Blog

Günümüzü Hâlâ Þekillendiren 7 Roma Ýcadý
Yaren Kýrdök - www.arkeofili.com
Antik Roma icatlarý ve yenilikleri, Roma Ýmparatorluðu ile birlikte çökmedi. Binlerce yýl geçse de Romalýlarýn ustalýklý çalýþmalarý günlük yaþamýmýzda karþýmýza çýkýyor. Peki modern dünyayý en çok hangi Antik Roma icat ve teknolojileri etkiledi?
Avrupa’nýn büyük bir kýsmýný, Batý Asya’yý, Kuzey Afrika’yý ve Akdeniz’i kapsayan bir imparatorluk ile Romalýlar, antik dünyada muazzam bir güce ve etkiye sahiptiler. Roma’nýn kurulduðu tarih olan MÖ 8. yüzyýldan Batý Roma Ýmparatorluðu’nun çöktüðü MS 5. yüzyýla dek Roma teknolojisi, modern dünyanýn bazý aletlerini, mimarisini ve þehir yapýsýný etkiledi.
Romalýlar -örneðin deðirmenlerde enerji üretmek için suyu ve fizik bilgilerini kullanmalarý bakýmýndan- erken çevre mühendisliði uzmanýydýlar. Bu sýrada çiftlikte nöbetleþe ekimi ve “ye, besle, nadasa býrak” yöntemini kullanarak mahsul verimini en üst düzeye çýkarmayý baþarýyorlardý. Çiftlikleri bu üç paya bölmek, her zaman toplanmaya hazýr mahsul bulunmasýný garanti altýna alýyordu.
Tabii her antik yenilik yalnýzca Romalýlarýn hanesine yazýlamaz. Örneðin ilk takvim, bir Roma yeniliði deðildi fakat Jülyen takviminin yaygýn kullanýmý, dünyanýn büyük bir çoðunluðuna geçen zamaný takip etmenin bir yolunu öðretti.
Ýþte kendi eþsiz icatlarýndan geliþtirilmiþ tekniklere Romalýlarýn dünyanýn öðrenmesini saðladýðý yedi ders!
Evleri Isýtmak
Hipokaust sistemini gösteren bir illüstrasyon. C: Future plc
Romalýlar, ýsýyý verimli þekilde daðýtmanýn erken bir yöntemi olan hipokaust (Hypocaust) sistemini icat ettiler. Bilindiði üzere Antik Romalýlar, hamamlarý ile ünlüdür. Erken Roma hamamlarý doðal sýcak su kaynaklarý ile ýsýtýlýrken MS 1. yüzyýldan itibaren hipokaust sistemi de kullanýldý. Bu sistemin kullanýldýðý bir yapýnýn zeminin altýnda, içinde sürekli odun yanmasý gereken ve bu sayede ýsý üreten bir fýrýn bulunuyordu. Yine zeminin alt kýsmýndakipilaeadý verilen tuðla sütunlarý, yapýyý destekliyor; tuðla yýðýnlarý arasýndaki boþluklar ise sýcak havanýn yatay olarak daðýlmasýný saðlayan geçitler oluþturuyordu. Yapýnýn duvarlarýnýn içi, ýsýnýn yükselmesini saðlayacak þekilde boþluklara sahipti. Bu boþluklar, evde duman birikiminin engellenmesi için gerekliydi. Duman, bu boþluklarda dikey yönde ilerleyerek çatýdaki bacalardan dýþarý çýkýyordu. Bu ýsýtma sistemi, odalardaki hava sýcaklýðýný 30 °C’nin üzerine kadar çýkarabiliyordu.
Atýklardan Kurtulmak
Antik Roma dünyanýn ilk kanalizasyon sistemlerine ev sahipliði yapýyordu. Bu yer altý kanalizasyonlarý ilk kez MÖ 500 yýlýnda kurulmuþtu ve taþa oyulmuþ devasa tünellerden oluþuyordu. Günümüzde birçok þehrin kanalizasyonu, Antik Roma’daki kanalizasyonlar ile benzerlik taþýyor fakat iki sistemin amacý birbirinden farklý olabilir. Modern dünyada bir kanalizasyonun temel amacý, saðlýða zararlý atýklarý kentsel alandan uzaklaþtýrmak olsa da Roma’daki kanalizasyonun temel amacý, caddeleri basabilecek aþýrý suyu ortadan kaldýrmaktý.
Bazý evler, Roma’nýn kapalý drenaj sistemi ile doðrudan baðlantýlýydý; diðer evler ise laðým pisliðini basitçe sokaða boþaltýyordu fakat daha sonra caddeler, atýklarý kanalizasyona doðru taþýmak için yýkanýyordu. Bundan sonra laðým pisliði, Roma’nýn ana nehri olan Tiber’e dökülene dek geniþ tünellerden oluþan bir að içinde seyahat ediyordu. Kanalizasyon mimarisi bu antik yapýlardan günümüze pek de deðiþmedi. Hatta Roma’nýn “En Büyük Laðým”ý (Cloaca Maxima) bugün hala eski yerinde duruyor ve Antik Roma yapýlarýnýn günümüze ulaþan en eski örneklerinden biri olma özelliðini taþýyor.
Þehir Planlamasý
Þehirlerimizin ýzgara þeklindeki yerleþimi (centuriation), Antik Romalýlarýn topraklarýný ölçmek ve bölmek için kabul ettiði yöntemlerden biriydi. Bir zamanlar Roma topraklarýný fethedilmiþ bölgelere bölerek düzenleyen ýzgara formasyonu, günümüzde büyük þehirleri iþler durumdaki yollar ve caddeler þeklinde düzenliyor.
Romalýlar, Roma Ýmparatorluðu hakimiyetindeki birçok kasaba geniþlediði ve yeni geliþmeler yaþamak zorunda kaldýðý için çýplak topraðý kalkýnmýþ þehirlere dönüþtürmek konusunda oldukça yetenekliydiler. Izgara tasarýmý bugün bize oldukça basit görünebilir ama Romalýlar büyük yol ýzgaralarýný geliþtirmeden önce yapýlar ve diðer yerleþim özellikleri topraðýn þeklini ve jeolojisini takip etmeye mecburdu.
“Büyük kasabalar ve þehirler” fikri birçok ükeye Romalýlar tarafýndan tanýtýlmýþtý. Çapraz geçiþe sahip cadde düzeni, ticaret için elveriþli olan merkezi meydanlar oluþturdu. Bu yapý, modern þehir planlamacýlarýna ilham verdi.
A Noktasýndan B Noktasýna Gidiþ
Antik Roma’da yol yapým sürecini tasvir eden bir illüstrasyon. C: Nicholas Forder/Future plc
Ýmparatorluk’u taþýmak ve geniþletmek için 90.000 kilometreden fazla yol yapýlmýþtý. Bu yollarýn yapýmýnda belli bir düzen takip ediliyordu. Ýlk olarak zemin, düz temeller oluþturmak için sýkýþtýrýlmýþ kum veya kuru toprak ile düzleþtiriliyordu (gremium). Ýkinci adýmda ise yolun temeline büyük düz taþlar yýðýlýyordu (statumen). Bu taþlar arasýndaki küçük boþluklar, su drenajýna olanak saðlýyordu. Daha sonra çimento harcýnda yaklaþýk 5 santimetre boyutundaki daha küçük taþlarýn kullanýldýðý kalýn bir beton, bu tabaka üzerine yayýlýyordu (rudus). Sondan bir önceki tabakada, en üst katmaný sabitleyecek olan ve ince kum ile çakýldan oluþan bir çimento yer alýyordu (nucleus). En üstte ise düz taþ levhalar, pürüzsüz bir yüzey oluþmasý için bir önceki katmanda bulunan çimentoya düzgün bir þekilde yerleþtiriliyordu (summum dorsum). Bu taþlarýn kalýnlýðý yaklaþýk 15 santimetreydi. Tüm bu süreçte oluþturulan katmanlarýn bir arada durmasý için yolun kýyýlarýna kenar taþlarý oturtuluyordu.
Dayanýklý Betonun Sýrrý
Genelde teknoloji ve bilimdeki geliþmeler ile birlikte insan yapýmý maddeler de zaman içinde devamlý olarak geliþme gösterir. Fakat Romalýlar tarafýndan yapýlan beton aslýnda günümüzün modern betonundan daha saðlam. Örneðin tuzlu suyun betonu birkaç yýl içinde aþýndýrmasýna raðmen Romalýlar tarafýndan 2.000 yýl önce inþa edilen bazý deniz surlarý hala el deðmemiþ bir þekilde duruyor. Roma betonunun nasýl üretildiðine dair detaylar ise maalesef ki zaman içinde kaybolmuþ.
California Üniversitesi’ndeki Berkeley Laboratuvarý’ndan bilim insanlarý, Romalýlarýn inþaat sýrlarýný açýða çýkarmak amacýyla antik deniz betonunun mineral bileþenleri üzerinde çalýþtýlar. Ýncelemeleri sonucunda bu betonda kireç ile volkanik kayalardan oluþan bir karýþýmýn kullanýldýðýný tespit ettiler. Daha da saðlam olmasýný saðlamak için bu harç, deniz suyu içine yerleþtirilmiþti. Su molekülleri kül ile kimyasal reaksiyona giren kireci hidratlayarak bu iki bileþeni birbirine yapýþtýrmýþtý. Bu iþlemler güçlü bir kalsiyum-silikat-hidrat (C-S-H) oluþturmuþtu.
Su altýnda olmayan yapýlar bile dayanýklýydý. Örneðin Romalýlarýn Kolezyum’u inþa etmek için volkanik kaya ve kül kullandýklarý ustalýklý teknikleri, bu ünlü harikanýn günümüze nispeten eksiksiz þekilde ulaþmasýný saðladý.
Ýlk Ciltlenmiþ Kitaplar
Romalýlar ilk yazýlý kayýtlarý býrakma unvanýný baþkalarýna kaptýrmýþ olsalar da parþömenlerin yerine ilk kitap formunu getirmeleriyle tanýnýyorlar. Kodeksler olarak adlandýrýlan bu balmumuyla kaplý baðlanmýþ tabletler, günümüz kaðýdýnýn alternatifi olarak kullanýlýyordu.
Stylusadý verilen ucu sivri bir aletin kullanýlmasý ile balmumu kazýlarak yazý yazýlýyordu. Bu belgeler, okuryazarlýðý deðiþime uðrattý; bir arada durabilmesi için ciltlenmiþ tabletler, normalde üzerine yazý yazýlan büyük kil tabletlerden çok daha inceydi. Ayrýca kodekslerin muhafazasý parþömenlerinkinden daha kolaydý. Daha sonralarý balmumu tabletlerin yerini daha hafif hayvan derileri aldý.
Modern Ameliyat Aletlerinin Temeli
Romalýlar birçok cerrahi alet ürettiler ve cerrahi prosedürlere dair bilgilerini yaydýlar. Bu týbbi buluþlarýn büyük bir kýsmý savaþ alanlarýnda gerçekleþti.
Modern ameliyatlarýn þekillenmesine yardýmcý olan bazý Greko-Romen aletler arasýnda kemik matkabý ile forseps (doðacak çocuðu ana rahminden çekmeye yarayan alet) yer alýyor. Kemik matkaplarý hastalýklý kemiði kesip almak için kullanýlýyordu ve görünüþte günümüzün tirbuþonlarýna benziyordu. Forseps ise Roma döneminin en yaygýn cerrahi aletleri arasýndaydý. Küçük kemik parçalarýný vücuttan çýkarmak için kullanýlýyordu. Bunlarýn yaný sýra Antik Roma literatüründe þýrýnganýn en erken kullanýmýna dair bazý kayýtlar var. Bu þýrýngalar týbbi merhemleri uygulamak için kullanýlýyordu.
Antik Roma zamanýnda bir kadýn doðum esnasýnda öldüðünde çocuðun kadýnýn bedeninden çýkarýlmasý gerektiðine dair yazýlý bir kural vardý. Bu kural, sezaryen ameliyatýnýn ilk þekline zemin hazýrladý.
Bu yazý hakkýnda yorum bulunamamýþtýr. Ýlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >