Blog
Primat seslerinde homurtudan çok daha fazlasý var
| Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri | Yorum: 0 yorumPrimat seslerinde homurtudan çok daha fazlasý var...
Ýnsan harici primatlar birbirlerine karþý kesinlikle anlamsýz sesler çýkarmaktan çok daha fazlasýný yapýyorlar, fakat bu iletiþimin bir sýnýrý var mýdýr?
Þempanzeler tehlikeye karþý birbirlerini uyarmak için alarm sesleri kullanýr.
Bir þempanze, Uganda’daki yemyeþil Budongo Ormaný’nda bir patikada gezinirken, ölümcül bir Gabon engereði görür. Þempanzelerin bu gibi durumlar için uyarý alarm sesleri vardýr: diðerlerini potansiyel tehlikeye karþý uyaran yumuþak bir “hoo” hýrýltýsý gibi. Fakat, eðer grup arkadaþlarý bu tehlikeden habersizse bunun her hangi bir anlamý yoktur. Peki o ne yapar ?
Bu, Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsünün bir primatologu olan Catherine Crockford ve meslektaþlarý için cevap vermeye hevesli olduklarý bir sorudur. Onlar tel örgü ve alçýdan yapýlmýþ bir sahte engereði þempanzenin yoluna koydular. Þempanzeyi oyuncak bir yýlanla þaþýrtmaya çalýþýlan aptalca bir þaka gibi geliyor. Fakat araþtýrmacýlar oldukça zor bir soruya cevap bulmaya çalýþýyorlardý: þempanze söylediklerinin ne kadarýný kasýtlý olarak söylüyor.
2012’de yayýnlanan bulgularý, York Üniversitesi’nden psikolog Katie Slocombe ve meslektaþlarý tarafýndan yapýlan 2013’teki bir takip çalýþmasýnýn bulgularý ile birlikte, insanlarý primat akrabalarýmýzda benzersiz yapan þeylerle ilgili uzun zamandýr devam eden varsayýmlara itiraz ettiler.
Araþtýrmacýlar insan dýþý primatlarýn ulaþabileceði iletiþim derinliðini ortaya çýkarmak için on yýllar harcadýlar. Düþündüðümüz gibi kelimeleri varmý ? Dilbilgisi varmý? Dil, insan olarak kimliðimizin ayrýlmaz bir parçasý olduðu için bu sorular insan olmanýn ne anlam taþýdýðý anlamýna gelir. Halk, her kedi miyavlamasýný ve köpek havlamasýný anlamaya yöneltirken, bilim adamlarý geleneksel olarak çok daha muhafazakâr bir yaklaþým benimsemiþ ve en az biliþsel açýklamalarý destekleyerek hayvanlarýn seslerinin istemsiz ve duygusal olduðunu varsaymýþlardýr. Slocombe, “Hayvan bilincinin çalýþmasý ciddiye alýnacaksa, muhafazakarlýk çok önemlidir” demiþtir.
Bizler primatlarýn beyinlerinin içini (en azýndan pratik ve etik açýdan zorluk çekmeden) göremeyiz, ya da primatlara bu sesleri neden çardýklarýný ve ya ne anlama geldiklerini soramayýz. Dolayýsýyla primat-iletiþim araþtýrmacýlarý, primatlarýn zihninde olup biteni anlayabilmek için daha akýllýca çalýþmalar yapmaya zorlanmýþlardýr.
1960’larda, vervet maymunlarýnýn (doðu Afrika’ya özgü primat bir türün) her biri farklý bir yýrtýcý türü olan leopar, kartal ve yýlanla baðlantýlý birkaç alarm çaðrýsý olduðu zaten biliniyordu. Maymunlar ayrýca her bir yýrtýcý için ayrý bir davranýþ gösterirler: bir leopar olduðunda aðaçlara çýkarken, kartallar olduðunda ters tepki verirler ve bir yýlan olduðunda vervet maymunlarý arka bacaklarýnýn üzerinde durur ve zemini tararlar. Ancak vervetlerin alarm çaðrýlarýnýn bu davranýþlarýný kolaylaþtýrýp kolaylaþtýrmadýðý bilinmiyor. Bu seslendirme aslýnda fiili olarak “Leoplar”, “kartal” ve “yýlan” kelimeleri gibi iþitiliyormu yani onlarý dinleyenler için bir anlam taþýyor mu? Veya anlamsýz duygusal patlamala mý, sadece bu iç avci maymunlara farklý göründüðünden farklý duygular uyandýrýyorlar mý?
On yýldan uzun süredir çoðu zaman araþtýrmacýlar, hayvan bilinciyle ilgili muhafazakarlýk ve þüphecilik geleneðini göz önüne alarak bunu kabul ettiler. Vervetlerin spesifik avcý davranýþlarýný alarm çaðrýsý yerine yýrtýcýlarýn varlýðýna baðladýlar.
Ardýndan 1980’de yapýlan bir çalýþmaya katýldý: Hayvan davranýþçýlarý Robert Seyfarth, Dorothy Cheney ve Rockefeller Üniversitesi’ndeki Peter Marler, konuþmacýlarý görme uzaklýðýna yerleþtirdiler ve vervet maymunlarý birliðine farklý alarm çaðrýlarý yayýnladýlar. Maymunlarýn, farklý çaðrýlara karþý yýrtýcýya spesifik reaksiyonlarý vardý; bununla birlikte etrafýnda gerçek bir yýrtýcý yoktu. Açýkça, çaðrýnýn kendisine tepki veriyorlardý.
Bu çalýþma alanda bir devrim yarattý. Ozamandan bu yana deneyler onaltý primat türü üzerinde yýrtýcýlar, gýdalar ve sosyal olaylarla ilgili olarak yapýldý. Ancak bu bulgular hala çaðrýlarýn onlarý duyanlara anlam ifade etmediðini anlamýyor. Bir leoparýn alarm çaðrýsýný duyduðunda keskin diþleri ve pençeleri ile donanmýþ korkunç bir leopar olduðunu düþünüyor mu koþup bir aðacýn kovuðuna saklanýyor mu? Veya basitçe çaðrýnýn özel sesi belirli bir sinir sistemini mi tetikliyor ?
1999 yýlýnda Seyfarth ve Cheney, St. Andrews Üniversitesi’nden psikolog Klaus Zuberbühler (ayrýca Crokford, Slocombe ve þempanze araþtýrmalarý hakkýnda çalýþtýlar) ile birlikte bu soruyu vervetlere benzer bir alarm sistemi ile Batý Afrika’nýn doðusundaki ormanda yaþayan bir primat olan Diana maymunlarýyla yanýtladýlar. Bu maymun kýsa sürede giderek daha fazla alarm sesi duyduðunda çaðrýlara alýþtý ve tepki vermeyi durdurdu. Fakat maymunlar aslýnda ne yapýyor: çaðrý sesimi yoksa bir leopar fikri mi?
Araþtýrmacýlar önce Diana maymunlarýný bir leopar alarmýna alýþtýrdýlar, sonrada gerçek bir leopar homurtularýna maymunlarýn nasýl tepki verdiðini izlediler. Maymunlar leopar sesine oldukça yüksek tepki verdiler. Ayrýca araþtýrmacýlar leopar sesi yerine kartal sesi verdiler, bu durumda maymunlar leopar sesine karþý tepkiye vermeye alýþýk olmalarýna raðmen kartal sesinede yüksek tepki gösterdiler. Buna en iyi yorum leopar alarmýnýn “leopar” anlamýna gelmesidir. Bir maymun bu çaðrýyý duyduðunda bir leopar olduðunu düþünür ve bir aðaca koþar. Kýsa sürede daha fazla alarm duyduðunda bu düþünce daha az proaktif olmaya baþlar ve gereçek bir leopar sesi bile artýk bir tehdit oluþturmaz. Fakat kartallara karþý hassastýrlar çünki maymunlar bu iki yýrtýcýyý ayrý ayrý tehdit olarak düþünürler.
Vervet’ler, Diana maymunlarý ve diðer primat türleri için seslerin kendilerini duyanlara anlam taþýdýklarý açýktýr. Bir zamanlar insan iletiimine özgü olduðu düþünüþen bir özelliktir. Yakýn zamana kadar, tüm bu sonuçarýn hepsi insan benzeri iletiþimin, belki de insan diline evrimin öncülüðünün bie açýk bir delili olarak yorumlandý. Bununla birlikte, son on yýlda, Cheney ve Seyfarth gibi araþtýrmacýlar, primat iletiþimi ve insan dili arasýndaki olasý tüm farklýlýklarý belirterek, biraz geri çekildi. Örneðin, maymunlarýn alarm çaðrýlarýný yorumlamak için kullandýklarý zihinsel süreçler, insanlarýn kelimeleri nasýl yorumladýðýndan daha basit olabilir. Belki de bu araþtýrmacýlar, maymun seslendirmelerini kelimelere benzer olarak düþünmenin çok küstah olduðu konusunda dikkatli olmaktadýr.
Ýnsan dilinin diðer bir önemli özelliði, genellikle kasýtlý olmasýdýr: Konuþmacý, alýcýya bir þeyler iletmek arzusundadýr. Ciddi olarak maymun seslerinin dinleyiciler için anlam talýdýklar gerçeði, seslerin çýkaranlarýn zihninde olup bitenler hakkýnda bir þey söylemez. Ne denmek istendiðini anlamýþlar mý ve dili bizim kullanma þeklimize benzer mi kullanýyorlar? Ya da sesler daha çok insan çýðlýðý veya kahkaha gibi mi ? Dinleyiciler için potansiyel olarak anlamlý, bir çýðlýktan tehlikenin varlýðýný çýkarabiliriz deðil mi ?
Bu sorunun üstesinden gelmek birinin düþünebileceðinden daha karmaþýktýr. Örneðin bir çok hayvan hatta tavuklar bile “izleyici etkileri” gösterir yani, diðerleri yakýnsa daha çok benzerler. Ancak bu, yalnýzca kasýtlý iletiþim için yeterli kanýt olarak görülmemektedir. Çünkü baþkalarýnýn varlýðý sesleirn duygusal durumunu deðiþtirip onlarý dah aheyecanlý hale getirmesi ve bu nedenle daha fazla ses çýkarmasý muhtemeldir. Kasýtlý iletiþimin gerçek kanýtý, bir konuþanýn yalnýzca baþkalarýnýn kulak misafiri olup olmadýðý ile dinleyicilerin ilgili bilgilerin farkýnda olup olmadýðýna baðlý olarak sesli davranýþlarýný deðiþtirdiðini göstermesini gerektirir.
Yakýn zamana kadar, primatlarda kasýtlý sesli iletiþim için bu tür kanýtlar zayýftý-örneðin, bebeðin gýdayý gördüðünden daha farkýnda olmadýðý zaman, makaklý annelerin bebeklerini yiyecek hakkýnda çaðýrma olasýlýðý daha yüksek deðildir. Ancak soru bir maymunla doðrudan test edilmemiþti.
Bu, Crockford, Max Planck Enstitüsü primatologu Roman Wittig ve meslektaþlarý tarafýndan gerçekleþtirilen 2012 yýlan araþtýrmasýna geri döndürür.
Araþtýrmacýlar yakýnlarýndayken, sahte yýlanýn yerini bulmak için iki veya daha fazla þimenin bulunmasýný beklediler, kimin fark ettiðini ve kimi görmediðini gördüler. Öldürmeyi fark eden þempanzelerin, diðer þempanzeler tehdidi kaçýrmasý durumunda “hoo” çaðrýsý yapmalarýnýn anlamlý derecede yüksek olduðunu bulmuþlardýr. Muhtemelen dinleyicilerin veya dinleyicilerin önceki çaðrýlarýn tehdidinin varlýðýný çýkardýklarýný varsayarak, bölgede daha önce uzak bir þempanze “kuyruklarý” duymuþ olsalar aramak olasýlýðý daha azdý. Görünüþe göre, arayanlar kasýtlý olarak dinleyicileri potansiyel tehlike konusunda bilgilendirmeye çalýþýyorlar. Ayrýca þempanzeler, güçlü bir toplumsal baða sahip olduklarý dinleyicilere daha fazla çaðrý yaptý; yakýn arkadaþlarýnýn veya yakýnlarýnýn tehdidin farkýnda olmasýný saðlamak için daha fazla motive olmuþ görünüyorlar.
Ayak kolunun yükseltilmesi veya ayaðýnýn kesilmesi gibi þempanze hareketleri, önceden bilinçli olarak kullanýlmak üzere düþünülmüþtü (örneðin, bir baþkasýnýn dikkatini çekmek için). Ancak, engerek çalýþmasý bir seslendirme konusundaki niyetli olduðunun ilk güçlü kanýtýný saðlamýþtýr. Dolayýsýyla bu çalýþma Seyfarth ve Cheney’den övgü alan, geleneksel anti niyetli görüþe destek veren, büyük bir sýçrama yaptý. Sonra Slocombe ve meslektaþlarý fikri daha da ileri götürdü.
Slocombe ve arkadaþlarý, Hollanda’daki Utrecht Üniversitesi’nden bir ekolojist olan Anne Marijke Schel’in kurþun yazarý da dahil olmak üzere 2013’teki takip çalýþmasýnda þempanzeleri bir model yýlanla sunarak yol boyunca yürüdüklerine þaþýrdýlar. Bu deneyde, araþtýrmacýlar þempanzelerin davranýþlarýný daha derinlemesine inceledi. “Sýzlanan” bir þempanze, eþinin yýlan arasýnda seyirciye bakýp eþinin görüp görmediðini kontrol eder ve ortak potansiyel tehlikenin farkýna varýrlar. Bu henüz bilinçlilik için daha fazla kanýttý.
Crockford, bu araþtýrma hattýnýn bitmediðini söylüyor; çalýþmalarýn çoðaltýlmasý ve onlarý saðlamlaþtýrmak için farklý koþullar altýnda test edilmesi gerekiyor. “Sonuçlarý tekrarlamak iyi bilimsel uygulamalarýn temelini oluþturuyor. Yapýlmasý gereken daha çok iþ var “dedi. Ekibi zaten diðer primat türlerini ayný þekilde test etmeye baþladý.
Bazý primat seslendirmelerinde güçlü niyet ve anlamlýlýk kanýtý olduðu açýkken, kilit soru þudur: Ýlkellerin, insan dili içerisinde mevcut karmaþýk dilbilgisi ve sözdizimi sistemleri gibi bir þeyi var mý?
Bazý primat türleri temel bir dilbilgisi gösterir: Campbell’in maymunlarý (Diana maymunlarýyla yakýndan alakalý bir tür), alarm çaðrýlarýnýn aciliyet ve özgüllüðünü, ayrý aramalarla birleþtirerek veya bir sonek ekleyerek deðiþtirebilir. Bu türde “krak” leopar, “patlama” dallarýn düþmesi gibi rahatsýzlýklar içindir; “Boom-boom-krak” uzak bir leopar anlamýna gelir (derhal kaçmasý gerekmez, göz kulak olunur) ve “krak-oo” genel bir uyarý çaðrýsýdýr. Fakat bu, insan dilinin karmaþýklýðýna hiçbir yerde yoktur.
Kuyruksuz maymunlar kuyruklu maymunlardan daha akýllýdýr ve iletiþimleri daha akýþkan olma eðilimindedir; örneðin birçok farklý baðlamda ayný seslendirme kullanýrlar. Bu maymunlarý çalýþma konularý ilginç kýlar, ancak ayný zamanda araþtýrmacýlarýn seslendirme önemlerini belirlemek daha zor olduðu anlamýna gelir.
Tutsak olan bazý maymunlar iþaret dili veya leksigram adý verilen basýlý semboller kullanarak iletiþim kurmak üzere eðitilmiþtir. En etkileyici örnek lowa daki Des Moines’de bulunan Ýpek Bilim ve Koruma Giriþimi yaþayan bonobo Kanzi’dir. Kanzi lejigramlarý büyük bir tahtaya iþaret ederek, Sue Savage-Rumbaugh tarafýndan eðitilerek ve lezigram eðitimli evlat edinen annesi Matata’yý izleyerek iletiþim kurmayý öðrendi. Kanzi ayrýca bazý sözlü Ýngilizceyi anlar ve daha önce birlikte “Perrier su” ve “jöle” kelimesine maruz kalmadan “Periyodan suya jöle yapýþtýrýnmý?” Gibi oldukça karmaþýk taleplerde bulunabilir.
Bazý araþtýrmacýlar, Kanzi gibi dil eðitilmiþ maymunlarýn, insanlarla bilgi alýþveriþinde bulunmak için gerçek bir arzudan ziyade tamamen ödüller tarafýndan motive edildiðini savunuyorlar (sadece Kanzi’nin iletiþimindeki küçük bir azýnlýk yorum – en çok bir þey, genellikle toplumsal oyun talebi) maymunlar dilin iletiþimsel doðasýný anlarlar mýdýr. Her iki durumda da, Kanzi’nin dil üretimi ortalama bir insana kýyasla palecek. Dil eðitilmiþ diðer maymunlar gibi, sadece birkaç simgeden oluþan “cümleler” üretiyor: “Gýdýklamak ya da top oynamak ister misiniz?” Mesajý vermek yerine, “gýdýklamak topu” gibi bir þey ifade edebilir. Ve Kanzi bunlarý üretir. Sembolleri görünüþte rastgele bir sýrayla. Bir insan deneycisinin söylediði cümleleri duyduðunda “suyu jöle içine dökün” ve “jöle suyun içine dökün” arasýndaki farký anlasa da, kendi sözlüðünde sözcük sýrasýnýn önemini kavrayamaz gibi görünüyor kullanýmý.
Fakat maymunlar, sözdizimsel kurallarý öðrenme yeteneðinden yoksundurlar ya da insan dili için kesilmediði için mi? Gibbon þarkýsý, maymun doðal iletiþim sisteminde sözdizimi örneði saðlayabilir. Gibbons (maymun evrim aðacýnýn tabanýndaki küçük Güneydoðu Asya aðacý koþucularý) “þarký unsurlarý” adý verilen hecelerden karmaþýk “þarkýlar” üretirler. Birçok maymun potansiyel yýrtýcýlar hakkýnda tek bir heceli arama ile bilgi aktarýrken, gibbons bunu þarký unsurlarýný dizilere dizerek yapar. Gibbon þarkýsýnda, insan dilinde olduðu gibi, tek bir hece çok fazla anlam iletmek için yeterli deðildir; bu hecelerin birbirine baðlanma biçiminden kaynaklanýr. Þu anda, ne kadar kompleks veya basit türde bir þarký var gerçekten hiçbir fikrim yok, ancak bunun insan dili gibi bir þey olduðunu varsaymamýz için hiçbir sebep yok.
Belki de insan dilini ayýran bizim dilbilgisi ve sözdizim sistemlerimizdir. Fakat bizi benzersiz kýlan ilk özellikler bu deðil. Ýnsanlýk dýþý primatlarýn sýnýrlý iletiþim yetenekleri ile ilgili varsayýmlar defalarca devrildi. Slocombe’nin belirttiði gibi, “kanýt bulunmamasý, yeteneksizlik anlamýna gelmez”, çünkü çalýþmalar, karmaþýk primat gramerlerinin ortaya çýkmadýðý anlamýna gelmediði anlamýna gelmez. Primatlarýn kendi arasýnda iletiþim kurduklarý sýrada keþfedilecek ip uçlarýný kim biliyor –özellikle maymunlarda sesli iletiþim hala iyi anlaþýlmamýþken.
Çeviren: Uður Baþdaþ
Kaynak: sapiens-www.evrimselantropoloji.org
Bu yazý hakkýnda yorum bulunamamýþtýr. Ýlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >