Blog

Kas17

Moğolistan’da Holosen Başına Tarihlenen Eserler Bulundu

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Bogdyn NuuruHolosenMoğolistanPleistosen



Moğolistan’da Holosen Başına Tarihlenen Eserler Bulundu

Wrocław Üniversitesi’nde profesör olan Dr. Mirosław Masojć liderliğinde yürütülen bu araştırma projesinde planlanan üç sezonluk saha çalışmasının ikincisi.

 

Beste Kahveci - www.arkeofili.com

 

Moğolistan’daki arkeologlar, erken Holosen döneme ait ocak, çanak çömlek ve devekuşu yumurtasından yapılmış eserler keşfetti.

 

 

C: Patryk Muntowski/UWr

Moğolistan’da çalışan arkeologlar, iyi korunmuş ocaklar, çömlekler ve devekuşu yumurtasından ürünler de dahil olmak üzere erken Holosen’e tarihlenen insan faaliyetinin izlerini keşfettiler. Elde edilen veriler, Homo Sapiens’in bu alandaki yayılımına ilişkin araştırmalarda önemli bir rol oynayabilir.

Wrocław Üniversitesi’nde profesör olan Dr. Mirosław Masojć liderliğinde yürütülen bu araştırma projesinde planlanan üç sezonluk saha çalışmasının ikincisi.

Araştırmacılar Güney Moğolistan’daki Govi-Altay bölgesinde çalıştılar. Beş yurttan oluşan kamp, Arts Bogdyn Nuuru’nın güneybatı sıradağlarından birkaç kilometre uzaklıktaki bir çöl bölgesinde kuruldu.

Arkeologlar, o zamanlar alet yapımında kullanılan yüksek kaliteli silika kayalarının kolayca erişilebilen bir noktası olan Flint Vadisi olarak adlandırılan bölgeyi çevreleyen bölgedeki Pleistosen (2,6 milyon-11.700 yıl önce) ve erken Holosen’deki (yaklaşık 11,6 ila 8/7.000 yıl önce) insan faaliyetlerini analiz etmeyi amaçlıyor. Bu bölgede yaşayan toplulukların hayatta kalma stratejilerini, yerleşim ağının doğasını ve hareketliliğini belirlemek istiyorlar.

Araştırma ekibinin bir üyesi olan Wrocław Üniversitesi Arkeoloji Enstitüsü’nden Grzegorz Michalec, “Pleistosen toplulukları, avcı-toplayıcı sosyo-ekonomik modellerinden dolayı, günlük ürünleri yapmak için kullanılan gıda ve hammaddelerin (taş ve organik hammaddeler) elde edilmesiyle ilgili yüksek hareketlilik ile karakterize ediliyordu. Moğolistan ve komşu bölgelerde (Rusya ve Çin dahil) yapılan önceki araştırmalar, Homo sapiens’in gelişinden önceki dönemde (350.000 ila yaklaşık 50.000 yıl önce) bu bölgede çeşitli türlerin (Homo neanderthalensis ve Homo denisoviensis) yaşadığını gösteriyor.

 

 

C: Marcin Szmit/UWr

Proje sırasında elde edilen veriler, türümüzün yayılışına yönelik araştırmalarda önemli bir rol oynayabilir. Michalec, “Erken Holosen’deki güçlü iklim ve çevresel değişiklikler, insanın hayatta kalma stratejilerindeki değişiklikleri belirledi. Arkeolojik veriler, insanların hâlâ avcı-toplayıcı ekonomi modelini kullandığını gösteriyor, ancak teknolojik yeniliklerin (seramik kap üretimi) ortaya çıkmasıyla ilgili önemli bir fark görülüyor.” diyor.

Şu ana kadar yürütülen çalışmalar, birkaç düzine kilometrekarelik bir alanda keşfedilen dört Paleolitik göldeki insan yerleşimlerinin kapsamını ve türünü belirlemeye odaklandı. Göllerin tabanlarında sondaj yapılarak elde edilen çökeltilerin tarihlendirilmesi, bunların 150.000 yıl öncesinden yaklaşık 4.000 yıl öncesine kadar var olduğunu gösteriyor. Ayrıca yakınlardaki mağaralardan birinde yüzey araştırmaları yapıldı.

Bu yılki araştırma, üçüncü Paleolitik gölün yakınındaki Geç Pleistosen ve Holosen arkeolojik alanlarına ve Bogdyn Nuuru masifindeki bir mağara alanındaki kazılara odaklandı. Saha, deniz seviyesinden yaklaşık 1.650 metre yükseklikte ve yakındaki Khutul Usny vadisinin seviyesinden yaklaşık 40 metre yükseklikte yer alıyor.

Michalec, “Bu çalışmanın sonuçları, mağaranın erken Holosen’den Pleistosen’e kadar farklı zaman dilimlerinde insanlar tarafından birkaç kez iskan edildiğine dair önceki bulguları doğruluyor. En derin stratigrafik birim içinde taş eserler ve çok sayıda hayvan kalıntısının yanı sıra çok sayıda kemik boncuk da keşfedildi.” diyor.

Bu yıl araştırmacılar, güneybatıdaki beşinci gölün daha önce el değmemiş alanını keşfettiler. Yeni keşfedilen birçok alanda kazılar gerçekleştirildi.

Michalec, “Bu alanlarda erken Holosen avcı-toplayıcı topluluklarıyla ilişkili insan faaliyetinin izleri keşfedildi. Çok iyi korunmuş çok sayıda ocak ve bunları çevreleyen, taş eserler ve seramikler içeren küçük çukurlar şeklindeki nesnelerin yanı sıra, yerleşim kamplarında taş aletlerin üretimi için kullanılan atölyelerin kalıntıları olarak yorumlanan birkaç taş eser kümesi de keşfedildi. Önemli bir buluntu, devekuşu yumurtasından yapılmış kolyeler ve boncuklar gibi çok sayıda eser oldu.” diyor.


PAP – Science in Poland. 12 Ekim 2023.

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için