Blog

Nis22

Kutsal Kabir Kilisesi'ndeki bulgular İncil Arkeolojisinin yeni zaferi oldu!

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  İncilArkeolojisiKudüsKutsal Kabir Kilisesi



Kutsal Kabir Kilisesi'ndeki bulgular İncil Arkeolojisinin yeni zaferi oldu!

Binlerce yıldır hacıların, tarihçilerin ve arkeologların ilgi odağı olan bu yapı, şimdiye dek sayısız kez araştırıldı.

 

www.arkeolojijhaber.com

 

Oxford Üniversitesi öğretim üyesi teolog Prof. Rachel DeVries, “İncil metinleriyle arkeolojik veriler arasında çoğu zaman paralellik bulmak zor. Ancak Kudüs'teki keşif, anlatı ile toprağın sesinin aynı frekansta buluştuğu ender örneklerden biri olabilir,” dedi. Arkeoloji ne kadar bilimsel bir disiplin ve bilim dışında başka amaçlar için nasıl bir araç olarak kullanılabilir? Kararı siz verin!

Roma’daki Sapienza Üniversitesi’nden bir ekip, Kudüs'te 2025 yılının başlarında başlattıkları arkeoloji kazılarında, mikroskobik düzeyde korunmuş zeytin ve üzüm kalıntılarına ulaştı. Zeytin ve Üzüm çekirdekleri üzerinde yapılan tarihlendirme açıklandı. Ve medyada bir anda benzer yorumlar birbirini izledi.

Kilisenin temelinin altında bulunan bu izlerin özellikle Amerikan ve İsrail medyasındaki sunumları bilim insanlarını hayrete düşürdü. Buluntular basında "Bunlar sadece bitkisel kalıntılar değil; aynı zamanda Hristiyanlığın en eski anlatılarına yeni bir boyut kazandıran biyolojik belgeler" olarak yorumlandı. Habere başlık olarak ise "İsa'nın dirilişinin gerçekleştiği yerdeki yeni keşif, İncil'i doğruluyor" tarzında ifadeler tercih edildi.

Roma Sapienza Üniversitesi arkeoloji ekibi, alandaki bitki kalıntılarını analiz etti ve bunları Hristiyanlık öncesi döneme tarihlendirdi. Yorumcular ise bu tarihi İsa'nın çarmıha gerilmesi ve gömülmesinin tarihi ile bağdaştırdı ve Tarihçilerin Hz. İsa'nın  ölümünü  genellikle MS 33 civarına tarihlendirdiklerini iddia etti. Oysa bu tamamen ilahiyatçıların savunduğu bir tarihlendirme. Peki, sıradan bir arkeolojik keşif gibi sunulan bu haberin altında başka hangi hesaplar olabilirdi?

Keşfin Coğrafyası: Golgotha’nın Gölgesinde

Kutsal Kabir Kilisesi (Church of the Holy Sepulchre), Hristiyanlarca İsa’nın çarmıha gerildiği ve gömüldüğü yer olarak kabul edilen Golgotha Tepesi üzerinde yer alıyor. Binlerce yıldır hacıların, tarihçilerin ve arkeologların ilgi odağı olan bu yapı, şimdiye dek sayısız kez araştırıldı.

Son arkeolojik kazılardaki bulgular ise bir hayli gürültü koparttı. Bulguların açıklandığı tarik'in Gazze merkezli Filistin ile İsrail  Devleti arasındaki orantısız savaş sonrası gündeme gelen barış görüşmelerine denk gelmesi manidardı.  

Kazı alanında görev yapan arkeobotanikçi Dr. Elisa Morandi, “Bu kalıntılar gözle görülebilir olmaktan uzak, fakat modern mikrobiyolojik analiz teknikleri sayesinde varlıkları kesin olarak kanıtlandı,” diyor. Bulunan fitolitler (bitkisel silika yapılar) ve polen örnekleri, bu alanda M.S. 1. yüzyılda zeytinlikler ve bağların varlığına işaret ediyor...

 Zeytin mi, Üzüm mü? Yoksa Bahçeler Krallığı mı?

İsa’nın çarmıha gerildiği günlerde Golgotha’nın neye benzediğine dair çeşitli spekülasyonlar var. Bazı anlatılar burayı çıplak, taşlık bir tepe olarak betimlerken, bazıları zeytin ve üzüm bahçeleriyle dolu bir alan olduğunu öne sürüyor. Bu keşif, ikinci grubu destekleyen somut ilk veri olarak yorumlanıyor. 

Araştırma ekibine göre, bu bahçeler yalnızca tarımsal değil, aynı zamanda dini öneme de sahipti. Zeytin ve üzüm, Yahudi ritüellerinde ve Hristiyan sembolizminde önemli bir yer tutuyor. Zeytinyağı, tapınak lambalarında yakıt olarak, üzüm ise şarap üretiminde ve ayinlerde kullanılıyordu. Bahçenin varlığı, İsa’nın son saatlerine dair İncil’deki “Getsemani Bahçesi” sahnelerine paralel bir doğallık katıyor.

Keşif, Spektral Mikroskopi ve Kütle Spektrometrisi gibi ileri düzey analiz yöntemleriyle teyit edildi. Özellikle ^14C karbon tarihleme yöntemiyle M.S. 30-50 yıllarına tarihlenen bu organik izler, dönemin biyolojik tablosunu çiziyor.

Ayrıca toprak örneklerinden elde edilen DNA kalıntılarında Olea europaea (zeytin) ve Vitis vinifera (üzüm) türlerine ait genetik materyal bulundu. Dr. Morandi, “Artık elimizde yalnızca anlatılar değil, canlıların kendisinden gelen izler var,” diyor.

İncil ve Arkeoloji Arasında Köprü Kuranlar Dikkat Çekti

Özellikle ABD ve İsrail medyasında haberlere göre;.bu bulgular, İncil’de geçen bazı olayların tarihsel gerçekliğini sorgulayan ya da destekleyen çalışmalar arasında yeni bir dönüm noktası olarak yorumlanıyor.. Hristiyanlık tarihçileri, bu bahçenin sadece fiziksel bir mekân değil, aynı zamanda sembolik bir anlatı aracı olduğunu savunuyordu. Ancak bilimsel kanıtlar, bu sembolizmin altında tarihsel bir gerçeklik olduğunu gösteriyor.

Oxford Üniversitesi’nden teolog Prof. Rachel DeVries, “İncil metinleriyle arkeolojik veriler arasında çoğu zaman paralellik bulmak zordur. Ancak bu keşif, anlatı ile toprağın sesinin aynı frekansta buluştuğu ender örneklerden biri olabilir,” diyerek gelişmeyi yorumladı.

Yorumların daha ilginç boyutu ise bu keşif sayesinde, turistik ve dini ziyaretlerde artış beklendiği yönünde. 

İsrail Kültürel Miras Ajansı bu bölgenin korunmasına yönelik yeni önlemler alacağını ve yer altındaki kalıntıların bozulmaması için ziyaretçi akışı kontrol altına tutacağı da ifade edildi. .

Dini ve Kültürel Yansımalar

Kudüs Patriği, keşfin açıklanmasının ardından yaptığı açıklamada, “İman, çoğu zaman görünmeyene dayansa da bu tür bulgular geçmişin varlığını bugüne taşıyarak ruhları pekiştiriyor,” dedi.

Yapılan yorumların belki de en ilginç yanı ise "Bu keşif, bölgedeki diğer kutsal alanların da yeniden incelenmesi gerektiği fikrini doğurdu" şeklinde olanı. 

İddiaya göre özellikle Zeytin Dağı, Getsemani Bahçesi ve Via Dolorosa gibi yerlerin altındaki tabakaların yeni teknolojilerle taranması, daha fazla tarihi gerçeği açığa çıkarabilir!

Araştırmacılar ayrıca toprağın izotop bileşenlerini inceleyerek, bu alanın iklimsel ve tarımsal geçmişine dair daha fazla detay ortaya koymayı planlıyor  ve "Bu, sadece dini değil, aynı zamanda tarım tarihi açısından da heyecan verici sonuçlar doğurabilir."

Ne dersiniz arkeolojinin sadece bilimsel arkeoloji olmadığına çok somut bir örnek değil mi bu keşfin duyuruluş şekli ve yorumları?

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için