Blog

May27


Erzincan'ın yüzen adaları Bingöl ve Adıyaman'la rekabete hazırlanıyor

 
 

Adıyaman'ın Çelikhan ve Bingöl'ün solhan ilçelerindeki yüzen adalardan sonra Erzincan'ın Ahmetli köyündeki yüzen adalar da turizme açılmaya hazırlanıyor. Akdeniz Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Bulut ise yüzen adaların doğanın hassas ekosistemleri ve nadir oluşumları arasında bulunduğunu söyledi.Adıyaman'ın Çelikhan ve Bingöl'ün solhan ilçelerindeki yüzen adalardan sonra Erzincan'ın Ahmetli köyündeki yüzen adalar da turizme açılmaya hazırlanıyor. Akdeniz Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Bulut ise yüzen adaların doğanın hassas ekosistemleri ve nadir oluşumları arasında bulunduğunu söyledi.

Erzincan merkeze bağlı Ahmetli köyündeki gölde 2006 yılında tespit edilen "yüzen adalar", doğa tutkunu ve fotoğraf meraklısı yerli ve yabancı ziyaretçilerini bekliyor.

Kent merkezine 30 kilometre uzaklıktaki 2100 rakımlı Ahmetli köyüne 13 yıl önce gelen Atatürk Üniversitesindeki akademisyenler, bölgenin güneydoğusunda, kayıtlarda yer almayan bir gölle karşılaştı.

Yöre halkının "Ahmetli Gölü" olarak isimlendirdiği gölde yapılan akademik araştırma sonucunda, iki yüzen ada tespit edildi.

Bilimsel çalışmalarını tamamlayan akademisyenler, tespit ettikleri 105 metrekarelik yüzen adaya "Ahmetli" adını vererek, hazırladıkları makaleyi uluslararası bilim dergisinde yayımladı.

Ahmetli'de yüzen adaların bulunduğu arazinin sahiplerinden Hasan Özer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "yüzen adalar"ın turizme kazandırılması için çalışma yapılması gerektiğini söyledi.

Yüzen adalar efsanesi

Özellikle yaz aylarında adaları görmek için doğaseverlerin ve vatandaşların geldiğini, burada fotoğraf çektirdiğini anlatan Özer, "Erzincan-Gümüşhane il sınırındaki yüzen adalarımızla ilgili yaklaşık 13 yıl önce akademisyenlerin yaptığı çalışmanın ardından, burası haber de olmuştu. Ondan sonra bir daha ilgilenen olmadı." diye konuştu.

Yüzen adaların nesiller boyu anlatılagelen bir hikayesinin de bulunduğunu dile getiren Özer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Rus işgali sırasında gölün üzerinde bulunan eski yoldan bir düğün alayı geçmek istediği sırada, fırtına ve tipi nedeniyle göle düştükleri anlatılır. Gelin ve damat dahil konvoydakilerden bir daha haber alınamaz. Bu kötü olayın ardından gölde iki ada oluşur. Büyüklerimiz adalardan birinin gelin, diğerinin ise damadı temsil ettiği söyler."

 


Akdeniz Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Bulut ise yüzen adaların doğanın hassas ekosistemleri ve nadir oluşumları arasında bulunduğunu söyledi.

 


Daha önce Atatürk Üniversitesinde görev yaptığı sırada yüzen adalar konusunda araştırma yaptığını belirten Bulut, şunları kaydetti: "Oluşum ve şekli bakımından yüzen adalar etkileyici birer doğal tabiat anıtıdır. Turistik bir değeri var ancak burası tanıtılırken aynı zamanda korunması da gerekir. Ahmetli'de bulunan yüzen adalar, Türkiye'nin doğal olarak gelişen sayılı güzelliklerinden birisi. Akademik olarak 2004'te Türkiye'de yüzen adalar konusunda bir kitap hazırladık. Yapılan çalışmanın ardından bu kavramı ülkemize kazandırmış olduk. Yabancı araştırmacılar Türkiye'nin yüzen adalar konusunda bir cennet olduğunu ifade ediyor. Buradaki en büyük eksikliğimiz bu adaların korunamamış ve turizme yeterince kazandırılmamış olması."Ahmetli Muhtarı Erhan Karadağ ise yüzen adaların bulunduğu bölgede oturma ve piknik alanları oluşturularak, bölgenin turizme kazandırılması için çalışma başlatılmasını istedi.Kemal Özdemir -AA

Arkeolojik Haber

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için