Arþiv

Çocuk Kitaplarýmýz

Sare

Strabon

Blog

Aðu7

Prof. Dr. Mehmet Özdoðan Röportajý: Aþaðý Pýnar ve Neolitik Dönem...

Yazar:  Tarih: 7 Aðustos 2017

Ýnsanlýðýn en büyük devrimlerinden biri olarak görülen Neolitik dönem ve 25 yýldýr kazýlarýn sürdüðü Aþaðý Pýnar Höyüðü hakkýnda merak ettiklerimizi Prof. Dr. Mehmet Özdoðan’a sorduk.

1963 yýlýnda Ýstanbul Üniversitesi Prehistorya Anabilim Dalýnda baþladýðý arkeoloji kariyeri boyunca, Çayönü, Yarýmburgaz Maðarasý, Toptepe, Hoca Çeþme, Mezraa Teleilat ve Kanlýgeçit gibi yerleþimlerde arkeolojik kazýlar gerçekleþtiren ve çok sayýda  yüzey araþtýrmasý yapan Prof. Dr. Mehmet Özdoðan, dünyanýn önde gelen arkeologlarýndan biri. Üyelikleri ve ödülleri arasýnda Amerikan Bilimler Akademisi Üyeliði ve Ýtalyan Devlet “Cavliere” Niþaný da bulunan Özdoðan, uluslararasý nitelikteki pek çok makalenin yaný sýra Türk Arkeolojisinin Sorunlarý ve Koruma Politikalarý, 50 Soruda Arkeoloji, Arkeolojinin Politikasý ve Politik Bir Araç olarak Arkeoloji gibi kitaplarýn da yazarý. Özdoðan ayrýca 25 yýldýr devam etmekte olan Aþaðý Pýnar Höyüðü kazýlarýný yürütüyor.

Neolitik nedir? Neyi temsil ediyor?

Neolitik tanýmý ilk baþta tamamen teknolojiden çýkan bir kavram. Avrupa’da çok kazý yapýlýyor, özellikle de endüstri devrimi sýrasýnda çok kazý var. Bu kazýlar sýrasýnda geç dönemler kolay çýkýyor. Yunan ve Roma kaynaklarýyla karþýlaþtýrarak anlaþýlabiliyor. Ama bundan eski dönemler nasýl tarihlenir, bunlarýn tarihleri nedir sorusunun yanýtý çok zor bulunuyor. Herkesin bildiði gibi 1800’lerin baþýnda Thompson, Danimarka müzesinde teþhiri hazýrlarken teknolojiden yola çýkarak Taþ Devri, Bakýr Devri, Demir Devri gibi bölümlere ayýrýyor. Tamamen teknoloji çýkýþlý. Bu görüþ bir süre tartýþýldýktan sonra genel kabul görüyor. Zaten o sýrada Paleolitik dönemi temsil eden kazýlar da iyi kötü baþlamýþ durumda. Daha sonra Taþ devrinin çok uzun bir dönem ve kendi içinde aþamalarý olduðu anlaþýlýyor. Taþlarýn yongalanarak çýktýðý dönem, bir de yongalanmadan kullanýldýðý bir dönem gibi. Bunun üzerine Cilalý Taþ Devri adý altýnda yeni bir isimlendirme yapýlýyor. Bu da tamamen teknoloji çýkýþlý bir ayrým, o dönemki yaþamla bir ilgisi yok. Daha sonrasýnda küçük aletlerin görüldüðü Mezolitik dönem adlandýrýlýyor.

Ne zamanki “Niye böyle deðiþiklikler oldu?” diye sorulmaya baþladýðý andan itibaren cilalý taþlarýn, yani sürtme taþ aletlerin tarýmla birlikte olduðu, ondan önceki dönemde tarým olmadýðý ve yeni bir beslenme alýþkanlýðýný temsil ettiði anlaþýlýyor.

Yerleþik hayat da dahil mi bu tanýmlamaya?

Bu dönemde yerleþiklik kavramý çok oturmuþ deðil. Bu tamamen buluntulardan giden bir arkeolojinin olduðu dönem, yani 1800’lerden bahsediyorum. Sorularýn evrimiyle Neolitik tanýmý deðiþmeye baþlýyor. Ne zaman ki Yeni Taþ Devrinde tarým var, Eski Taþ devrinde ve Orta Taþ devrinde tarým yok bilgisine ulaþýlýnca, o zaman senin sorduðun; tarým için ne gerekir: yerleþik yaþam gerekir. Yani beslenme modeli de yavaþ yavaþ bu tanýma girmeye baþlýyor. Tarým ile Yeni Taþ devri yani Neolitik özdeþleþince, o zaman temel soru; tarým nerede ve niye baþladý oldu. Ýnsanlar niye, nerede ve nasýl tarýma geçtiler? Dolayýsýyla yanýtlar da çeþitlenmeye baþladý. Birçok görüþ ortaya atýldý. Bunlardan en yaygýný Gordon Childe’ýn belli bir coðrafi ortama baðlý getirdiði önerileri. Baþka öneriler de var fakat en kabul göreni Gordon Childe’ýn ekonomiyle, yaþamla Neolitiði birleþtirme kavramýný getirmesi.

Körtik Tepe buluntularý. F: Körtik Tepe kazý arþivi.

O sýrada elde veri çok az. Neolitik dönem kazýsý yok. Gordon Childe, insanlar tarýma niye geçerler, tarýmýn esasý buðday, arpa, darý gibi þeyler. Bunlarýn toplanmasý, besin elde edilmesi kolay þeyler deðil. Bu sistem oturuncaya kadar çok zor bir olay. Gordon Childe, bu yüzden tarýmýn vahalarda, akarsu boylarýnda olabileceði gibi deðiþik kuramlar ileri sürüyor.

Size göre insanlarýn tarýma geçiþinin nedeni ne olabilir?

Tarým, dünyanýn farklý yerlerinde farklý þekillerde baþlýyor. Ýnsanlar bulunduðu çevrede, bulunduðu ortamda ne varsa deðerlendirir. En azýndan Güneydoðu için söylüyorum; Körtik Tepe, Göbekli Tepe, Gusir Höyük, Nevali Çori, Çayönü gibi ilk yerleþmelere bakarsan, çok bol yemek olduðu için yerleþtiklerini görüyoruz. Fakat tarým ve hayvancýlýk yapmýyorlar, avcýlýk ve toplayýcýlýk devam ediyor. Çevrede yiyecek bolsa niye göçsün? Fakat bunlarýn bulunduðu çevrede yabani olarak buðday var, arpa var, mercimekgiller var. Bunlarý yavaþ yavaþ çeþni gibi deðerlendirmeye baþlýyorlar.

Bugün mesela Anadolu’daki geleneksel köylere baktýðýn zaman, kadýnlar ýsýrgan otu çýktý deyip toplayýp gelirler, mantar çýktý deyip toplayýp gelirler. O dönemde de büyük olasýlýkla bunlarý topluyorlardý. Toplamaya baþladýktan bir süre sonra bunlarýn diðer besinlere göre avantajýný, çünkü ilk baþta çok zor olmasýna raðmen, getirdiði bir takým avantajlar var. Bu avantajlarý anlamaya baþlayanlarla birlikte daha fazla toplamaya baþlýyorlar. Daha fazla topladýkça ekmeye baþlýyorlar. Ekmeye baþladýkça, bir zaman sonra ana beslenme ona geçiyor.

Bereketli Hilal. F: Simone Riehl

Antropolog Jared Diamond, insanlýk tarihindeki en büyük hatanýn tarýma geçiþ olduðunu söylüyor. Siz bu konuda ne düþünüyorsunuz?

Bence insanlýk tarihindeki en büyük hata aðaçtan inmesidir. Aðaçtan inmememiz lazýmdý, temel hata bu. Ýnmeseydik bunlarýn hiçbiri olmazdý. Ateþin keþfi ikinci büyük hata bence. Tüm dünyayý yakýp yýkmanýn gücüne kavuþtuk bu sayede. Eðer hatadan gidersen, daha büyük hata endüstri devrimi. Endüstri devriminden daha vahim bir hatayý çok zor yaparsýn. Neolitik, bunlarýn yanýnda çok masum kalýr.

Geçtiðimiz gün bir sunumunuzda Göbekli Tepe gibi büyük tapýnaklarda hep erkek figürlerinin olduðunu, fakat daha lokal yerleþmelerde kadýn figürlerinin olduðunu söylediniz.

Evet ama bu durum, Güney Levant veya Çin Neolitiði gibi bizim bölgenin dýþýnda söyleyebileceðimiz bir þey deðil. Bizim bölgemiz dediðimiz zaman tanýmýný iyi koymak lazým; Güneydoðu Anadolu, Kuzey Suriye ve Kuzey Irak ve Batý Ýran’dan bahsediyorum. Bizim bölgemizde tuhaf bir þekilde kült yapýlarý ve tapýnak yapýlarýnda mutlaka ana figür erkektir ve fallus sembolizmi vardýr. Toplumda ise hep kadýn figürünü görüyoruz. Kadýn figürünün görülmesi aslýnda daha normal çünkü kadýn figürleri Üst Paleolitik dönemlerde de var, erkek figürü yok. Nerden erkek figürü tapýnak ve kült alanlarýna monte oldu, bunu bilmiyorum. Fakat kesin bir þey varsa, bir erkek kiþi kavramý Neolitik yerleþmelerle birlikte bizim bölgemizde gözüküyor. Toplumun büyük kalabalýðýyla, evlerle, ruhban sýnýfý arasýnda bir ikilem var. Batýya doðru göç eden de hep çiftçilerdir. Kadýn figürlerini de yanlarýnda götürüyorlar.

Göbekli Tepe’den insan figürleri. F: Klaus Schmidt, Göbekli Tepe Arþivi, DAI.

Ýnsanýn ilk ortaya çýkýþý, bilinen en eski aletlerin bulunmasýyla birlikte 3.4 milyon yýl öncesine çekildi. Fakat sadece 10.000 yýldýr tarým yaparak ve yerleþik olarak yaþýyoruz. Sizce bu yaþam tarzýna ayak uydurabildik mi?

Ýnsanlar ve toplumun hafýzasý çok zayýftýr. Çok hýzlý olarak, hep böyle yaþadýk zanneder. Þöyle örnekler veriyim; mesela Anadolu’nun bazý bölgelerinde, Elazýð bölgesinde çalýþýrken ilk gittiðimizde þeker pancarýný kimse tanýmýyordu. 1968 yýlýnda þeker pancarý yoktu. 1969 yýlýnda devlet o bölgeyi þeker pancarýna teþvik etti. 1971 yýlýnda yemeklerin büyük bir kýsmý þeker pancarýndan yapýlýyordu. 1972 yýlýnda birine sorduðum zaman; “Biz sülalece nesillerdir þeker pancarý eker ve yeriz.” demiþlerdi.

Köyde yaþamýþ geleneksel Türk kadýný kýsadýr, topludur, bacaklarý iridir. Þu andaki Türk gençlerine bak, uzun boyludur ve sipsivridir. Þu olaya çok þaþýrmýþtým. Berlin duvarý kalkmýþtý, Almanya’nýn birleþmesinin ilk aþamalarýnda izinle çýkmaya baþladý Doðu Almanlar gezmeye. Kapýda durdum seyrediyorum. Benim bildiðim diðer taraftan, Almanlardan farklý bir ýrk çýkýyordu sanki. Topu topu 50 sene yaþamýþlar. suratlarýndaki ifade, fiziki görünüþleri bile farklýydý. Yaþamýn modülleri insanlarý çok kýsa bir sürede etkiliyor.

Çatalhöyük’ten bir kadýn figürini. F: Jason Quinlan

Bir örnek daha vereyim sana, bu beni çok etkileyen bir örnektir. Biz 1968’den 1975’e kadar Keban kurtarma kazýlarýnda çalýþtýk. Fýrat Nehri’nde bir tane balýkçý vardý. Balýk tutardý, satardý. Baraj geldi, göl doldu. Köylerin baðlantýsý kesildi. Rize’den bir taka getirdiler, ona bir jip vitesi taktýlar vs. 2004 yýlýnda, su seviyesi çok düþmüþ barajýn ve höyüklerin bir kýsmý ortaya çýkmýþ. Necmi’yle (Karul) biz gezmeye çýktýk. Tülin Tepe’nin olduðu yerde, yani tam kýyýda bir sürü de gemi (taka) duruyordu. Bir tanesini kiraladýk. Senin gibi bir genç bizi gezdiriyor. “Bu gemiler nerden geliyor?” dedim. “Biz yaparýz.” dedi. “Burda gemi mi yapýlýyor ki?” dedim. “Benim yedi ceddim gemiciydi.” dedi ve inanarak söyledi. 70’lerden beri 30 sene geçmiþ sadece. Bugün mesela cep telefonunun olmadýðý dönemi anlatýnca herkese sanki Paleolitik devri anlatýyorum gibi geliyor. Dolayýsýyla insanlar için adaptasyon çok kolaydýr.

Biraz da Neolitiðin yayýlýmýndan bahseder misiniz?

Üst Paleolitik’ten itibaren, Anadolu’da geleneksel çerçi dediðimiz, dolaþan gezgin panayýrlar gibi mal aktarýmý var. Bir þeylerin aktarýmý daima böyle olmuþtur. Ama Neolitiðin yayýlýmýnda, biliyoruz ki bir göç var. Yani toplumsal hareket var. Resmen köylüler, yani çiftçiler göç ediyor. Bir toplumun bir yerden bir yere göç etmesi için, çok kötü koþullar ya da felaket olmasý gerekmez. Hiçbir felaketle kimse göçmez. Dünya tarihine bak, felaketle kimse göçmez. Ama “Öbür taraf çok daha iyi, gidin orda güzel bir hayat var.” dendiði anda, toplum buna inanýrsa göçüyor. Göçtüðü zaman da okyanusta duruyor. Yani göç duygusu girdiði anda insanlarý tutamýyorsun.

Büyük bir olasýlýkla, bu tüccarlardan Ege’yi vs duydular. Doðu ve Güneydoðu’da iklim bozulmasý da vardý. Denizden de bir yayýlým var biliyoruz ki. Çiftçiler hareketlendiler. Bu çiftçiler giderken yanlarýnda tarýma aldýklarý buðdayý, arpayý, tohumlarý götürdüler. Evcil hayvanlarý götürdüler ve son derece hýzlý bir þekilde gittiler. Nereye kadar gidiyorlar? Okyanus’ta Ýngiltere’ye kadar gidiyorlar.

Tarýmýn baþladýðý Bereketli Hilal dediðimiz bölgeden Ýngiltere’ye kadar durmayan bir göç var yani?

Ýngiltere’ye kadar, 1000 yýldan kýsa bir sürede gidiyorlar. Türkler Anadolu’ya Malazgirt’ten evvel, Anadolu’da iþ var, çalýþçak yer var diye geliyordu. Paralý asker olarak, iþçi olarak, çiftçi olarak geliyorlardý. Bugün Almanya’ya giden, Avrupa’ya giden Türk sayýsýný düþün. “Oradaki yaþam iyidir.” diye bir haber geldiði anda insanlar gidiyorlar.

O halde mesela þu anki Suriyelilerin göçünü nasýl yorumluyorsunuz? Felaket sayýlmaz mý göçlerinin nedeni?

Felaket sayýlmaz çünkü onlara “Gel” diyen, “Gelirsen iyi hayat verilecek.” diyen var. Bunu biliyorlar. Bundan evvelki savaþlara bak, kimse göç etmemiþ. Çok kötü olaylarýn yaþandýðý, Afganistan’da, Ýran’da yaþanmýþ olaylar var ama insanlar gitmemiþ. Ýnsanlar, o tarafta daha iyi bir yaþam verileceðinin hissini aldýðý anda gidiyorlar.

Prof. Dr. Mehmet Özdoðan

25 yýldýr Kýrklareli’ndeki Aþaðý Pýnar höyüðünde kazý yapýyorsunuz. Bereketli Hilal’den Ýngiltere’ye kadar olan bu Neolitik göçte Aþaðý Pýnar’ýn yeri ve önemi nedir?

Aþaðý Pýnar tam bir temas noktasý. Anadolu ile Avrupa’nýn karadan deðdiði nokta. Her þey Aþaðý Pýnar’dan gitmiyor tabii. Ege denizinden baþka yollardan giden var, Akdeniz’den giden var, Kafkaslardan dolaþýp giden var… Ama ana kollardan biri buradan gidiyor. Biz o yolun üzerindeyiz. Aþaðý Pýnar buradaki tek nokta deðil. Trakya’dan geçenleri anlamamýzý saðlayacak yerlerden biri.

Buranýn önemi þu; insanlar Anadolu’da yarý kurak bölgeden geliyorlar. Bütün Neolitiðin kurgusu, yarý kurak bölgenin mimari yaþamýna göredir. Arada ormanlýk bölgelerden geçiyorlar ama buraya kurulduktan sonra ormanlarýn olduðu, daha farklý bir coðrafyaya göre dönüþüm geçiriyorlar. Yeni bir þey burada geliþmiyor. Anadolu’dan getirdiði malzeme, getirdiði kültür ve sosyal hafýzasýyla olanlar burda var. Fakat burada doðal çevreden yararlanma þekli bölgeye uyduðu için; mesela burada uzun yapýlar, uzun ahþap ivmeli yapýlar geliþiyor ve bütün Ýngiltere’ye kadar o gidiyor. Aþaðý Pýnar’daki en eski tabakaya baktýðýmýzda, büyük dörtgen yapýlar, kýrma çatýlý yapýlar… Anadolu’da kerpiçle olaný, burda ahþap ve sývayla halletmeye çalýþmýþlar. En geç tabakalara baktýðýmýzda ivmeli yapýlarý görüyoruz. Malzeme ve doðal çevre, insanlarý burada buna zorluyordu. Fazla yaðýþ ve karýn olduðu bölge, büyük aðaçlarýn çok bol miktarda olduðu orman bölgesi, kerpiçin yerini ahþap kütüklerden yapýlan en pratik eve dönüþtürüyor.

Bizim ivmeli yapýlar dediðimiz þey, Orta Avrupa’da “uzun yapýlar” denilen þeydir. Onun için biz mesela sergi birimlerinde uzun evlerin kopyasý, yani Aþaðý Pýnar’ýn belli bir tabakasýnýn deðil, uzun ev kavramýnýn kopyasý olan samanlýklarla yaptýk. O bakýmdan Aþaðý Pýnar’ý, Anadolu’nun bir taþrasý ya da Avrupa’ya giden Neolitiðin yeni bir çekirdeði olarak düþünmek lazým. Çünkü burada dönüþüm görüyoruz, bu çok ilginç.

Aþaðý Pýnar figürinleri. F: Aþaðý Pýnar kazý arþivi

Aþaðý Pýnar’da hiç mezar bulunmamasýnýn nedeni ne olabilir?

Çekirdek bölgede, çanak çömleksiz neolitik dönemde ölüler yerleþme içine gömülür. Ama sonuna doðru, ölüler için ayrý þehirler yapmaya baþladýlar, ölüler kenti, nekropol. Batýya gelen gruplarýn bir kýsmý, ölülerin evlerin içinde olmadýðý, yani ölülerin farklý bir yere gömüldüðü gelenekten geliyorlar. Orta Anadolu’dan, mesela Çatalhöyük’ten gelen grup ise hâlâ ayný geleneði sürdürüyor. Çatalhöyük’ten gelen grup, Göller yöresinden, Sakarya’dan Doðu Marmara’ya çýkan gruptur: Fikirtepe, Pendik, Ilýpýnar, Barcýn Höyük, Yenikapý gibi… Bu gibi yerleþimlerde ölüler yerleþmenin içinde ya da hemen dibindedir. Özellikle Akdeniz kýyýsýndan batýya giden grupta ise, ayný Aþaðý Pýnar’da olduðu gibi hiçbirinde mezar yoktur.

Bu gelenekte ölüleri baþka bir yere koyuyorlardý. Bunun ipucunu veren, Bulgaristan’da yeni yapýlan bir kurtarma kazýsý var. Aþaðý Pýnar ile çaðdaþ olan bu yerleþmede  yaklaþýk 200 metrelik büyük bir hendek var. Bu hendeðin en son bittiði yerdeki 20 metrelik kýsmýnda 15 tane mezar bulundu. Aþaðý Pýnar’daki hendekte ise þimdiye kadar 12 tane insan kemiði parçasý bulundu. Hendeðin özel bir yeri olduðu düþünülüyor ve muhtemelen ölüler ile hendek arasýnda bir baðlantý vardý.

Aþaðý Pýnar kazýlarý genel görünüm. F: Aþaðý Pýnar kazý arþivi

Son olarak Aþaðý Pýnar’da hâlâ yapým aþamasýnda olan açýk hava müzesini biraz anlatýr mýsýnýz? Ne zaman bitmesi planlanýyor?

Açýk hava müzesi kavramý bizle geliþen bir þey deðil. Bildiðin gibi 1880’lerde itibaren baþlýyor ve Avrupa’da çok yaygýnlaþýyor. Bizim ülkemizde ise, büyük ören yerleri yani kendini gösteren arkeolojik yerleþmelerle beraber, ki bunun iyi örneklerinden biri Karatepe’dir. Avrupa’da prehistorik mimarinin korunmasý zor ve gelen ziyaretçinin bir þey anlamasýnýn zor olduðu için modelleme ile çok farklý konseptlerde açýk hava müzeleri yapýlýyor. Kimi mesela daha çok köy mimarisi, günlük yaþam, kimi deneysel arkeoloji, kimi doðal çevre gibi.

Maalesef Türkiye’de biz baþlayýncaya kadar, ilk Çayönü’nde denemeye baþlamýþtýk ve kurguyu oturtmuþtuk fakat sonra yarým kaldý o proje. Buna benzer proje baya arttý artýk. Aþaðý Pýnar’da, o dönemin doðal çevresi, günlük yaþamý, köy yaþantýsý, bir prehistorik köy, deneysel arkeoloji, geleneksel yaþam gibi farklý üniteleri bir araya getiren bir proje yapmaya çalýþtýðýmýz. Kurgu tuttu, çünkü bizden sonra Türkiye’de yaklaþýk 11-12 tane açýk hava müzesi yapýmý baþladý. Bizden daha hýzlý gittiler ama en azýndan bu kavram Türkiye’de tuttuðu için beni çok mutlu etti.

Prof. Dr. Mehmet Özdoðan

Aþaðý Pýnar’daki açýk hava müzesi projesi maddi olanaksýzlýklar, yani parasýzlýktan bitmiyor ama her sene en azýndan fikren bir þeyler daha geliþtiriyoruz. Pes etmiþ deðiliz ve daha da geliþtiriyoruz. Para bulundukça da parça parça yapýmýna devam ediliyor. Ama Türkiye’de olmasý gerekip de, þimdiye kadar olmayan bir modeli Aþaðý Pýnar’da yapýyoruz.

Aþaðý Pýnar Açýk Hava Müzesi bittiðinde içinde ne gibi birimler olacak?

Þu anda bitirdiðimiz birimlerden bir tanesi tanýtým birimleri. Trakya’nýn geleneksel mimarisi olan fakat köylerde yerinde korunamayan, prehistorik açýdan Ýngiltere’ye kadar giden uzun ahþap evlerin örneðini burada sergiliyoruz. Ýkinci olarak, doðal çevre ortamý. Trakya’da Neolitik dönemdeki farklý coðrafya ortamlarý, bugün olmayan fakat o dönemde bu bölgede yaþamýþ hayvanlarýn maketlerinin bulunduðu bir doðal ortam. Diðer birim olarak bir zaman tüneli düþünüyoruz. Hem Trakya’nýn jeolojik ve deniz çýkmasýndan, Erken Cumhuriyet dönemine kadar olan geniþ bir zaman aralýðýný kapsayacak. Bunun içinde Neolitik, Tunç Çaðý, Roma dönemi gibi hepsini içine alacak.

Aþaðý Pýnar dal evler. F: Aþaðý Pýnar kazý arþivi

Aþaðý Pýnar’ýn en ilginç kültür katý olan 6. tabaka evlerini, tamamen yerinde ve birebir ayaða kaldýrmak ve Neolitik bir köyü sergilemek istiyoruz. Bir diðer birim, eðitim alaný dediðimiz alan. Çocuklarýn ve mimarlýk, arkeoloji öðrencilerinin çizim, mimari, kazý vs öðrenebileceði bir eðitim alaný olacak. Geleneksel tarým ve geleneksel zanaat alaný olacak. Çünkü Aþaðý Pýnar tarýmla baðlantýlý. Bugün artýk endüstriyel tarým öncesi hafýzalardan silinmek üzere. Ayrýca bunlarýn yanýnda da, eðer gücümüz yeterse Aþaðý Pýnar kazýsýnýn tabakalanmasý ve mimarisini anlatan bir sergi alaný olacak. Bir de Tunç çaðý yerleþmesi olan Kanlýgeçit’te, bir ilk tunç çaðý çekirdek yerleþmesinin sergilenmesini düþünüyoruz.

www.arkeofili.com

Bu yazý hakkýnda yorum bulunamamýþtýr. Ýlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazýya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayýr* Her defasýnda yeniden girmemeniz için