Blog

Haz18

Roma Cumhuriyeti’nin Son Savunucusu Cicero Kimdi?

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Antik RomaCicerocumhuriyetimparatorluk Julius CaesarOctavian



Roma Cumhuriyeti’nin Son Savunucusu Cicero Kimdi?

Yazar: Özlem Acımaz on 18 Haziran 2020
 

MÖ 43 yılında Mark Antony, eşsiz konuşma gücüyle ünlü Cicero’yu öldürdü ve Roma İmparatorluğu’nun başlangıcına öncülük etti.

Cicero: avukat, devlet adamı, filozof. C: Wikipedia

MS 2. yüzyılda tarihçi Appian Roma Cumhuriyeti’nin tamamen çöktüğü o anı canlı bir şekilde yansıtıyor: Büyük konuşmacı Marcus Tullius Cicero’nun düşman kuvvetleri tarafından devrildiği an:

“Kargaşadan dışarı doğru eğildi ve umursamadan boynunu sunduğunda başı kesildi. Bu da askerlerin anlamsız zulmünü tatmin etmedi. Antony’e karşı bir şeyler yazarak saldırdığı için ellerini de kestiler. Böylece başı Antony’e getirildi ve onun emriyle, o yıl Antony’e karşı başka hiçbir insan sesinin dillendiremediği şekilde yaptığı etkileyici konuşmalarının hayranlıkla dinlendiği yer olan rostra’ya (konuşmacı kürsüsü) iki elinin arasına konarak yerleştirildi.”

(Roma İmparatorlarının Hiper Gerçekçi Heykelleri Yapıldı)

Cicero’nun Roma ile Napoli arasındaki bir yerde MÖ 7 Aralık 43’teki ölümü imparatorluk dönemini daha da yaklaştırdı.

Cumhuriyet’in Oğlu

Cicero, MÖ 106 yılında, soyadı nohut kelimesinin Latince karşılığı olan cicer’den türemiş varlıklı bir aileye doğdu. Ölümünden yaklaşık bir asır sonra Cicero’yu yazan Yunan tarihçi Plutarch, aileye bu ismin burnunda nohut yarığına benzer oyuğu olan bir atadan geldiğine inanıyordu. Cicero’nun ailesi zengindi; ancak Roma aristokrasisinin soylular sınıfına mensup değildi. Soylular sınıfının altında ve Cumhuriyet’in işçi sınıfı olan pleplerin üstünde yer alan atlı sınıfa (equestrian) mensuptu. Ailesinin güçlü askeri bağlantıları vardı. Fakat Cicero’nun arzuladığı, hükümette kariyer için gerekli olan politik bağlantıları yoktu.

François Perrier’in “Cicero’nun Ölümü” adlı eseri, konuşmacının yaşamını yitirmeden hemen önce Mark Antony’nin iki askeri tarafından yakalandığı anı canlandırıyor. 17. yüzyıl, Bad Hamburg, Staatliche.

Cicero, politik basamakları olabildiğince çabuk tırmanmak için Roma’da ve Yunanistan’da eğitim aldı. Ailesinin yönetici sınıftan (patrici) gelmediğini belirten bir terim olan novus homo (yeni insan) olarak bunu yapacaktı. Çicero hukuk kariyerine başlamadan önce kısa bir süre için orduda görev yaptı. İlk davasını MÖ 81’de aldı ve babasını öldürmekle suçlanan bir adamı başarılı bir şekilde savundu. Böylece kamu yaşamına parlak bir başlangıç yapmış oldu.

(Zalim İmparator Caracalla Kimdi?)

27 yaşındayken zengin bir ailenin kızıyla yaptığı evlilik, ona yükselmek için gerekli olan kaynağı sağladı. MÖ 79’da evlendikten sonra Cicero’nun kariyeri yükselişe geçti ve rütbeleri hızla çıktı. Cumhuriyet’in en yüksek devlet dairesinde MÖ 75’te quaestor, MÖ 66’da praetor, MÖ 63’te ise konsül seçildi. Cicero o zamana dek bu yüksek devlet dairesine ulaşmış en genç kişilerden biriydi.

Konsül ve Komplo

Hakimiyeti elinde bulunduran ve Roma otoritesine sahip konsüller, Cumhuriyet’te yürütme gücüne sahipti. Her biri bir yıl görev yapan iki konsül vardı. Askeri ve siyasi devlet yöneticileri olarak eşit güce sahiptiler. Konsüller orduyu kontrol ediyor, senatoyu yönetiyor ve yasa öneriyorlardı. Aslında kağıt üzerinde senatonun görevi tavsiyede bulunmak ve onay vermekti; ancak söz sahibi ve soylu erkeklerden oluşan yaklaşık 600 kişilik bir heyetti. Bu heyet çok fazla güç ve nüfuz elde etti. Yasama yetkisi ise en önemlisi Comitia Centuriata olmak üzere meclislere aitti. Plepler ise yetkileri yöneticileri seçmek, yasaları çıkarmak, savaş ve barış ilan etmek olan bu mecliste yer alabiliyordu. (Plepler mecliste olsalar da etkileri fazla değildi)

Aynı yıl Cicero, siyasi rakibi Catiline öncülüğünde planlanmış gizli bir ayaklanmayı meydana çıkararak rakibini mağlup etti ve konsüllüğünü sağlama aldı. Bu gizli plan suikastlerden ve şehri ateşe vermekten oluşuyordu. Zamanının en iyi konuşmacısı Cicero, durumu etraflıca değerlendirerek senatodaki dramatik konuşmasıyla Roma’yı Catiline’in hain planı hakkında uyarmaya çalıştı; ama onun sözleri duymazlıktan gelindi. Komplo ortaya çıktıktan sonra Catiline kaçtı. Onun komplocularından ancak beş kişi yakalandı ve Cicero yargılama yapılmaksızın bunların derhal infaz edilmelerini savundu.

Julius Caesar büstü. C: Met Museum

Senatörlerin çoğu, bu noktada Cicero ile anlaştı, ancak büyük bir istisna dışında: Julius Caesar. Cicero adamların hapsedilmelerini destekledi. Fakat önerisi kabul edilmeyip komplocular idam edildi. Catiline daha sonra öldü; ama son çırpınışında adamlarıyla birlikte savaştı. Catiline’in komplosunun engellenmesi, destekçilerinin iftiharla “pater patriae” (vatanın babası) olarak adlandırdığı Cicero için önemli bir nottu.

Hem Julius Caesar hem de hamisi Marcus Licinius Crassus oldukça zengindi ve her biri servetini siyasi kariyerleri boyunca popüler destek elde etmek için kullanmıştı. MÖ 60’da komployu takip eden kaos ortamında Julius Caesar ve Crassus, hükümetin kontrolünü ele geçirmek için Pompey olarak da bilinen General Gnaeus Pompeius Magnus’a katıldılar. Julius Caesar, ilk konsüllüğüne başladığında MÖ 53’te Crassus’un ölümüne kadar 6 yıl sürecek olan ilk “triumvirate”nin (üçlü yönetim) Cumhuriyet’i yöneteceğini duyurdu.

(Kendisini Tanrı İlan Eden İmparator Caligula Kimdi?)

Cicero başlangıçta ‘triumvirate’yi desteklemeyi reddederek Roma’yı terk etti. MÖ 57’de Pompey’in desteğiyle şehre döndü ve Pompey’i Caesar ile olan ittifakını bozması için ikna etmeye çalıştı. Fakat Pompey kabul etmedi. Cicero triumvirate’nin güvenilmez olduğunun farkında olsa da yönetimi gönülsüzce onayladı. Bu üç adamdan her biri diğer iki müttefikini kontrol altında tutarken gücünü artırmak istiyordu. Sonuçta birinci ‘triumvirate’deki hiç kimse Cicero’nun umduğu cumhuriyetin kahramanı olamazdı.

Bu olaylardan bıkmış olan Cicero, birkaç yıl siyasetten ayrıldı. O sırada, MÖ 51’de göreve dönmeden önce, en etkili eserlerinden bazılarını kaleme aldı. Bugün Türkiye’de bulunan o dönemin Kilikya valiliğini kabul etti ve ardından MÖ 50 yılının sonlarında Roma’ya döndü. MÖ 53’te Crassus’un ölümü, kaçınılmaz bir hesaplaşmaya girişen Julius Caesar ve Pompey arasında MÖ 49’da bir iç savaş halinde patlak verecek düşmanlığı artırmıştı.

Cesare Maccari’nin freskinde tasvir edilen Cicero, Roma Senatosu’nda Catilin’in komplosunu kınıyor. Palazzo Madama, Roma.

Cumhuriyet’in Düşüşü

Roma’ya hakim olmak için mücadele eden ne Caesar ne de Pompey, Cicero’yu düşman olarak görmek istemedi. Her ikisi de Cicero’yu kendi yanına çekmeye çalıştı. Ama Cicero, Pompey’in tarafını seçti. Roma iç savaşı 5 yıl sürdü ve Caesar bu savaştan zaferle ayrıldı. MÖ 46’da Caesar “Dictator perpetuo” (ömür boyu diktatör) ilan edildi.

Caesar, Pompey’in tarafını tutmasına rağmen Cicero’yu affetti ve Roma’ya dönmesine izin verdi. Cicero cumhuriyetçi değerleri savunan birçok eser yaratarak yoğun bir yazma dönemine daha girdi. Bu süreçte bir grup komplocu, Caesar’ın ihtirasına karşı daha proaktif bir tutum takınmaya karar verdi. Bu entrikacıların, akıl hocalığını yaptığı Marcus Brutus’un da içlerinde bulunduğu Cicero ile yakın ilişkileri vardı ve planlarını büyük konuşmacıdan gizlemişlerdi.

Cicero, MÖ 44’te Mart ayının ortasında gerçekleşen Caesar’ın suikastinin bir parçası olmadı. Yazdıklarında şiddet olayındaki dehşeti dile getirse de suikastçilerin eylemlerini şu şekilde yazarak destekledi: “Tiranımız suçların en kötüsüne ayrıcalık tanıdığı için ölümü haketti. Burada Roma halkının kralı ve tüm dünyanın efendisi olmak için hırslı bir adam var ve o bunu başardı. Böyle bir hırsın ahlaken doğru olduğunu savunan biri delidir. Çünkü hukukun ve özgürlüğün yok edilmesini meşrulaştırır ve bu değerlerin korkunç ve nefret uyandıran bir şekilde baskı altına alınmasını yüceltilmeye değer sanır.”.

Her ne kadar kendi yapmasa da, şiddet eyleminin gerçekleşmesine Cicero da neden oldu ve “Bütün şerefli adamlar Caesar’ı öldürdü… kimi plansız kimi cesaretsiz, kimi şanssız ama hiçbiri amaçsız değildi.” diyor. Hırslı Caesar’ın ortadan kaldırılmasıyla Roma’nın cumhuriyet yoluna geri dönebileceğinden umutluydu ve cinayetten birkaç gün sonra senatoda suikastçılar için affı savundu.

Antony’nin Yükselişi

Caesar’ın ölümünün ardından Cicero ve Antony Roma’da iki ana güç olarak ayaktaydı. Cicero senatonun desteğini aldı; ancak Antony, Caesar’ın mirasının gücüne sahipti. Antony, statüsünden yararlanmak amacıyla devrik lider için görkemli bir cenaze töreni düzenledi ve cenazedeki coşkulu konuşması kalabalığın duygularını canlandırdı. Böylece kamuoyunda suikastçilere karşı büyük bir öfke oluştu. Hayatı için endişelenen Brutus, Roma’dan ayrıldı. Cicero da şehri terk etti ve görüşüne göre yeterince hızlı davranmayan komplocuların etkili olamamalarına çok üzüldü.

Cicero Cumhuriyet’in yaşamasında oynayacak bir rolü olduğuna inanmıştı. Brutus ve diğer komplocularla yakın siyasi ilişkilerinin davasına zarar vereceğini biliyordu. O yüzden bu etkene karşı koymak için güçlü bir siyasi müttefike ihtiyacı vardı. Sadece, etkili bir kariyere dönüşecek ilk günlerinde olan 18 yaşındaki bir genç aklına geldi.

Lothair Haçı’nın parçası olan bir minyatür, Roma imparatoru olduktan sonra Octavian’ı tasvir ediyor. Yaklaşık olarak MS 1000 yılı , Aachen Katedrali Koleksiyonu.

Bu genç adam, Julius Caesar’ın büyük yeğeni Octavian’dı. Julius Caesar, Octavian’ı vasiyetinde mirasçısı olarak belirtmişti. Octavian, Julius Caesar’ın ölüm haberini Apollonia’dayken (günümüzde Arnavutluk) almıştı ve hemen Roma’ya doğru yola çıktı. Nisan ayında geldi ve Julius Caesar’ın emektar lejyonlarının ve Cicero gibi etkili kişilerin güvenini kazanmaya çalıştı. Cicero’yu Roma’ya dönmeye ikna etti ve bu itibarlı devlet adamı, Octavian kendini tamamiyle ona adadığı için fazlasıyla gururlandı. Octavian ile ittifakın Antony’nin siyasi tutkularını yok etmeye yardımcı olabileceğine ikna oldu. Octavian ise yanına Antony’i alarak emektar iki lejyona kendisinin adaylığını bildirdi ve onların haklarını yineledi. Oysa Cicero fazla iyimser yaklaşarak arkadaşı Atticus’a “Bu delikanlı, Mark Antony’e ağır bir darbe indirdi.” diye yazdı.

Cicero, MÖ 43’te Eylül ayının ilk günlerinden ilkbahara kadar, Senato’yu kendisine kışkırtan Antony’e karşı sert konuşmalar yaptı. Bu 14 konuşma, Atinalı Demosthenes’in MÖ 4. yüzyılda Makedonyalı Philip hakkında verdiği uyarılar dikkate alınarak şekillendiği için Philippic (ağır eleştiri) olarak isimlendirildi. Belki de Catiline’e karşı yaptığı ünlü konuşmaları anımsayan Cicero, Cumhuriyet’in restorasyonunu öne sürüyor, Octavian’ı savunuyor ve Antony’nin zorba olduğunu söylüyordu. Sonunda yeni konsüller, Caesar’ın suikastçilerinden birinin tutunduğu yer olan Mutina’yı (günümüzde bir İtalyan şehri olan Modena) kuşatan Antony’e karşı savaş ilan ettiler.

Antonius’un Saldırısı

Cicero, Philippic olarak isimlendirilen 14 konuşmasında Mark Antony’e karşı bütün hitabet yeteneğini kullanarak saldırdı. Bunlardan ikincisinde Cicero riskleri bilse bile özgürlük için savaşmaya kararlı olduğunu ilan ediyordu.

“Düşün, sana yalvarıyorum, Marcus Antonius, biraz zaman tanı ve Cumhuriyet’i düşün, doğduğun aileyi düşün, birlikte yaşadığın adamları değil. Cumhuriyetle barışık ol. Aynı zamanda nasıl davranacağına karar ver. Bana gelince, ben kendim bunun ne olacağını ilan edeceğim. Genç bir adam olarak cumhuriyeti savundum; şimdi ise yaşlandım diye bunu bırakmayacağım. Catiline’in güçlerini küçük düşürdüm. Eğer şehrin özgürlüğü ölümümle yeniden canlanırsa kendi kişiliğimi neşeyle ortaya çıkaracağım.” dedi.

MÖ 43 Nisan’ında Octavian ve Roma’nın toplanan iki konsülü Gaius Vibius Pansa ve Aulus Hirtius, senato güçlerini Antony’e karşı kışkırttı. Pansa’nın savaşta ölmesinden sonra Antony’e karşı kesin bir zafer elde edebildiler.

Zafer haberleri Roma’ya ulaştığında senatoda çoşkulu bir sevinç yaşandı. Günün adamı Cicero, Capitoline Hill’deki evinden Forum’a zafer alayı ile götürüldü. Orada “rostrum”a çıktı ve Roma halkına coşkulu bir şekilde hitap etti.

Ama Cicero’nun sevinci kısa sürdü. Antony, bir lejyon birliğini kurtarmayı başardı. Octavian, Antony’i takip etmektense kendisi için boş konsüllük talep etmeye karar verdi. Senato, bu talebi geri çevirdiğinde Octavian vakit kaybetmeden, önceden Julius Caesar’ın yaptığı gibi geri dönülmeyecek bir karar alarak lejyonlarıyla Roma üzerine yürüdü. Senatörler karşı koymaktan acizdi ve onun taleplerine boyun eğmek zorunda kaldılar. Sözde kendini korumaya çalışan Octavian, aslında birliklerinin gücünü hukuk kurallarını çiğnemek için kullandığından Cicero ona güvenilemeyeceğini gördü. Tarihçiler, Cicero’nun “Octavian övülmeli, onurlandırılmalı ve uzaklaştırılmalı” diye yazdığını ve bunu Octavian’ın öğrenmesinden sonra ikisi arasındaki ilişkinin bozulduğuna inanıyor.

Bir konuşmacının ölümü

Cumhuriyetçi dava kaybolduğu için yıkılan Cicero, Güney İtalya kırsalında inzivaya çekilmek için Roma’dan ayrıldı. Octavian, Antony ile anlaşıp sonunda onunla ve Lepidus ile ikinci “triumvirate”yi kurarken Cicero oradan çaresiz bir şekilde bunu seyretti. Cicero bunu sadece politik bir gerileme olarak algılamadı, aynı zamanda hayatı için de ciddi bir tehdit  gördü. Triumvirler, yasaklanması ve ölümle cezalandırılması gereken senatörlerin ve diğer yurttaşların uzun bir listesini oluşturdular. Kinci Antony, Octavian istemese de Cicero’nun ismini listeye ekletmeyi başardı.

Cicero her ikisinin de liste başı olduğunu öğrendiğinde erkek kardeşi Quintus ile birlikte Tusculum’daki evindeydi. Hayatlarından endişelendikleri için Makedonya’ya yelken açmak ve Marcus Brutus ile tekrar bir araya gelmek isteyen Cicero ve kardeşi, Astura’daki eve gittiler. Fakat her nasılsa Quintus, yolculuk için ihtiyaçlarını toplama amacıyla geri döndü ve kölelerinin ihanetine uğrayarak birkaç gün sonra oğluyla birlikte öldürüldü.

Cicero şimdiye kadar Astura’da ne yapması gerektiği konusunda korku ve şüpheyle harap olmuştu. Kayıkla yola çıktı; ancak biraz uzaklaştıktan sonra Astura’daki evine geri dönmek için karaya çıkıp Roma’ya doğru yürümeye başlaması herkesi şaşırttı. Oradan Formiae’deki evine denizden gitmek için yola koyuldu. Son hamleyi yaparak Yunanistan’ a gitmeden önce orada dinlenmeyi ve gücünü toplamayı planladı.

Fakat çok telaşlıydı ve artık çok geçti. Antony’nin askerlerinin onu yakalamak üzere olduğunu fark eden Cicero, kaçmayı ümit ettiği Gaeta Limanı’na doğru ormanın arasından yol aldı. Herennius liderliğindeki askerler ve bir zamanlar baba katili olmakla yargılanan ve Cicero tarafından savunulan Popilius, Cicero’nun evini terk edilmiş halde buldu. Philologus adında bir köle ise Cicero’nun hangi yöne gittiğini gösterdi. Onu yakalamakta ve kanlı eylemlerini gerçekleştirmekte hiç zorluk çekmediler.

Antony, Roma’daki herkes ibret alsın diye, kesilen başın ve sağ elin Forum’daki “rostrum”da zafer anısı olarak sergilenmesini emretti. Rostrum, Cicero’nun konuşmalarının kalabalıklar tarafından alkışlandığı kürsüydü. Silahların gücü kelimelerin gücüne galip gelmişti.


National Geographic. 25 Şubat 2019.-www.arkeofili.com

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için