Blog

Nis17

İsa Sofi Türbesi’ndeki Şamanik Çizimler 18. Yüzyıla Ait Çıktı

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Bilecikİsa SofiOsmanlıŞamanizmTürbe



İsa Sofi Türbesi’ndeki Şamanik Çizimler 18. Yüzyıla Ait Çıktı

Türbenin tüm duvarlarında ve kubbe eteklerinde, çoğunlukla kırmızı ve gri renk süslemeler yer alıyor.

 

Erman Ertuğrul - www.arkeofili.com

 

Bilecik’te, Osmanlı’nın uç beyi İsa Sofi adına inşa edilen türbede keşfedilen şamanik çizimlerin 18. veya 19. yüzyıla tarihlendiği anlaşıldı.

 

 

17 denizin birleştiği yerde tasvir edilen gemi motifi. C: Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü Arşivi

Bilecik’in Söğüt ilçesine bağlı Borcak köyünde yer alan İsa Sofi türbesi’nde önceki yıllarda başlatılan tadilat sırasında, üstteki sıvanın kazınması ile ortaya çıkan bezemeler, az bir bozulma ile günümüze kadar ulaşmıştı. Gök Tanrı inancını yansıtan duvar resimleri, bu inanca yönelik anlayışların resmedildiği çok önemli bir belge niteliği taşıyor.

Kendisi adına türbe yapılan İsa Sofi’nin, vakıf belgelerinden Osman Bey zamanında burada bir zaviyesi olduğu ve buranın kendisine vakfedildiği biliniyor. Diğer taraftan yöre halkı tarafından Ertuğrul Gazi’nin silah arkadaşı olduğuna dair günümüze kadar ulaşan bir rivayet var.

İsa Sofi’nin adından dini bir şahsiyet olduğu ve adına türbe inşa edildiği için toplumun önde gelen bir ismi olduğu anlaşılıyor. Ancak türbede yer alan İslam dışı öğeler, içinde yaşadığı topluluk ve İsa Sofi’nin onlarla ilişkisi hakkında ipuçları barındırıyor.

 

 

C: Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü Arşivi

Anadolu’daki türbeler ile benzemiyor

Söz konusu türbe mimarisi itibariyle, Erken Dönem Osmanlı türbe mimarisine uygun olsa da, 2016 yılında defineciler tarafından tahrip edildikten sonra başlatılan restorasyon çalışmaları kapsamında yapılan sıva raspası sonucu ortaya çıkan bezemeler, ne çağdaşlarıyla ne de Anadolu’daki hiçbir türbe ile benzerlik göstermiyor.

Türbedeki kalem işi benzeri bezemelerin, Gök Tanrı inancı kökenli ve çağdaşlarında kullanılan bitkisel ve geometrik motiflerden tamamen farklı olduğu görülüyor. Türbenin tüm duvarlarında ve kubbe eteklerinde, çoğunlukla kırmızı ve gri renk süslemeler yer alıyor. Bezemelerde, Türklerin evren anlatımı, şamanın göğe yükselmesi ve hayat ağacı gibi konular Şamanik motiflerle anlatılıyor.

Bezemeler arasında iki gemi motifinden birinin ölenin ruhunu gökyüzünün 16. katındaki Ülgen’e götürdüğü, diğer geminin ise 17 denizin birleştiği yeri gösterdiği, ikisinin birlikte ölüm üzerine bir ritüelin anlatımı olduğu düşünülüyor. Kubbe kasnağındaki yatay ve dikey bölümlere ayrılan bezemeler yeryüzü, insanlar yeraltını; yani genel olarak evrenin doğasını betimleyen şaman düşünce sistemine ait süslemeler.

 

Gökyüzünde tasvir edilen gemi motifi. C: Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü Arşivi

Sıklıkla işlenen güneş motifi ile şimşek motifi ise Türk mitolojisindeki tanrıları ifade ediyor. Hayvan motiflerinden stilize edilmiş kuş figürünün ise Gold Şaman’ın öteki dünyaya yolculuğu esnasında kullandığı “Bucu” ya da “Koarı” isimli ruh kuş olabileceği düşünülüyor.

Şamanik resimler ne zaman çizildi?

Söz konusu bezemelerin yapım tarihi hakkında iki farklı iddia ağır basıyor. Bunlardan ilki; Osmanlı Devleti’nin kuruluş aşamalarına katkıda bulunan, Osman Gazi’nin kumandanlarından biri olan, Anadolu dışından gelerek Borçak köyüne yerleşen İsa Sofi’nin beraberinde getirdiği kişilerin Orta Asya Şamanizm geleneğinin etkisiyle bu motifleri türbeye işlemiş olabileceği yönünde. İkinci iddia ise motiflerin 20. yüzyıl başlarında, yakın bölgede yaşayan kişi veya kişilerce yapılmış olabileceğini öne sürüyor.

2023 yılının Temmuz ayında yayınlanan bir makaleye göre araştırmacılar, İsa Sofi Türbesi’nden raspa sonucu ortaya çıkan ve üzerinde bezemelerin bulunduğu sıvalardan örnekler aldı. Sıva numunesinin içindeki hayvansal kökenli kıl numunesinden yola çıkılarak Radyokarbon (C-14) analizi ile bezemelerin yapım tarihi incelendi.

 

 

C: Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü Arşivi

Yapılan analizler, söz konusu örneğin tam tarih aralığının MS 1.672 ile 1.944 yılları arasını kapsadığını gösterdi. Daha spesifik olarak numune, yüzde 40,9 olasılık ile MS 1846±50, yüzde 36,5 olasılık ile MS 1725±53 yıllarına tarihleniyor.

Araştırmacılar makalelerinde, “Bezemelerin yapım tarihinin belirlenebilmesi için alınan sıva numunesi içerisindeki hayvansal kökenli kılın radyokarbon yaş tayini analizi yapılmış olup üzerinde bezemelerin bulunduğu sıva tabakasının 18. veya 19. yüzyıla tarihlenebileceği görülmektedir.” yazıyor.

“Dolayısıyla İsa Sofi’nin beraberinde getirdiği kişilerin Orta Asya’ya bağlı Şamanizm inancı etkisinde kalarak motifleri türbeye işlediğine yönelik fikirler mevcut olmakla birlikte radyokarbon yaş tayini analizi, motiflerin İsa Sofi’nin yaşadığı Erken Osmanlı Dönemi’nden yaklaşık 300-400 yıl sonra yapıldığını ortaya koymuştur.”

 

 

Türbenin içindeki sıvalardan alınan örnek.

1980’lere kadar çeşitli ritüeller uygulanıyordu

Türbenin eski dönemlerdeki öneminin yanında, İsa Sofi yakın zamanlara kadar köyün sosyal ve dini hayatında da önemini devam ettirdi. Halkın belli aralıklarla ziyaret ettiği bir yer olmasının yanısıra, yakın zamana kadar hıdrellez gibi kutlamalar da burada yapılıyor, dualar burada ediliyor ve şifalı pilav burada pişirilip yeniliyordu. 

Çocuğu olmayanlar, hastalar dertlerine devayı burada dua ederek arıyorlardı. Dua edilirken geyik kemikleri mezar üstüne konuluyordu. Diğer yandan sandukanın içine el sokulması ve buradan koparılabilen bir bitki parçasının duanın kabulü anlamına geleceğine dair bir inanç vardı. Rivayete göre bir kişi elini mezarın içine soktuğunda İsa Sofi elini tutmuş ve insanlar korkudan bu alışkanlıklarına son vermişlerdi. 

Bölgede bulunan birçok türbede olduğu gibi burada da mum yakma âdeti yakın zamanlara kadar devam etmişti. Yine benzer şekilde türbeye her akşam su bırakılması ve bununla İsa Sofi’nin abdest aldığına dair inanış da yakın zamanlara kadar yaşatılmıştı.

Dileklerin kabulü için bir vesile olarak, türbe bahçesindeki ağaçlara bez bağlama geleneği de yakın zamanlara kadar uygulanan bir başka ritüeldi.


Makale: DALGIÇ, Y., ARIKAN, N., Seda, E. S. E. N., DOĞAN, T., & İLKMEN, E. (2023).
Türk Arkeoloji ve Etnografya Dergisi, (86), 119-129.

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için