Arþiv

Çocuk Kitaplarýmýz

Sare

Strabon

Blog

Ara25

Marco Polo’nun Destansý Yolculuðu

 |  Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  CENGÝZ HANÇÝNGEZGÝNÝPEK YOLUKUBÝLAY HANMARCO POLOMOÐOLÝSTAN

Marco Polo’nun Destansý Yolculuðu

Dünyanýn en ünlü gezgini Marco Polo birçok þeyle tanýnýyor, ancak onu meþhur kýlan asýl þey, dünyanýn ilk çok satan seyahatnamesini yazmýþ oluþu. 1300’lerde yayýmlanan kitabý, Venedik’ten Asya’ya, Asya’dan tekrar Venedik’e yaptýðý 24 yýllýk büyüleyici yolculuðu tüm detaylarýyla önümüze seriyor.

1254’de Ýtalyan bir tüccarýn oðlu olarak doðan Marco Polo Venedik’ten Çin’e macera dolu bir yolculuk yaparak görüp duyduklarýný Avrupalýlara aktardý.

Gerçekte Polo bu kitabý kendisi yazmamýþtý. 1295’de Venedik’e dönüþünün hemen ardýndan Venediklilerin düþmaný Cenevizliler tarafýndan tutuklanýp hapse atýlan Polo, hapisteyken Rusticiano adýnda Pisa’lý bir yazarla tanýþmýþtý. Polo yaþadýklarýný bu yeni arkadaþýna anlatýrken o da duyduklarýný iþtahla kalem almýþ ardýnda Fransýzca ve Ýtalyancanýn karýþýmý olan bir Ortaçað dilinde yayýmlamýþtý.

Kitabýn orijinal el yazmasý kayýp olsa da, Ortaçað’dan günümüze kalan 100’en fazla çizimli kopyasý bulunuyor. Bu kopyalarýn birçoðu olaðanüstü çizimlerle bezenmiþ olsa da aralarýndaki uyuþmazlýklar dikkat çekiyor.

Kitap, Polo’nun çokça bilinen lakabý olan Il Milione, Ýngilizce konuþulan yerlerde ise çoðunlukla Travels of Marco Polo (Marco Polo’nun Gezileri) olarak biliniyor.

Ýnglitere, Oxford’daki Bodleian Kütüphanesi kitabýn yaklaþýk 1400’lerden kalma en eski basýmlarýndan birine ev sahipliði yapýyor. Mükemmel bir biçimde resimlenen kitabýn birçok araþtýrmacýnýn amirane olduðunu düþündüðü bir üslubu var. Kitapta üç Venediklinin 1271’den baþlayarak hiçbir Hristiyan’ýn daha önce adým atmadýðý olaðanüstü yerlere, Moðol imparatoru Kubilay Han’ýn  sarayýna kadar yaptýðý gezilerden bahsediliyor.

15. yüzyýla ait bir minyatürde Pololar Kubilay Han’ýn huzurundan ayrýlýrken betimleniyor.

Böylesi uzak yerlerden gelen efsane ve söylentiler Avrupa’ya Ýpek Yolu’nun doðudan batýya uzanan engine ticaret hattý boyunca filtrelenmiþ olarak ulaþsa da Polo’nun gözü bu merak uyandýrýcý hikâyeleri yepyeni bir üslupla hayata getirmeyi baþarmýþtý. Anlattýklarý arasýnda hem olaðanüstü olaylar hem de ticarete dair yaþamdan detaylar vardý.

Kitap, Ýtalya yarým adasýna aylar içinde yayýlarak bir çoksatan haline geldi. Kitabýn Gütenberg’in 1439’de matbaayý icadýndan önce çýktýðý düþünülünce bu olaðanüstü bir baþarýydý. Polo’nun kitabý Avrupa’nýn gözünü uluslararasý ticaret ve yayýlma olasýlýðýna dikmesini saðlayarak iki yüzyýl sonra doðacak keþifler çaðýnýn da kamçýlayýcýsý oldu.

Moðolistan Yolu

Marco Polo 1254’de, Avrupa’nýn gözlerini Atlantik’in batýsýna deðil, büyük bir heyecan ve dehþetle doðuya çevirdiði bir dönemde doðmuþtu. O dönemde, göçebe Moðol topluluklarý Macaristan’a ulaþmýþtý. Polo’nun 17 yýl sonra yapacaðý büyük yolculuðuna kadar Moðol Ýmparatorluðu en geniþ sýnýrlarýna ulaþmýþtý. Kuzeydeki parçasý Altýn Orda Devleti, Avrupa’nýn kalbinde akan Tuna Nehri’ne kadar batýya uzanmýþtý. Ýmparatorluðun en doðusu ise Asya’nýn Pasifik kýyýlarýna doðru uzanýyordu.

Marco Polo’nun Gezileri’nin 1503 tarihli Ýspanyolca basýmý. Venedikli tüccar sol üstte betimlenmiþ.

Dünyanýn toprak bütünlüðüne sahip bilinen en büyük imparatorluðu bir grup muhalif kabileden doðmuþtu. 1206’da tek hükümdar Temuçin, rakipleri üzerine bir dizi zafer kazanmasýnýn ardýndan “Evrenin Hakimi” anlamýna gelen Cengiz Han ismini aldý. Temuçin günümüzde Moðolistan sýnýrlarýnda kalan topraklarýnda eþi benzeri görülmemiþ bir hakimiyetin tadýný çýkarýyordu. Kalplere korku salan önderlerinin tahta çýkýþýyla daha da ateþlenen kabileler sýðýnaklarýný Moðolistan bozkýrlarýnýn ötesine taþýmaya baþladý.

Önce doðuya, Kuzey ve Batý Çin krallýklarýna ilerleyen kabileler topluluðu nihayetinde Pekin’e ulaþarak kenti hâkimiyet altýna aldý. Pekin’den sonra, Çin ve Orta Asya boyunca her kent birer birer Moðollarýn hâkimiyetine girmeye baþladý. Hýzla ve durmadan yayýlan Moðollar Rusya’nýn güneyine bile ulaþmýþtý.

Cengiz Han’ýn 1227’deki ölümünün ardýndan Moðol atlýlarý hem Hazar hem de Çin denizlerinin kýyýlarýnda devriye gezmeye baþladý. Sibirya’da, Tibet’te, Orta Çin ovalarýnda, büyük bir ticaret ve iletiþim aðý olan Ýpek Yolu’nda, her yerde Moðollar vardý.

1236’dan itibaren Moðollar gözlerini daha da batýya dikerek dikkatlerini Avrupa’ya verdiler. Bozgun, yaðma ve saldýrýlarla dolu bir dizi seferin ardýndan günümüz Ukrayna ve Polonya’sýný ele geçiren Moðollar 1240’da Kiev’i alarak sonraki yýl Krakow’a doðru ilerledi. Macaristan’ý ele geçiriþleri Moðol ordusuna Avusturya yolunu açmýþ onlar da Viyana’nýn doðusuna akýn etmiþti. Neyse ki burasý son duraklarý olacaktý.

Moðol akýnlarýna ve atlýlarýn yenilmezliðine dair söylentiler tüm Avrupa boyunca yayýlmýþtý. Polo yolculuðuna çýktýðýnda Moðol akýnlarýndan sað kalabilmiþ pek çok kiþi vardý. Durum böyle olsa da Cengiz Han’a karþý duyulan korku halkýna karþý duyulan merakla karýþmýþtý. Bazý giriþimci Avrupalýlar Moðollarla daha fazla temas kurarak keselerini doldurabileceklerini anlamýþtý.

Avrupa’nýn denizci cumhuriyeti Venedik Akdeniz’den Orta Doðu’ya uzanan büyük ticaret aðýnda etkin bir rol oynuyordu. Ticareti daha da doðuya geniþletmeye kararlý olan Venedik doðuyu ve parayý nerede bulacaðýný iyi bilen tüccarlarla doluydu.  Ortaçað boyunca Ýpek Yolu’nun doðudaki en önemli noktalarýndan biri hatta giriþ kapýsý olan Trabzon’a kadar seyahat ediyorlardý. Çeþit çeþit ürün Çin’den Avrupa’ya bu yol üzerinden taþýnýyordu.

Venedikli rahip Fra Mauro’nun 1450 dolaylarýnda Marco Polo’nun verdiði bilgilerden yola çýkarak çizdiði harita

Marco Polo tüccar bir aileden geliyordu. Babasý Niccolo ve amcasý Maffeo, Polo daha küçük bir çocukken hatýrý sayýlýr birçok seyahat yapmýþtý. Yýl 1261 olduðunda bu gözü açýk tüccarlar Doðu’da yeni baðlantýlar kurmak üzere Venedik’ten ayrýldý. Ýkili bu destansý yolculuklarýnýn bir parçasý olarak Moðol Haný’yla tanýþtý.

Polo’larýn ticari üslerinden biri de abileri Marco’nun çalýþtýðý yer olan Konstantinopolis’ti. Simsarlarý Volga Nehri’nden Buhara’ya çalýþýyordu. Niccolo ve Maffeo’nun diplomatik bir ustalýk sergileyerek Kubilay Han’ýn devlet erkanýyla tanýþýp Shangdu’daki sarayýna bir gezi ayarladýklarý yer de Buhara’ydý.

Kubilay Han’la tanýþmalarý tarihte Doðu ve Batý’nýn en büyük karþýlaþmalardan biriydi. Bu iki Venedikli Moðol diyarýnda Batý’ya duyduðu ilgi onlarýn doðuya duyduðu ilgiyle eþ bir adamla karþýlaþmýþtý. Moðollarla kurduklarý iliþki Venedikli kardeþlere Avrupa ve Çin arasýnda aracýlýk etme yolu açtý.

Kardeþlerin Avrupa hakkýnda anlattýklarý kendisinde büyük bir merak uyandýran Kubilay Han kardeþlere Avrupa’ya geri dönüp Papa’dan Moðollara Hristiyanlýðý öðretecek bilgili adamlar göndermesini istedi. Pololarýn yurda dönüþü uzun ve zor oldu. Akka’ya ulaþýp Papa Clemens’in öldüðünü öðrendiklerinde iþler daha da karmaþýklaþtý. Yerine yeni bir Papa seçilmemiþti.

Kardeþler, yeni Papa’nýn seçilmesini bekleyip Kubilay Han’ýn sarayýna geri dönüþlerini planlayacaklarý Venedik’e doðru devam ettiler. Bu kez Niccolo’nun oðlu Marco da onlarla gelecekti. Babasýnýn en son 10 yýl önce gördüðü bu çocuk artýk 17 yaþýnda genç bir erkekti.

Han’ýn sarayý

1271’de baba, oðul ve amca Venedik’ten ayrýlarak Akka’ya yol aldý. Oradan Doðu Anadolu’ya, Ermenistan’a ve Tebriz’e doðru kuzeydoðuya uzanan üçlü Ýran yaylalarýndan Baðdat’a oradan Hürmüz Boðazýna vardý, planlarý Umman Denizi’nden gemiye binerek Hint Okyanusu boyunca ilerleyip Çin’e ulaþmaktý.

Uygun gemi arayýþý onlarý paniðe sokunca, karayoluyla gitmeye karar verdiler. Marco Polo bir yere özgü ürünlere, bu yerin Avrupa’yla baðlantýsýna ve bu baðlantýnýn gelecekte doðuracaðý fýrsatlara daima meraklýydý.  Örneðin Tebriz öylesine iyi bir yere kuruluydu ki dünyanýn birçok yerinden çeþit çeþit ürünü burada görmek mümkündü. Latin tüccarlar yabancý diyarlardan gelen ürünleri almak için buraya geliyordu. Polo’nu gözlemlerine göre Persler dünyanýn en güzel halýlarýný dokuyordu. Baðdat’ta kentin ortasýndan tüccarlarýn Hint Okyanusu’ndan Baðdat’a Baðdat’tan Hint Okyanusu’na türlü türlü mal taþýdýðý müthiþ bir nehir (Dicle) akýyordu. Bu detaylar Venedik ve Doðu Asya arasýndaki ticaretin geleceði için çokça önemliydi.

Kent hakkýnda söylediklerine raðmen on yýldan fazla bir süre önce Moðollar tarafýndan yakýlýp yýkýldýðýndan Polo’nun Baðdat’a gitmiþ olmasý pek muhtemel deðildi. Kentin tekstil ticaretine dair birçok bilgi aktarmýþ olsa da tarihçiler Polo’nun Musul gitmiþ olduðundan da þüpheli.

Orta Asya’ya doðru yaptýklarý üç buçuk yýllýk yolculuk ailenin karþýsýna birçok zorluk getirmiþti. Afganistan’dan geçerken haydutlarýn saldýrýsýna uðramýþ, ciddi hastalýklar geçirmiþlerdi. Tüm bu badirelerden sað salim çýkan Pololar nihayetinde kraliyetle olan randevularýna yetiþebildi. O sýrada 21 yaþýnda olan Marco Polo, Moðol hükümdarý Kubliay Han’ýn Shangdu’daki yaz sarayýna kabul edilen seçili kiþilerden biri oldu.  

Cengiz Han’ýn torunu, Moðol Ýmparatorluðu’nun beþinci Haný Kubilay Han Çin’i fethederek Yuan Hanedanlýðý’ný kurmuþtu

Kendi anlattýðýna göre Polo’nun Kubilay Han’la arasý iyiydi, onunla kendi dilinden konuþuyordu. Çin’de ve çevre yerlerde, Han’ýn hizmetinde neredeyse 17 yýl geçirmiþti. Birçok kez Çin dýþýna, Burma’ya, eski Moðol baþkenti Karakurum’a seyahatlere yollanmýþtý.

Nihayet Avrupa’ya dönme vakti gelmiþti, ancak Polo’nun kendisini Güney Çin Denizi’ne , Vietnam’a Malezya’ya Sumatra’ya ve Sri Lanka’ya götüren dönüþ yolculuðu da bambaþka bir macera oldu. Pololar karaya ayak basana kadar Hindistan’ýn en güney ucuna kadar gitmiþ daha sonra Afganistan’a ulaþana deðin karadan devam etmiþlerdi. Oradan Pers diyarýna ve Orta Doðu’ya kadar ilerleyen Pololar Konstantinopolis’e varýp buradan Venedik’e doðru gemiye bindi. 24 yýllýk yolculuk nihayet 1295’de Venedik’te, baþladýðý yerde bitti.

Çýðýr açan bir kitabýn doðuþu

Marco Polo’nun macera dolu seyahatini konu alan kitap kýsmen, Avrupalýlar için dünyanýn çok uzak noktalarýna dair merak uyandýran bilgiler vermesinden dolayý kýsa sürede çok satan haline geldi. Ýpek Yolu’nun geçtiði diyarlardan hikayeler daha önce pek çok kez anlatýlmýþ olsa da Marco Polo’nun Çin ve çevre yerler hakkýnda saðladýðý bilgi zenginliði dönemi için eþi benzeri görülmemiþ nitelikteydi.

Marco Polo’nun Gezileri, gerçek ve kurgunun birbirine karýþtýðý hikayeleriyle kýsa sürede ünlü olmuþ hatta dillere düþmüþtü. Kitapta geçen bu tarz bir hikâyede makarna veren bir aðaçtan bahsediliyordu. Bunun yanlýþ bir yorumlama olduðu açýktý zira Polo makarnanýn aðaçta yetiþmediðini çok iyi biliyordu. Kitapta Sumatra’da yaþayan karný aç yamyamlar ve devasa tek boynuzlu atlar olduðundan Angaman adý verilen bir adada ise köpeðe benzer kafalarý olan insanlar yaþadýðýndan bahsediliyordu.

Anlatýlan hikayeler böylesi masalsý olmasa bile kaynaklarý belirsizdi. Polo’nun yolculuðuna dair verdiði bilgilerin tek kaynaðý yine kendisiydi dolayýsýyla Pololarýn anlatýlan olayý bizzat kendileri mi yaþadýðý yoksa bölge insanýndan mý duyduðu bilinemiyordu. Kulaktan dolma söylentilerin Polo’nun bizzat þahit olduklarýyla tutarsýz bir üslupla birleþmesi bazý yorumcular tarafýndan uydurma olarak atfedilmiþti. Polo, sarayýnýn zemini iki parmaktan daha kalýn altýnla kaplý Cipangu diye bir yerden bahsediyordu. Birçok tarihçi Cipangu’nun Japonya olduðunu düþünüyor ancak Polo’nun Japonya’ya hiç gitmediði biliniyor. Böylesi anlatýlarýn genellikle baþkasýndan duyulma olduðuna inanýlýyor yine de çoðu tarihçi Polo’nun Çin’e dair anlattýklarýnýn otantik ve deneyimlenmiþ olduðunu düþünüyor.

Oxford, Bodleian Kütüphanesi’nden 15. yüzyýl tarihli bu illüstrasyonda Pololar Venedik’ten ayrýlýrken betimleniyor. Sol üst köþede 4. Haçlý Seferi sýrasýnda Ýstanbul’dan getirilen dört bronz atýyla San Marco Bazilikasý görülüyor.

Kitap okuyucular için ticareten de ilgi çekiciydi. Okuyucular uzak diyarlara dair tuhaf ve fantastik detaylar sunmakla kalmýyor ayný zamanda uluslararasý ticaretle ilgili tüccarlara da pratik bilgiler sunuyordu. Polo’ya göre Çin bir “tüccar cenneti”ydi.

Polo’nun üretilen ürünleri ve bunlarýn nasýl taþýnabileceðini kaydetmedeki istekliliði dönemin ruh halini de büyülemiþti. Kitabýn saðladýðý bilgi Doðu Asya haritasýný geliþtirecek bu da ticari iliþkileri besleyecekti. Marco Polo’nun eseri onun adýmlarýný takip edip Çine gidecek ve geriye yeni birçok bilgi getirecek gezginlere de ilham vermiþti. Bu bilgiler Rönesans’a ve 1400’lerdeki keþifler çaðýna doðru ilerleyen Avrupa’nýn dünyanýn geri kalanýna dair merakýný uyandýrmýþtý.

1557’de Çin’deki Ming hanedanlýðýnýn hükümdarlarý Portekizlilerin Makao’da kalýcý bir yerleþim kurmasýna izin verdi. Bu Cizvit rahip Matteo Ricci’nin Çin’de yapacaðý misyonerlik faaliyetlerine de yol tanýmýþtý. Ülkeye dair derin bilgisi onun ve diðer Cizvitlerin Çin inanç ve geleneklerini Batý’ya açýklamasýna olanak tanýdý. Marco Polo, babasý ve amcasýnýn iki yüz yýl önce inþa etmeye baþladýðý kültür köprüsü Doðu ve Batý arasýnda baðlantý kurmaya devam ediyordu.


National Geographic. Antonio Ratti. 10 Eylül 2019.

https://arkeofili.com/

Bu yazý hakkýnda yorum bulunamamýþtýr. Ýlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazýya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayýr* Her defasýnda yeniden girmemeniz için