Blog

Eyl5

İklim Değişikliği, Mayalarda Sivil Huzursuzluğa Yol Açmış

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  ÇöküşİklimKuraklıkMayalar



İklim Değişikliği, Mayalarda Sivil Huzursuzluğa Yol Açmış

Araştırmacılar, özellikle 1400 ve 1450 yılları arasındaki bir huzursuzluk dönemini belgelemek için izotop kayıtları, radyokarbon verileri ve insan kalıntılarından DNA dizileri dahil olmak üzere Mayapan’dan gelen arkeolojik ve tarihi verileri incelediler.

Beste Kahveci - www.arkeofili.com

Meksika’nın Yucatan bölgesindeki tarih öncesi Maya kenti Mayapan’da uzun bir kargaşa dönemi, nüfus düşüşleri, siyasi rekabetler ve iç çatışmalar yaşandı. 1441 ve 1461 yılları arasında kavgalar talihsiz bir şekilde şiddetlendi. Şehir kurumsal olarak çöktü ve terk edildi. Tüm bunlar, uzun süren bir kuraklık sırasında oldu.


K’uk’ulkan ve yuvarlak tapınakları gösteren Merkez Mayapan. C: Bradley Ruseell

Bu bir tesadüf müydü? Antropolog ve profesör olan Douglas Kennett tarafından yürütülen yeni bir araştırmaya göre cevap muhtemelen hayır.

Nature Communications dergisinde yazan baş yazar Kennett ve ortak yazarlara göre, sivil çatışmayı ve Mayapan’ın çöküşünü hızlandıran kurumsal istikrarsızlıklara yol açan şey kuraklık olabilir.

Araştırmacılar, bu disiplinlerarası çalışmanın, “özellikle kuraklığın gıda güvensizliğine yol açtığı alanlarda iç siyasi gerilimleri ve bölünmeyi alevlendirmede iklim değişikliğinin rolünü değerlendirirken, doğal ve sosyal sistemler arasındaki karmaşık ilişkileri anlamanın önemini vurguladığını” söylüyor.

Kennett, “İklim değişikliği ile toplumsal istikrar/istikrarsızlık arasında bölgesel düzeyde karmaşık ilişkiler bulduk. Kuraklığın neden olduğu sivil çatışma, Mayapan’ın sosyal düzeni korumak için tasarlanmış devlet kurumlarının bütünlüğü üzerinde yıkıcı bir yerel etkiye sahipti. Bununla birlikte, Mayapan’daki nüfusun parçalanması, İspanyollar Yucatan kıyılarına ulaşana kadar yüz yıl boyunca oldukça dirençli olan nüfus ve toplumsal yeniden yapılanma ile sonuçlandı.” diyor.

Araştırmacılar, özellikle 1400 ve 1450 yılları arasındaki bir huzursuzluk dönemini belgelemek için izotop kayıtları, radyokarbon verileri ve insan kalıntılarından DNA dizileri dahil olmak üzere Mayapan’dan gelen arkeolojik ve tarihi verileri incelediler. Daha sonra bölgesel iklim verileri kaynaklarını kullandılar ve bunu şehrin altındaki mağara çökellerinden gelen daha yeni, yerel bir kuraklık kaydıyla birleştirdiler.

Kennett, “Rakip gruplar arasında gelişen mevcut ayrıştırıcı gerilimler, bu aralıkta uzun süreli kuraklıklar bağlamında önemli bir toplumsal kırılganlıktı. Acı, ıstırap ve ölüm, Mayapan’daki kurumsal istikrarsızlıklardan kaynaklandı. Bunun sonucunda nüfus parçalandı ve bölgenin başka yerlerindeki anavatanlarına geri döndü.” diyor.

Araştırmacıların bulduğu verilerde ortaya çıkan güvenlik açıkları, Mayaların yağmurla beslenen mısır tarımına güvenmesine, merkezi, uzun vadeli tahıl depolama eksikliğine, sulamada minimum yatırıma ve rakip siyasi çıkarları olan seçkin ailelerin önderlik ettiği bir sosyopolitik sisteme dayanıyordu.

Gerçekten de yazarlar, “uzun vadeli, iklimin neden olduğu zorlukların, eylemleri sonunda Mayapan’da bir kereden fazla siyasi şiddetle sonuçlanan siyasi aktörler tarafından körüklenen huzursuz gerilimleri kışkırttığını” düşünüyorlar.

Yine de önemli ölçüde, küçük Maya devletlerinden oluşan bir ağ, Mayapan’daki çöküşten sonra, kısmen bölge genelinde hala gelişen kasabalara göç ederek dirençli olduğunu kanıtladı. Araştırma, merkeziyetsizliğe, ticari etkilere, siyasi kargaşaya ve diğer zorluklara rağmen, insanların adapte olduğunu ve 16. yüzyılın başlarına kadar hayatlarını sürdürdüklerini gösteriyor.

Tüm bunlar, o dönemde Yucatan Yarımadası’ndaki kuraklığa karşın insan tepkilerinin ne denli karmaşık olduğunu işaret ediyor. Bu sonuç hem geçmiş hem de gelecek için önemli bir değerlendirme.

Kennett, “Çalışmamız, birden fazla bilimsel disiplinden gelen bilgilerin bir araya getirilmesinin, iklim değişikliğinin toplum üzerindeki potansiyel etkisi ve muazzam sosyal etkileri olan diğer sorular gibi büyük ve son derece alakalı soruları keşfetmemize yardımcı olduğunu gösteriyor.” diyor.

Kennett, “Özellikle burada, batı ABD’de, iklim değişikliği beni endişelendiriyor. Ancak beni en çok endişelendiren, iklimsel bozulmalara yanıt olarak toplumsal değişimin karmaşıklıkları. Arkeolojik ve tarihi kayıtlar bizlere geçmişten dersler veriyor ve ayrıca dünyamızın iklimi ve kendi sosyopolitik sistemlerimizdeki potansiyel zayıflıklar hakkında çok daha fazla bilgiye sahibiz.” diyor.


University of California – Santa Barbara. 19 Temmuz 2022.

Makale: Kennett, D.J., Masson, M., Lope, C.P.et al.(2022).

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için