Blog

Eki15

Roma Dönemi’ne Ait Bir Kafatasında Tümör Tespit Edildi

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  HastalıkSima De MarcenejasTümör



Roma Dönemi’ne Ait Bir Kafatasında Tümör Tespit Edildi

Kafatası, Lastras de Teza’da (Burgos) bulunan Sima de Marcenejas’a yapılan bir mağara gezisi sırasında, mağaracılık gruplarının işbirliği ile keşfedildi.

 

Yaren Şener - www.arkeofili.com

 

İspanya’nın kuzeyindeki Marcenejas Mağarası’nda bulunan bir kafatası üzerinde yapılan incelemede tümöre dair kanıtlar ortaya çıktı.

 

Marcenejas mağarasındaki kafatası. C: Pilar Fernández Colón

Araştırmacılar, Virtual Archaeology Review dergisinde, İber Yarımadası’ndaki kafatasında bulunan Roma dönemine ait bir meningiom (kafatası tümörü) hakkında bir makale yayımladı. Bu kafatasının bulunması, aynı bireydeki kraniyal lezyon belirtileriyle birlikte, eski toplulukların sağlığı hakkında yeni veriler sunuyor.

Kafatası, Lastras de Teza’da (Burgos) bulunan Sima de Marcenejas’a yapılan bir mağara gezisi sırasında, mağaracılık gruplarının işbirliği ile keşfedildi.

Kafatası daha sonra Koruma ve Restorasyon Laboratuvarı ekibi tarafından titiz bir işleme tabi tutuldu. Tüm bu çalışmaların ardından, kafatasının Roma İmparatorluğu’nun son yüzyıllarında yaşamış yetişkin bir erkek bireye ait olduğunu tespit etmek mümkün oldu.

Bu araştırmanın temel amacı, bu kişiyi yaşamı boyunca etkileyen olası hastalıkları anlamaktı. Bunu gerçekleştirmek için, mikro-bilgisayarlı tomografi (Mikro-BT) gibi son teknoloji teknikler kullanıldı. Bu, üç boyutlu bir model oluşturmak ve kafatasının içini ayrıntılı bir şekilde görselleştirmek için yüzlerce X-ışını görüntüsü elde etmeyi mümkün kıldı.

Sanal otopsi

Temel olarak, mikro-bilgisayarlı tomografi, birey üzerine bir tür “sanal otopsi” yapılmasına olanak sağlıyor ve bu, tamamı antemortem (ölümden önce) kökenli olan dört kraniyal lezyonun varlığını ortaya çıkardı. Yani, iyileşme süreçlerine ilişkin izler taşıyan yaralanmalar, bunların birey hayattayken oluştuğunu gösteriyor.

Tespit edilen dört lezyondan üçü kafatasının dışındaydı ve kasıtlı olarak gerçekleştirilen yaralanmalarla uyumlu kanıtlar gösteriyordu. Bunun nedeni, düşme gibi kazaların neden olduğu lezyonlar için tipik olmayan bir şekilde, başın en üst kısmında olmalarıydı.

Üstelik bunlardan iki tanesi, keskin ve künt cisimlerin açtığı yaralarla uyumlu özellikler gösteriyor. Bu durum, bunların bir bireyin yaşamına yönelik şiddet içeren girişimlerin sonucu olduğu ihtimalini kuvvetlendiriyor.

Kafatası içi lezyon

Dördüncü lezyon kafatasının içinde bulunuyordu. Tutunduğu yerdeki kemiğin bir parçasının yok olmasına neden olan dairesel morfolojideki bir çöküntü olarak nitelendiriliyor.

Lezyonun özelliklerini inceledikten ve enfeksiyonlar, metabolik veya genetik hastalıklar ya da neoplazi gibi farklı patolojilerle karşılaştırmalı analizler yaptıktan sonra, bunun muhtemelen kafatası içindeki bir tümör, olası bir meningiom kaynaklı olduğu sonucuna varıldı. Bu meningiom, antik çağlardan beri bu tümörlere ilişkin çok az kaydın bulunduğu bir bölge olan İber Yarımadası’nda bu dönemler için bu durumun ilk vakası olma özelliğini taşıyor.

Makalenin başyazarı Daniel Rodríguez-Iglesias, “Bu bulgunun ilginç yanı, geçmiş toplulukların sağlığına dair bir pencere açmış olması ve bireylerin bu koşullar altında hayatta kalma yetenekleri ve daha sonraki yaşam kaliteleri hakkında temel soruları gündeme getirmesi denebilir.” diyor.


CENIEH. 25 Eylül 2023.

Makale: Rodríguez-Iglesias, D., Pantoja-Pérez, A., Fernández-Colón, P., Pablos, A., Alcaraz-Castaño, M., & Sala, N. (2023).

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için