Blog
Google, Roma Yazıtlarındaki Eksikleri Çözen Yapay Zeka Geliştirdi

Roma halkı, temizlik, tıp, eğitim, şarap, kamu düzeni, sulama, yollar, temiz su sistemi ve halk sağlığı gibi pek çok alanda katkı sunmakla kalmadı, aynı zamanda çok sayıda yazıt da bıraktı.
www.arkeofili.com
Latince metinlerin nerede ve ne zaman yazıldığını tahmin eden Aeneas programı, tarihçiler tarafından ‘çığır açıcı’ olarak nitelendiriliyor.
Yapay Zeka aracı, hasarlı ve eksik eserlerdeki boşlukları dolduracak kelimeler öneriyor. C: The Metropolitan Museum of Art
Roma halkı, temizlik, tıp, eğitim, şarap, kamu düzeni, sulama, yollar, temiz su sistemi ve halk sağlığı gibi pek çok alanda katkı sunmakla kalmadı, aynı zamanda çok sayıda yazıt da bıraktı.
Bu antik metinleri anlamlandırmak akademisyenler için çoğu zaman zorlu bir süreç olsa da, Google DeepMind tarafından geliştirilen yeni bir yapay zeka aracı bu süreci kolaylaştırmayı amaçlıyor. Efsanevi Troya kahramanı Aeneas’tan adını alan program, yazıtların nerede ve ne zaman yazıldığını tahmin ediyor ve eksik kelimeleri tamamlamak için önerilerde bulunuyor.
Programı test eden tarihçiler, Aeneas’ın çalışmalarını dönüştürdüğünü belirtiyor. Araç, incelenen yazıtlara benzer diğer örnekleri tespit ederek metinlerin bağlamını anlamada kritik bir adım sunuyor ve zamanla aşınmış ya da zarar görmüş eserlerdeki kaçınılmaz boşlukları doldurmak için kelime önerileri sağlıyor.
Nottingham Üniversitesi’nden tarihçi Dr. Thea Sommerschield, Aeneas’ı teknoloji firmasıyla birlikte geliştirdi ve şöyle diyor: “Aeneas, tarihçilere eksik Latince metinleri yorumlamada, ait oldukları yeri belirlemede ve restore etmede yardımcı oluyor. Bu, çözmeyi hedeflediğimiz büyük zorluktu.”
Yazıtlar, antik dünyadaki yaşamın en önemli kayıtları arasında yer alıyor. En görkemlileri anıt duvarlarını kaplarken, imparatorluk emirlerinden siyasi duvar yazılarına, aşk şiirlerinden iş kayıtlarına, mezar taşlarındaki kitabelerden gündelik yaşama dair yazılara kadar çok çeşitli biçimlerde karşımıza çıkıyor. Araştırmacılar her yıl yaklaşık 1.500 yeni yazıt bulunduğunu tahmin ediyor.
“Yazıtları benzersiz kılan şey, antik insanların her sosyal sınıftan bireyler olarak bunları bizzat yazmış olması” diyor Sommerschield. “Yani yalnızca galiplerin yazdığı bir tarih değil.”
Ancak ortada büyük bir sorun var: Metinler çoğunlukla parçalara ayrılmış ya da zamanla o kadar yıpranmış oluyor ki bazı bölümleri okunamıyor. Ayrıca birçok yazıtlı eser, zamanla farklı yerlere dağılmış, bu da kökenlerini belirsizleştiriyor.
Google ekibi, tarihçilerle birlikte bu araştırma sürecine yardımcı olacak bir yapay zeka aracı geliştirdi. Program, yaklaşık 200.000 bilinen yazıttan oluşan devasa bir veritabanı üzerinde eğitildi. Bu da toplamda 16 milyon karakter ediyor.
Aeneas, incelenen yazıtlardaki metinleri –bazı durumlarda görselleri de– alarak bu veritabanı aracılığıyla MÖ 7. yüzyıldan MS 8. yüzyıla kadar uzanan dönemden ilgili yazıtlarla karşılaştırıyor. Program yalnızca benzer kelimeleri aramakla kalmıyor; tarihsel bağlamları derinlemesine analiz ederek yazıtlar arasında bağlantılar kuruyor.
Bu zengin yazıt koleksiyonuyla eğitilen yapay zeka, inceleme altındaki metinleri Roma’nın 62 vilayetinden birine atayabiliyor ve metnin yazıldığı zamanı ortalama 13 yıllık bir hassasiyetle tahmin edebiliyor. Ayrıca, eksik bölümleri doldurmak için olası kelime önerileri de sunabiliyor; ancak bu özellik yalnızca metni bilinen yazıtlar üzerinde test edildi.
Bir deneme çalışmasında araştırmacılar Aeneas’a, Roma İmparatorluğu’nun çeşitli bölgelerindeki anıtlara kazınmış devasa bir yazıt olan Res Gestae Divi Augusti’yi analiz ettirdi. İlk Roma imparatoru Augustus’un yaşam başarılarını anlatan bu özgeçmiş niteliğindeki metne dair Aeneas, iki olası tarih sundu: MÖ ilk on yıl ya da MS 10–20 arası. Bu belirsizlik, aynı tarihler üzerinde tartışan bilim insanlarının fikir ayrılıklarını yansıtıyor.
Başka bir testte, Aeneas Almanya’daki Mainz (antik adıyla Mogontiacum) kentinde yer alan bir adak sunak yazıtını analiz etti. Program, dilsel benzerlikler yoluyla bu yazıtın bölgedeki daha eski bir adak sunaktan etkilendiğini ortaya koydu. Sommerschield bu anları “ağzımızın açık kaldığı anlar” olarak tanımlıyor. Ayrıntılar Nature dergisinde yayımlandı ve Aeneas şu anda araştırmacıların çevrimiçi erişimine açık durumda.
Bir iş birliği kapsamında 23 tarihçi, Aeneas’ı Latince yazıtları analiz etmek için kullandı. Araç tarafından sağlanan bağlamsal bilgiler, vakaların yüzde 90’ında yardımcı oldu. Cambridge Üniversitesi’nde klasik çalışmalar profesörü olan Mary Beard, “Bu araç çığır açıcı olabilir” diyor.
Ortak yazar ve Oxford Üniversitesi Antik Tarih profesörü Jonathan Prag ise Aeneas’ın mevcut yazıt koleksiyonları üzerinde çalıştırılarak yorumların geliştirilebileceğini belirtiyor. Ayrıca, bu aracın daha geniş bir insan kitlesinin bu metinler üzerinde çalışmasına olanak tanıyacağını ekliyor:
“Böyle bir araç olmadan bunu yapmanın tek yolu, ya çok büyük bir kişisel bilgi birikimine sahip olmak ya da devasa bir kütüphaneye erişim sağlamak. Ama elbette bunu eleştirel bir gözle kullanabilmek şart.”
The Guardian. 24 Temmuz 2025.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >