Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öðretim Üyesi ve Ardahan Üniversitesi Ýnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Dekaný Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, Giresun Üniversitesi Tarih Topluluðunun davetlisi olarak Giresun Üniversitesi Oditoryumunda “Taþtaki Türkleri Okumak” adlý bir konferans verdi. Yoðun bir ilginin olduðu konferansa, Giresun Üniversitesi Rektör Yardýmcýlarý, Fakülte Dekanlarý, öðretim üyeleri ve çok sayýda sivil toplum kuruluþunun temsilcileri katýldý.
- Güneþ Baþlý Kamlar
Orta Asya’dan baþlayýp Anadolu’ya kadar uzanan coðrafyada Türk kültürünün erken dönemlerine ait izlere rastlamanýn mümkün olabileceðini kaydeden Prof. Dr. Ceylan, “Türk Tarihi denilince, bir topluluðun belirli bir coðrafyadaki tarihi olarak anlaþýlmaz. Türk adýný taþýyan özel adlarla anýlan Türk topluluklarýnýn çeþitli coðrafyalarda ortaya koyduðu tarihlerin bütünü anlaþýlmaktadýr. Türk tarihini incelerken iki nokta göz önünde tutulmalýdýr. Birincisi; Türklerin daðýnýk bir þekilde yaþamalarýndan dolayý ayný zaman dilimi içerisinde tarihlerini bir bütün olarak ele almak oldukça zordur. Ýkincisi ise; milletlerin tarihleri vatan topraklarýnýn çevresinde geliþirken Türk milleti tarihlerini çok çeþitli coðrafyalarda oluþturmuþtur. Bu nedenle yazýlý tarihten önceki döneme ait Türk Kültürünün izleri orta Asya, Kafkaslar, Anadolu, Güney Rusya, Ýran, Balkanlar ve Sibirya’da bolca bulunmaktadýr. Bu coðrafyalarda uzun yýllardýr sürdürdüðümüz yüzey araþtýrmalar ve incelemelerde Türk Kültür tarihinin izlerini tespit etme þansý bulduk. Taþa kazýnan Türk Kültürünün deðerli objeleri; Kaya resimleri (petroglifler), taþ balballar, runik harfler, Eski Türklere ait damgalar, koç koyun baþlý mezar taþlarý ve diðer arkeolojik buluntular bizleri Taþtaki Türklerin eski kültür hayatýný araþtýrmaya itti. Bu araþtýrmalarda Orta Asya ve Anadolu arasýndaki kültürel baðlarýn ne kadar eski olduðunu anlamaya çalýþtýk. Yapmýþ olduðumuz çalýþmalar sonucunda konar-göçer bozkýr kültürü adýný verdiðimiz Erken Devir Türk Kültürü, Orta Asya’dan baþlayýp M.Ö. II ve I. Binden itibaren sürekli batýya doðru göç etmiþ ve beraberinde kendi kültür ögelerini getirdiklerini ortaya koyduk. Kýrgýzistan’ýn Saymalýtaþ Vadisindeki bir kaya üstü resmin aynýsýnýn Kars’ta, Kemaliye’de Erzurum Þenkaya’da bulunmasý bir tesadüfün eseri olamaz. Yine Orhun Abidelerinde Bilge Kaðan Mezar taþýnýn üstündeki Dað Keçisi motifinin(Kaðanlýk Damgasý) Anadolu’nun birçok yerinde bulunmasý bir tesadüf deðil aradaki kültür birliðinin göstergesidir. Dolayýsýyla daha birçok alanda ortaya çýkan bu benzerlikler Orta Asya’dan baþlayýp Anadolu’ya kadar gelen Türk göçleri ve yayýlmalarý, M. Ö. Asýrlarda baþlayýp uzun zaman içerisinde devam etmiþtir. Bu noktadan hareketle Anadolu’daki Türklerin tarihini 1071 yýlý ile baþlatmak, sanýrým en basit tabirle Türker’in kadim tarihine yapýlmýþ bir haksýzlýktýr. Arap, Bizans ve Grek kaynaklarýndan yola çýkarak Anadolu Kültür tarihinin içindeki Türk Kültürünü atlamak çok büyük tarihi yanlýþlara yol açmaktadýr. Bundan dolayý Türk tarih tezinin de bilim adamlarýnca yeniden yorumlanmasý gerekir. Yeni bulunan arkeolojik materyal ve bulgular ýþýðýnda Anadolu’daki Türker’in siyasi ve kültür tarihi yeniden ortaya konulmalýdýr. Türkler Anadolu’ya Malazgirt Zaferi ile gelmemiþtir. En azýndan þimdilik elde ettiðimiz bulgular ile M. Ö. 1. Binde deðiþik adlarla bu coðrafyada bulunduklarý kesindir. Yapýlacak olan yüzey araþtýrmalarý ve arkeolojik kazýlar sayesinde Anadolu’daki Türk varlýðýnýn tarihi kökleri daha fazla aydýnlanacaktýr. Türk Gençleri özellikle sosyal bilimlerde okuyan Üniversite gençliði, bu alanlara daha fazla yönelmeli Orta Asya ile Anadolu arasýndaki tarihi ve kültürel kökler daha fazla araþtýrmalýdýr. Bu, coðrafyalarýn ve tarihin bize vermiþ olduðu bir yükümlülüktür” diye konuþtu.. (Kaynak: Arkeolojihaber)
Bu yazý hakkýnda yorum bulunamamýþtýr. Ýlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >