Blog

Kas21

Eski Mezopotamya ve Antik Yunan Toplumlarında Çocuk Olmak

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  teosantik kentçocukantik yunantoplumçocuk hakları



Eski Mezopotamya ve Antik Yunan Toplumlarında Çocuk Olmak...

Yazan:  Tarih: 20 Kasım 2016

Çocuk daima umudun taşıyıcısı ve insanın bastırılamayan neslini sürdürme arzusunun simgesi olmuştur. Fakat çocukların yaşam şartlarının zaman boyunca olumlu yönde ilerlediğini iddia etmek pek mümkün değil. Böylesi bir iddiayı savunmak, günümüzde çocukluk dönemleri ile arasına uçurumlar koyan yetişkinlerin dillendirdiği gibi çocukların altın çağını yaşadığını savunmak anlamına gelir.

Medeniyetimizin temellerinin atıldığı Mezopotamya kültürlerinden günümüze kadar çocuklar toplumun geleneklerine, inanışlarına ve gelecek arzularına göre muamele gördüler. Kimi dönemlerde erkek çocukların iyi birer savaşçı olması beklenirken, kız çocuklarının iyi birer anne ve ev kadını olması beklenirdi. Bazı dönemlerde ise kız çocukları taşlanarak öldürülüyordu. Bazen de çocuklar ödenemeyen borçlara karşılık alacaklıya veriliyordu.

Günümüzde dahi iki toplum arasında çocukların gördüğü muamele birbirinden oldukça farklı. Fakat her toplum her dönemde çıkarları ve idealleri doğrultusunda çocuklar üzerinden bir politika izlemiş ve bu politikalarına uygun eğitimler verip, kanunlar koymuştur.

Bu yazıda, insanlık tarihinin iki önemli dönemi olan Eski Mezopotamya ve Antik Yunan dünyasındaki çocukların toplumdaki yerlerini ve eğitimlerini ana hatları ile aktarmaya çalıştık.

Eski Mezopotamya Toplumlarında Çocuk

Mezopotamya toplumlarında çocuk ileride üstleneceği görevler bakımından ailenin ve toplumun devamlılığının garantisi olarak görülürdü. Babasının iş yerini üstüne alır, üretimin devamlılığını sağlar, anne- babası yaşlandığında onlara bakar ve aileden birisi öldüğünde onu gömüp ardından dini ritüelleri yerine getirirdi.

Babanın çocuk üzerinde sınırsıza yakın bir gücü ve hakkı vardı. Baba borç karşılığında çocukları başka birine rehin olarak bırakabilir, köle olarak satabilir veya evlatlık verebilirdi.

4000 yıllık bir Sümer okulu

Bir çocuk sahibi olmak, özellikle erkek çocuk sahibi olmak bir aile için önemli bir olaydı. Bunun için tanrılara yalvarılır, armağanlar sunulurdu. Doğan çocuklara genellikle dilekler ve tanrılar ile ilişkili isimler veya atalarının isimleri verilirdi.

Çivi yazılı metinler çocuk sahibi olmanın Mezopotamya toplumlarında ne kadar önemli olduğunu göstermekte. Bir Sümer destanı olan ‘’Gılgamış, Enkidu ve Ölüler Dünyası’’ adlı metinde bir insan ne kadar çok çocuk sahibi olursa öbür dünyada o kadar iyi yaşamaktaydı. Çocuk olmaması durumunda erkek ikinci bir eş alabilir veya kadını boşayabilirdi. Bir diğer uygulama ise çocuk sahibi olması yasaklanmış rahibeler evlenirken yanına evlenmemiş genç bir kız alırdı ve kız onun yerine çocuk doğururdu.

Çocukların evlat edinilmesi, miras hakları, ebeveynlerine bakma zorunlulukları, bir borca karşılık teminat olarak gösterilmeleri, satılmaları, kiraya verilmeleri gibi durumlar ve toplum içinde karşılaşacakları bazı sorunlara karşı korunmaları yasalarla belirlenmişti.

Eski Mezopotamya Toplumlarında Çocuk Eğitimi

Mezopotamya’da eğitim sadece zengin ailelerin çocuklarına verilirdi. Fakir ailelerin eğitim için imkanları ve zamanları yoktu. Nadiren de olsa fakir yetim çocukların evlat edinildiği aileler tarafından ve köle çocuklarının cömert sahipleri tarafından okula gönderildiğine dair yazıtlar da bulunmakta.

Eski Mezopotamya’da okullar “tablet evi” olarak adlandırılırdı ve okul binaları tapınaklar ile bitişik yapılardı. Günümüze benzer bir şekilde, okulların başında idareciler vardı ve çocukların ayda 3 gün, bayramlarda 3 gün tatil hakkı vardı.

Sümer okulları başlangıçta saray ve tapınağın ihtiyaçlarına yönelik mesleki eğitimler veya çocuğun babasının mesleğini sürdürmesi için eğitim veriyordu. Ancak zamanla okullar gelişerek matematik, dilbilgisi, coğrafya, bitkibilimi ve hayanbilimi gibi eğitimler vermeye başladı.

Nippur’daki bir Sümer okulunda bulunan bir egzersiz tableti. Bir çocuğun ilk defa yazıyı öğrenme evresine örnek. Müfredatın ilk aşamasında çocuklar kil tabletler üzerine basit çizgiler çiziyordu. İlerleyen aşamalarda ise kelime listeleri, matematik alıştırmaları yazılıyordu. MÖ. 1800-1600. Nippur. F: University of Pennsylvania Museum of Archaeology and Anthropology

Sümer okullarının eğitim metodu ise genellikle şu şekildeydi; öğretmen tabletin üstüne bir metin yazar, öğrenci bu metni tekrarlayarak kopya ederdi. Hatalar öğretmen tarafından düzeltilir ve öğrenci ev ödevi olarak bu düzeltmelere çalışırdı. Ertesi gün çalışmayı hatasız olarak yapması beklenirdi.

Antik Yunan Toplumlarında Çocuk

Antik Yunan toplumunda çocuk, Mezopotamya’da da olduğu gibi doğduğu anda belli olan rollere göre bir muamele görür, hatta ailesinin veya toplumun durumuna göre yaşayıp yaşamayacağına karar verilirdi. Her özgür vatandaşın yaşadığı kent-devletine (polis) faydalı birer vatandaş olması beklenirdi. Erkek çocukları iyi birer sporcu, savaşçı, siyasetçi vb., kız çocukları ise ev işleri ile ilgilenen, sadık bireyler olmaları için eğitilirdi. Yine Mezopotamya kültürlerine benzer şekilde çocuklar hakkındaki tüm kararlar (Sparta kenti gibi istisnalar hariç) babanın hükmündeydi ve erkek çocukları kız çocuklarına göre daha değerli görülüyordu. Eğitim sadece zengin ve özgür polis vatandaşlarının çocuklarına mahsustu.

MÖ. 1000 yılına tarihlenen mezarda bulunan tekerlekli at oyuncağı.

Antik Yunan toplumlarında istenmeyen çocukların doğumdan sonra terk edilmesi yaygın bir gelenekti. Özellikle Atina kentinde kız çocukları aile ekonomisine katkı sağlamayacakları için doğumdan sonra terk edilirdi. Sparta kentinde ise diğer kentlerden farklı bir uygulama vardı. Kentin savaşçı yapısına uygun olarak, kız- erkek diye bakmaksızın doğan bir çocuğun yaşayıp yaşamayacağına devlet karar verirdi. Ufak tefek sağlıksız çocukların hayatta kalmasına izin verilmezdi. Erkek çocukları 7 yaşına geldiklerinde devlet tarafından alınır ve savaşçı olmaları için eğitilirdi.

Antik Yunan Toplumlarında Çocuk Eğitimi

Yunan toplumunda çocukların özellikle erkek çocukların eğitimine önem verilirdi. Çocuklar ilk olarak 6 yaşına kadar evde “paidagogos” denilen öğretmenlerden eğitim alırdı. Okul yaşı geldiğinde ise eğitimlerine evin dışında gymnasion’lar ve palaistra’larda devam ederlerdi. Çocukların eğitimi ana hatları ile şu üç unsuru kapsıyordu;

  • Grammata: Okuma-yazma, şiir ile nesrin incelendiği ve ezberlendiği dersler
  • Musike: müzik ve dans dersleri
  • Gymnastike: fiziksel eğitim

Çocuklara okumayı öğrendikten sonra sırasıyla Homeros, Hesiodos, Theogonis gibi büyük şairlerin şiirleri okutulurdu. Homeros’un toplamda 27.000 dizeden oluşan eserleri ‘’İlyada ve Odysseia’’çocuklara ezberletilirdi.

Teos Antik Kenti’nde (İzmir / Seferhisar) bulunan MÖ III. yüzyıla tarihlenen bir yazıt, çocukların eğitimi ile ilgili bir yasanın düzenlenmesi ile ilgilidir. Yazıta göre çocukların eğitimi için üç grammata öğretmeni, iki beden eğitmeni, bir müzik öğretmeni, bir askeri eğitmen ve bir de ok/cirit eğitmeninin görevlendirildiği yazılıdır.

Yukarıda bahsedilen eğitimler genellikle erkek çocuklar içindi. Öldürülmeyen ya da terk edilmeyen kız çocukları yemek yapma, dikiş dikme, örgü örme ve belki biraz da okuma yazmayı ve aritmetiği evde annesinden ya da büyükannesinden öğrenir ve evliliği beklerdi (Antik Yunan toplumunda kadının rolü gereği). Sparta toplumunda ise kız çocuklarına ileride sağlıklı çocuklar doğurabilsinler diye beden eğitimi verilirdi.


Prof. Dr. Mine Tan. (1898). Çağlar Boyunca Çocukluk. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi. Cilt: 22 Sayı: 1

Koray Toptaş. (2016). Eski Mezopotamya’da Çocuk’. Archivum Anatolicum-Anadolu Arşivleri Cilt: 10 Sayı: 1 Sayfa: 055-078

Emine Bilgiç. (2014). Epigrafik Veriler Işığında Antik Çağ Anadolusun’da Eğitim. Cedrus Adeniz Uygarlıkları Araştırma Dergisi.

Ayşe Gül Akalın. (2003). Eski Çağda Kadının Toplumsal Yaşantısı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi Cilt: 21 Sayı: 33

A. Çakır, G. Öztürk. Eski Uygarlıklarda Çocuk Oyunları ve Oyuncaklar. 

Didem Demiralp. Eski Yunan Kültüründe Kadının Yeri.

Arkeofili.com

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için