Blog
Hititlerin Hýzlý Savaþ Arabalarý, Kudretli Mýsýr’ý Tehdit Etmiþti
| Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri | Yorum: 0 yorumHititlerin Hýzlý Savaþ Arabalarý, Kudretli Mýsýr’ý Tehdit Etmiþti
Düþmanlarýnýn peþinden ilerleyen Hitit filosu, gelmiþ geçmiþ en büyük savaþ arabasý savaþýnda Mýsýr ile savaþýrken durdurulamaz görünüyordu.
II. Ramses döneminde ya da bu dönemin hemen sonrasýnda yaþamýþ Mýsýrlý bir soylu için, gerçek çok açýk ve net bir þekilde görünmüþ olmalý: Büyük firavunlarý; MÖ 1275’te, Suriye’deki eski imparatorluk topraklarýný geri kazanmak uðruna yapýlan epik hücum ile Hititlere karþý savaþ açmýþ ve “Kadeþ Savaþý” olarak adlandýrýlan bu savaþta destansý bir zafer kazanmýþtý.
Ramses, savaþ konusunda olduðu kadar halkla iliþkiler konusunda da uzmandý; tarihçiler artýk Kadeþ Savaþý’nýn Hititlere karþý apaçýk bir zafer olmadýðýný, aslýnda neredeyse kesin bir beraberlik olduðunu biliyor. Modern Türkiye’nin büyük bir kýsmýndan Suriye’nin bazý bölgelerine kadar uzanan bir imparatorluðun hükümdarlarý olan Hititler, saygýdeðer ve çetin bir rakiptiler.
Güçlendirilmiþ baþkentleri Hattuþaþ’tan (Günümüzde Ankara’nýn yaklaþýk 210 km doðusunda yer alýyor.) yönetilmekle birlikte, savaþ arabasý konusundaki uzmanlýklarý sayesinde kýsmi bir bölgesel hakimiyet elde ettiler. Kadeþ’te Hititlerin binlerce savaþ arabasýyla karþýlaþmak Büyük Ramses için kesinlikle böbürlenecek bir durum olmuþtu.
Mýsýrlýlarýn kazanýlan “zafer”e dair resmi kayýtlarý olan “Pentaur Þiiri”, Mýsýr’ýn güneyinde yer alan Ebu Simbel de dahil olmak üzere Ramses’in tapýnaklarýna yazýlmýþtý. Þiir, “Hitit Kralý II. Muvatalli’nin kumlar kadar kalabalýk adamlarýný ve atlarýný nasýl gönderdiðini, Majesteleri Ramses’in savaþ arabasý sürücülerinin oldukça þaþýrdýklarýný ancak Majestelerinin kararlý duruþunu bozmadýðýný” anlatýyordu.
Hititler ve Mýsýrlýlar arasýndaki savaþ, tarihçiler tarafýndan, tarihin en büyük savaþ arabasý savaþý olarak addediliyor. Bu olaðanüstü çarpýþma, daha sonraki yýllarda Hititlerin büyük bir bölgesel güç haline gelmesini saðlayacaktý.
Düþüþ ve Yükseliþ
Birçok akademisyen; Hitit halkýnýn atalarýnýn, Anadolu’ya gelip yerleþmeden önce yani MÖ 3. binyýlda aslýnda Orta Asya’da yaþadýðýna inanýyor. O dönemde Anadolu’da, Hattiler ve Hurriler olarak bilinen ve aralarýna yeni katýlanlardan farklý dillerde konuþan insanlar yaþýyordu. Hitit dili ise dünyada konuþulan pek çok dilin ait olduðu Hint-Avrupa dil ailesine aitti.
MÖ 17. yüzyýla gelindiðinde Kral I. Labarnas hakimiyeti altýndaki Hititler, büyüyen bir askeri güç olarak yükseliyordu. Oðlu II. Labarnas, Hattuþaþ’ý baþkent ilan etti ve yeni kraliyet merkezi þerefine kendi ismini Hattuþili olarak deðiþtirdi. Babasý Hitit devletini güçlendirirken Hattuþili, doðuda Hurri dili konuþan bir güç olan Mitanni Ýmparatorluðu sýnýrlarýna kadar geniþletti.
Hattuþili’nin bölgesel büyümesini bir gerileme ve iç savaþlar takip etti. Hitit prensleri birbiri ardýna çekiþmeler yaþarken, düþmanlarý, Hattuþili’nin zorlu zaferlerini alt etmeyi baþardý.
MÖ 16. yüzyýlda Kral Telepinu döneminde yazýlan bir ferman, Hitit kraliyet halefiyetini standart hale getirdi. Ferman ayrýca antik Hitit krallarýnýn sayýsýný da içeriyordu ki bu, gelecekte Hitit kültürü üzerine çalýþacak tarihçiler için deðerli bir kaynak oluþturacaktý. Telepinu’nun düzeni saðlama ve gücü Hititlere geri getirme giriþimlerine karþýn, hükümdarlýðýný takip eden ve tarihçilerin Eski Hitit Krallýðý olarak adlandýrdýklarý dönemde birkaç zayýf lider hüküm sürdü.
MÖ 15. yüzyýlda Firavun III. Thutmose, Mýsýr’ýn büyük imparatorluk kurucusu oldu; Mýsýr hakimiyetini gün geçtikçe daha da doðuya, Suriye’nin içlerine doðru geniþletti. Mitanniler MÖ 14. yüzyýlýn baþlarýnda Mýsýrlýlarla ittifak yaptýðýnda, köþeye sýkýþan Hitit krallarý bu yeni iliþkiden huzursuz oldular.
Etrafý çevrilen Hititler, böyle bir durumda daðýlabilirdi fakat güçlü bir yönetici onlarý ayaða kaldýrdý. I. Þuppiluliuma, uzun bir hükümdarlýðýn (MÖ 1380-1346) keyfini sürdü ve Hititlerin yeni bir imparatorluk gücü olmasýný saðladý. Mitannilerin zayýflýðýndan faydalanarak Suriye’nin kuzeyini fethetti ve oðullarýný Halep ile Karkamýþ’ýn krallarý olarak atadý.
Þuppiluliuma’nýn hükümdarlýðý ile baþlayan ve mirasçýlarýyla devam eden güç mücadelesi, Mýsýr ile birlikte Doðu’da yükselen bir güç olan Asurlularýn da eklenmesiyle üç yönlü bir hal aldý. Takip eden onlarca yýlda Hititler, askeri baþarýlarýný savaþ arabalarý konusundaki uzmanlýklarýna borçlu olduklarýný anlayacaklardý.
Tekerlekli Zaferler
En eski savaþ arabalarý, MÖ 3000 civarýnda Mezopotamya’da ortaya çýktý. Bunlar, Antik Yunan ve Roma’da görülen bildiðimiz atlý araçlardan oldukça farklýydýlar. Ýlk prototiplerin genelde dört monoblok tekerleði oluyordu ve esasýnda geçit törenleri ile cenaze ayinlerinde kullanýlmak amacýyla tasarlanmýþlardý. Bu araçlar; atlar tarafýndan deðil, ya öküzler ve diðer koþum hayvanlarý tarafýndan ya da eþek ve katýr gibi atgiller tarafýndan çekiliyorlardý. Sümer þehri Ur’da bulunan ve MÖ 2600 civarýna tarihlenen küçük bir kutu olan Ur Standardý, katýrlar ya da eþekler tarafýndan çekilen ve monoblok-tekerlekli bir arabaya benzeyen savaþ arabasýný resmediyor.
MÖ 2. binyýlýn baþý, savaþ arabasý yapýmý için hýzlý bir deðiþim dönemiydi. Bu dönemde, atlar ilk kez koþum hayvaný olarak kullanýldý ve tekerlekler gittikçe hafifledi; monoblok tekerleklerin yerini -týpký günümüz bisikletlerinde olduðu gibi- telli tekerlekler aldý. Bu savaþ geliþmelerin sonucu olarak hýz ve hareketlilikte kaydedilen ilerleme, savaþ arabalarýnýn Bronz Çaðý’nda bir temel askeri ekipman olmasýný saðladý.
Ýki tekerlekli modeller, Mýsýrlýlar ve Hititler gibi dönemin lider güçleri tarafýndan askeri alanda kullanýlmak amacýyla satýn alýndý. Hitit kralý Hattuþili; MÖ 1650 yýlýnda, Urþu adlý þehrin kuþatýlmasý sýrasýnda Hititlerin 30 arabasýnýn, rakipleri Hurrilerin 80 savaþ arabasý karþýsýna dizildiðinden bahsediyordu. Sonraki yüzyýllarda Hititlerin savaþ arabasý filolarý, onlarcadan yüzlerceye ve daha sonralarý binlerceye kadar katlanarak büyüyecekti.
Anadolu’nun ahþabý bükmek ve þekillendirmek için kullandýðý yöntemler, Hititlerin karmaþýk iki tekerlekli savaþ arabalarý geliþtirmesini saðladý. Ýmparatorluk devri Hititleri, bu tür araçlara ýþýk tutan oldukça az kanýt býraktýlar; bununla birlikte Hitit Ýmparatorluðu’nun çöküþünden sonra hayatta kalan Hitit azýnlýklarýndaki sanatçýlar, savaþ arabalarýný tasvir eden sanat eserleri yaptýlar. Diðer kanýtlar, tarihçilere, MÖ 17. yüzyýldan itibaren Hitit savaþ arabalarýnýn daha hafif tekerleklere sahip olduðunu anlatýyor.
Mýsýrlýlarýn iki kiþi tarafýndan sürülen savaþ arabalarýnýn aksine Hitit modeli üç kiþiyi taþýyabiliyordu: sürücü, mýzraklar veya oklar ve yay ile silahlanmýþ bir savaþçý ve bir kalkan taþýyýcýsý. Kalkaný taþýyan, aracýn arka kýsmýna baðlanýyordu ki böylece zor manevralarda denge saðlanýyordu.
Savaþ Arabasý Diplomasisi
Hitit savaþ arabasý tasarýmýndaki geliþmeler, Hitit Ýmparatorluðu’nun Doðu Akdeniz’de güçlü bir rol olarak yükseliþine denk gelmiþti. Ani sürpriz hamleleri taþýyabilen savaþ arabalarý, Kral I. Þuppiluliuma’nýn MÖ 14. yüzyýlda Suriye’yi fethetmesinde ve Hititlerin bölgesel üstünlüðünü güçlendirmesinde önemli bir rol üstlenmiþti.
Bir Mýsýr kraliçesinin I. Þuppiluliuma’ya yazdýðý mektup, Hititlerin bölgedeki esaslý oyuncular olarak geri döndüklerini gösteren bir iþaretti. Firavunun ölümü çok yeniydi (Akademisyenler bahsi geçen firavunun büyük ihtimalle Tutankamon olduðunu fakat babasý Akhenaten de olabileceðine inanýyorlar). Kraliçe; mektupta, I. Þuppiluliuma’dan, oðullarýndan birini evlilik amacýyla göndermesini istiyordu. I. Þuppiluliuma’nýn oðlu Mýsýr’a ulaþtýðýnda, kraliçeye karþý gelen Mýsýrlý bir grup tarafýndan öldürüldü ki bu Hitit-Mýsýr iliþkilerinin aleyhinde bir durum teþkil ediyordu.
Hititler; kendilerine yapýlan bu saldýrýyý, Þuppiluliuma’nýn halefi II. Murþili’nin hükümdarlýðýnda yazýlan “veba dualarý”ndan birine aktardýlar. Duadaki sözcükler, savaþ arabalarýnýn hem savaþta hem de bölgesel diplomaside oynadýklarý merkezi rolü gözler önüne seriyor:
“Babam, piyadeleri ve savaþ arabasý savaþçýlarýný gönderdi ve onlar, sýnýr bölgesine hücum ettiler. Ve dahasý, daha çok birlik gönderdi; onlar da tekrar saldýrdýlar. Mýsýr’ýn adamlarý korktu. Geldiler ve babamdan, oðlunun hayatýna karþýlýk krallýk üzerinde sýnýrsýz haklar istediler. Onu serbest býraktýktan sonra da öldürdüler. Babam çok öfkelendi, Mýsýr topraklarýna gitti ve Mýsýr’ýn piyadelerine ve savaþ arabasý savaþçýlarýna saldýrdý.”
Þuppiluliuma, veba þiirlerinin varlýðýnýn da teyit ettiði üzere, veba nedeniyle öldü. Oðlu II. Murþili tahta geçti fakat hükümdarlýðý, salgýn hastalýðýn gölgesinde kaldý. Hükümdarlýðýnýn karþýsýna çýkan daimi zorluklarý bastýrmaya çalýþsa da Hitit tarihinin kaderini belirleyecek bir rol oynayacak olan oðluna istikrarlý ve geniþleyen bir imparatorluk býraktý. Yeni kral; MÖ 1275’te, Kadeþ’te II. Ramses ile yüzleþecek olan II. Muvatalli’ydi.
Savaþ arabalarý ancak onlarý çeken hayvanlar kadar güçlü olabilirdi ki bu, saðlýklý ve iyi eðitilmiþ atlarý Hititler için bir öncelik haline getirmiþti. At yönetimine dair, MÖ 13. yüzyýla tarihlenen büyüleyici bir metin; Hititlerin antik baþkenti Hattuþaþ’ta bulunmuþtu ve þu sözcüklerle baþlýyordu: “Burada, Mitanni topraklarýnýn at eðiticisi Kikkuli konuþuyor.” Hitit kralýnýn hizmetindeki bir göçmen olan Kikkuli’nin söz daðarcýðý, tarihçilerde büyük bir ilgi uyandýrýyor: Hititçe, kendi anadili olan Hurrice ve biraz da Orta Doðu’nun diðer dillerinden alýnmýþ sözcüklerin bir karýþýmý. Metin, üç parçadan oluþuyor. Ýlkinde Kikkuli, doðru hayvanlarýn seçildiði dört günlük süreci anlatýyor. Daha sonra, sonbaharda baþlayan ve 184 gün süren eðitim yöntemini detaylandýrýyor. Rutin, atlarýn dayanýklýlýklarýný güçlendirmek ve yaralanmalarýný önlemeye yardýmcý olmak amacýyla hiçbir aðýrlýk çekmeden egzersiz yapmalarýyla baþlýyor. Üçüncü kýsým, atlarýn nasýl beslenmesi ve sulanmasý gerektiðine dair tarifler veriyor. Odak noktasýný ise binicilik kaplýyor ve savaþ arabalarýnýn diðer önemli bileþeni olan sürücüler üzerinde konuþulmuyor.
En Büyük Savaþ
Kadeþ þehrinin yerleþim yeri, günümüz Batý Suriye’sinin Humus ilçesinde yer alýyordu; MÖ 1275’te Hititler tarafýndan yönetiliyordu. Ramses, burayý kontrolü altýna alarak, kuzeye dair ilgi alanýna yönelik Hitit tehdidini ortadan kaldýracak ve bir zamanlar III. Thutmose tarafýndan ele geçirildiðinden beri kayýp olan topraklarý zapt edecekti.
Savaþa dair Mýsýr kaynaklarý, Ramses’in ordusunun Hititlerin uzaklarda olduðuna inanacak þekilde nasýl yanýltýldýðýný anlatýyordu. Þehre yaklaþan Mýsýrlýlar, þehrin arkasýna saklanan düþmaný fark edince þaþkýna dönmüþlerdi.
Yaklaþýk 3000 adet Hitit savaþ arabasý ile 40.000 piyade, kendilerinden daha az sayýda olan daðýlmýþ haldeki Mýsýr gücü ile çarpýþtý. Savaþý anlatan Mýsýr kayýtlarý, Ramses’in o andaki kahramanca yalnýzlýðýný vurgulamak adýna daðýlmýþ savaþ arabalarýnýn betimlemelerini kullanýyordu: “Yanýmda kimse yok. Fakat biliyorum ki (Tanrý) Amon’un lütfu, benim için, on bin savaþ arabasýndan çok daha önemlidir.”
Ramses, güçlerini topladý ve saygýdeðer bir beraberlik elde edecek þekilde savaþtý; sonralarý ise zaferini ilan etti. Ebu Simbel’deki rölyeflerinde fark edilen kendini beðenmiþ cümlelerin aksine Hititler Suriye’yi yönetmeye devam etti. MÖ 1258’de, Hititlerin bölgesel gücünü destekleyen bir hareketle Ramses, onlarla bir barýþ antlaþmasý yaptý. MÖ 1245’te bir Hitit prensesi ile evlendi.
MÖ 12. yüzyýla gelindiðinde Hititler gerilemeye baþlamýþtý; fakat bu durumun kesin nedeni bilinmiyor. Bazý arkeologlar bu durumdan Deniz Kavimlerinin, baþýboþ bir donanma gücü konfederasyonunun sorumlu olduðuna inanýyor. Sonuç olarak, Hitit Ýmparatorluðu daðýldý; buna raðmen Hitit hakimiyetinin kalýntýlarý, tarihçiler tarafýndan Geç Hitit Krallýklarý olarak adlandýrýlan Karkamýþ gibi azýnlýklarda yaþamaya devam etti.
Mýsýrbilimciler bin yýllýk firavun kültürünün karmaþýk bir resmini çizmiþken, Hattuþaþ ancak 20. yüzyýlýn baþlarýnda kazýlmaya baþlamýþtý. Hitit metinlerinin keþfi; tarihçiler için, Kadeþ Savaþý’na dair tamamen farklý ve çok daha dengeli bir bakýþ açýsý saðladý.
www.arkeofili.com
Bu yazý hakkýnda yorum bulunamamýþtýr. Ýlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >