel bir inanýþ vardý.


17. yüzyýla ait ayakkabýlar.

Fakat o zamandan sonra, eriyen buzullarýn da katkýsýyla, Alpler gibi sýradaðlarýn binlerce yýl boyunca insan aktivitesiyle dolup taþtýðýný gösteren birtakým þaþýrtýcý bulgular meydana çýktý.

Artýk, erken insanlarýn; yakýnlardaki vadilere seyahat etmek, hayvanlarý avlamak ya otlaklara çýkarmak ve hammadde aramak için daðlarda yürüyüþ yaptýklarýna inanýlýyor.

Kristal sahasýna düzenlenen keþif gezisine katýlan arkeolog Christian auf der Maur, bulgularýn “gerçekten olaðanüstü” olduðunu söylüyor. “Þimdi biliyoruz ki insanlar, kristaller ve temel malzemeler aramak için 3.000 metrelik yükseltideki daðlara týrmanýyorlardý.”

Eriyen buzullar dolayýsýyla Alplerden ortaya çýkan ilk büyük buluntu; 1991’de keþfedilen, bedeni Ýtalya’nýn Tyrol adlý bölgesindeki Alp buzulunda korunmuþ, 5.300 yaþýndaki savaþçý Ötzi’ydi.

Ötzi’nin Alplerde maceraya atýlan prehistorik insanlarýn nadir bir örneði olduðuna dair teoriler, yüksek rakýmlý dað geçitlerinde dolaþan insanlara dair sayýsýz antik izin bulunmasýyla birlikte yalanlanmýþ oldu.

Ender Rastlanan Organik Materyaller

Bern Alplerinde, denizden 2.756 metre yükseklikte konumlanan ve görkemli bir patika olan Schnidejoch Geçidi; MÖ 3.000’e tarihlenen, huþ kabuðundan yapýlmýþ bir sadak (içine ok konulan torba) buluntusu ile birlikte, 2003 yýlýndan beri bilim insanlarý için bir nimet niteliði teþkil ediyor.
Neolitik Çað’dan kalma kararmýþ bir örgü sepet.

Daha sonralarý, yaklaþýk MÖ 4.500’e tarihlenen diðer yüzlerce nesnenin yanýnda, muhtemelen ayný þanssýz kiþiye ait deri pantolon ve ayakkabýlar da keþfedildi.

Arkeolog Regula Gubler, “Bu çok heyecan verici çünkü normalde kazýlarda bulamadýðýmýz türden þeyler keþfediyoruz.” diyor ve genelde erozyon nedeniyle yok olan fakat burada, buz içinde eksiksiz bir þekilde korunan deri, ahþap, huþ kabuðu ve dokumalara dikkatleri çekiyor.

Gubler, henüz geçtiðimiz ay, Schnidejoch Geçidi’ndeki bir buluntuyu ortaya çýkarmaya uðraþan bir ekibin liderliðini yaptý: 6.000 yýldan daha eski olduðuna inanýlan düðümlenmiþ bir sak lifi. Buluntu; kendisiyle ayný döneme tarihlenen ve geçtiðimiz ay orijinal haline döndürülmeye çalýþýlan, sak lifinden yapýlma, kararmýþ örgü bir sepeti andýrýyor.

Ýklim deðiþikliði, böyle olaðandýþý buluntular saðlamanýn yanýnda, ayný zamanda bir tehdit niteliði taþýyor: Eðer yeterince hýzlý bulunmazlarsa, buzdan açýða çýkan organik materyaller çabucak paramparça olur ve kayýplara karýþýr.

“Çok kýsa bir zaman dilimi”

“Elimizde çok kýsa bir zaman dilimi var. 20 yýl içinde hem bu buluntular hem de buz parçalarý yok olacak.” diyor Gubler. “Bunu bilmek bizi strese sokuyor.”
Prehistorik bir adamýn kalýntýlarýyla birlikte bulunan ve yaklaþýk MÖ 2.800’e tarihlenen baðcýklý bir ayakkabý.

Cornelissen, ayný fikirde olduðunu, buzul bölgelerinin arkeolojik potansiyelinin anlaþýlmasý için muhtemelen çok geç kalýndýðýný söyleyerek belirtiyor. “Buzullarýn geri çekilmesi ve buz alanlarýnýn erimesi, bu zamana dek oldukça fazla yol katetti.” diyor. “Baþka bir Ötzi bulabileceðimizi sanmýyorum.”

Sorun þu ki arkeologlar, eriyen her buz tabakasýnýn baþýnda eserlerin ortaya çýkmasýný bekleyemezler. Bunun yerine, buluntular konusunda kendilerini uyarlamalarý için yürüyüþçülere bel baðlamak durumundalar. Tabii bu da bazen sarpa sarabiliyor.

1999’da, Valais kantonunun güneyinde, denizden yaklaþýk 3.100 metre yükseklikte yer alan Arolla Buzulu’nda bir ahþap oymaya rastlayan Ýtalyan yürüyüþçüler; oymayý aldýlar, cilaladýlar ve oturma odalarýnýn duvarýna astýlar.

Ahþap oyma; 19 yýl sonra, bir talihli olaylar dizisi sayesinde, buzul arkeolojisi üzerine bir sergiye hazýrlandýðý sýrada, Valais Tarih Müzesi’nden arkeolog Pierre Yves Nicod’nun ilgisini çekti.

Nicod; düz, somurtkan bir yüzü olan, 52 santimetre uzunluðunda ve insan þeklindeki küçük heykelin izini sürdü ve onu tarihledi.
Valais kantonunun güneyindeki bir buzulda bulunan, 17. yüzyýla ait bir kolye ucu.

Küçük heykelin 2.000 yýldan da eski olduðu ortaya çýktý. Heykeli eldivenli elleriyle yukarý kaldýran Nicod, “Demir Çaðý’ndan kalma bir Kelt eseri.” diyor. “Ne iþe yaradýðý ise tam bir muamma.”

Nicod’nun söylediðine göre, bilinmezliðini koruyan baþka bir konu ise þu: Geçtiðimiz 30 yýlda, Alpler boyunca yer alan bu nesnelerden kaçý toplandý ve þu anda herhangi birinin oturma odasýnýn duvarýný süslüyor? “Bu tür eserlere rastlamasý muhtemel olan kitleleri, bu konu hakkýnda acilen duyarlý hale getirmeliyiz.”

“Bu, arkeolojik bir acil durum!”

www.arkeofili.com

Bu yazý hakkýnda yorum bulunamamýþtýr. Ýlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazýya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayýr* Her defasýnda yeniden girmemeniz için