Blog

May29

Homo naledi’nin Modern Tırmanışçıları Kıskandıracak Elleri Vardı

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  elhomininhomo naledikavramatırmanışAustralopithecus sediba



Homo naledi’nin Modern Tırmanışçıları Kıskandıracak Elleri Vardı

Homo naledi’nin Modern Tırmanışçıları Kıskandıracak Elleri Vardı

Yazar:  

Eski insan türü Homo naledi’nin elleri, kısmen tırmanışa, kısmen de el becerisi gerektiren işlere uygun olacak şekilde evrimleşmişti.

Homo naledi, muhtemelen kavrayarak tutabiliyordu. C: Wikimedia Commons

Yeni bir araştırma, bu türün el yapısının hem tırmanmaya hem de alet yapımı gibi ince motor becerilere olanak sağladığını ortaya koydu. Bu bulgu, insan elinin evrimine dair önemli bir boşluğu dolduruyor ve el sanatları için gerekli olan donanımın, maymun benzeri kavrayışımızı kaybetmeden önce gelişmeye başladığını gösteriyor.

“Pek çok kişi, ellerimizin hareket için kullanıldığı bir dönemden, aniden bu yeteneği kaybedip sadece alet kullanmaya geçtiğimizi düşünüyor” diyor çalışmanın yazarı Samar Syeda. “Ama büyük olasılıkla bu geçiş o kadar doğrusal değildi. Muhtemelen inişli çıkışlı bir süreçti ve farklı hominin türleri bu iki davranışı farklı sıklıklarda yapıyordu” diye ekliyor.

Bu iniş çıkışlar hem davranışsal hem de fiziksel düzeydeydi. Araştırmacılar, Homo naledi’nin fosilleşmiş parmak kemiklerini, 2 milyon yıl önce yaşamış bir diğer hominin olan Australopithecus sediba ile karşılaştırdıklarında, her iki türün de insan ve maymun benzeri özelliklerin bir mozaiğine sahip olduğunu buldular. Bu, atalarımızın ellerinin hem ince işleri yapabilme hem de hareket (tırmanma) için evrimleştiğini gösteriyor.

(İlgili: Homo naledi’nin Ölülerini Gömdüğüne Dair Teori Çürüyor)

Örneğin, Australopithecus sediba’nın başparmağı ve küçük parmağı, çakmaktaşı yontmak gibi güçlü kavrama gerektiren becerilere oldukça uygunken, elin diğer morfolojik özellikleri hareket kabiliyetine daha uygundu. Homo naledi ise, parmaklarının içinde bazı kemiklerin insan benzeri, bazılarının ise daha çok maymunlara özgü göründüğü tuhaf bir karışım sergiliyordu.

“Bu gerçekten şaşırtıcıydı” diyor Syeda. “Dolayısıyla, bu farklı parmak kemiklerine neden farklı yükler binmiş olabileceğine dair alternatif davranış senaryoları düşünmek zorunda kaldık ve aklımıza gelen en yakın örnek, modern insanlarda kaya tırmanışıydı.”

Araştırmacılar, Homo naledi’nin ellerinin özellikle kaya tırmanışında kullanılan “crimp grip” (parmak ucu kavrama) türüne oldukça uygun olduğunu belirtiyor.

Bu tür bir beceri, Homo naledi’nin yaklaşık 300.000 yıl önce yaşadığı Güney Afrika’daki Rising Star Mağarası’nın yapısıyla da tutarlılık gösteriyor. “Burası oldukça derin bir mağara ve içeriye giden kısımda büyük bir düşüş var, bu nedenle muhtemelen tırmanıyorlardı çünkü içeri girip çıkmanın başka yolu yok gibi görünüyor” diye açıklıyor Syeda.

Buna rağmen, araştırmacılar eski insanların ellerini nasıl kullandıkları konusunda kesin yargılardan kaçınıyor:

“Homo naledi parmak ucu kavramalarına benzer eylemleri gerçekten alışkanlık haline getirmiş miydi, ya da bunları dikey kaya yüzeylerini tırmanmak için mi kullanıyordu – bu soruların daha fazla test edilmesi gerekiyor” diye yazıyorlar.

Yine de bu bulgular, tarihöncesi hominin türleri arasında el morfolojisinde büyük bir çeşitlilik olduğunu gösteriyor ve maymun benzeri el yapısından insan eline geçişin basit ve doğrusal bir süreç olmadığını ortaya koyuyor.

“Bu çeşitliliğin, yaklaşık 2 ila 0,3 milyon yıl önce arasında elin hem manipülatif (beceri gerektiren) hem de hareket odaklı kullanımına yönelik birden fazla davranışsal çözümü yansıttığını düşünüyoruz. Bu da, artan beceriye doğru doğrusal bir ilerleyişten ziyade çeşitlilik temelli bir evrimsel seyir olduğunu gösteriyor” diye sonuçlandırıyor araştırmacılar.


IFL Science. 14 Mayıs 2025.

Makale: Syeda, S. M., Dunmore, C. J., Skinner, M. M., Berger, L. R., Churchill, S. E., Zipfel, B., & Kivell, T. L. (2025). Phalangeal cortical bone distribution reveals different dexterous and climbing behaviors in Australopithecus sediba and Homo naledi. Science Advances, 11(20), eadt1201.

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için