Blog
Roma’nýn En Zengin Adamý Crassus
Crassus akýl almaz bir zenginliðe sahip olabilirdi, ancak askeri zafere duyduðu açgözlülük Roma Cumhuriyetinin son günlerinde onu hezimete sürüklemiþti.
MÖ 60 yýlýnda, Marcus Licinius Crassus, Roma’nýn en güçlü adamlarýndan biriydi. Þiddetli bir köle isyanýný bastýrmýþ yetenekli bir komutan olan Crassus saygýdeðer bir hatip, efendi ve politikacý olmuþ, diðer görevlerinin yaný sýra iki kez konsüllük yapmýþtý. Kuvvetli idrakini ve acýmasýz karakterini birleþtirerek, Roma’da akýl almaz bir zenginliðin sahibi olmuþtu. Bu miktarda para ve bununla gelen baðlantýlarla, birçok insan mutlu ve memnun olabilirdi, ancak Crassus bu insanlardan biri deðildi.
MÖ 60’da, Roma’yý hâkimiyet altýna alacak politik bir müttefiklik olan sözde Ýlk Triumvirate’yi kurma amacýyla diðer iki adamla güç birliði yaptý. Politikaya yeni adým atan hýrslý kumandan Gaius Julius Caesar (Jül Sezar), Crassus’un destekçilerindendi. Crassus bir dönem Sezar’ýn hamisi olmuþ, sonrasý ikisi müttefik olarak kalmýþtý. Ýttifakýn üçüncü üyesi evvelinde bir rakip ve sonrasýnda ise sýkýntýlý bir dost olan Gnaeus Pompeius Magnus, namý diðer Büyük Pompey’di.
Crassus’un bu iki adamla güç birliði kurma yönünde verdiði karar kafa karýþtýrýcý gözüküyordu. Zengin ve itibarlý olan Crassus, bu üçler erkine hem faydacý hem de duygusal amaçlarla katýlmýþtý. Sezar ve Pompey’le kurduðu bu ittifak ekonomik çýkarlarýna uygun kanunlar çýkarmasýna yardým etmekle kalmamýþ ayný zamanda bir asker olarak hünerini sergilemesini ve bir general olarak derin bir sevgi ve saygý kazanmasýný saðlamýþtý. Tüm bunlar Crassus’un hayatýna mal olacak ve Roma’yý iç savaþa sürükleyecek arzulardý.
Soylu ama mütevazý
MÖ 115 dolaylarýnda doðan Crassus, zengin ve ihtiþamlý bir aileden gelmiyordu. MS 1. yüzyýlda yaþamýþ tarihçi Plutarkhos, Paralel Yaþamlar adlý eserinde, Crassus’un küçük bir evde yaþadýðýndan bahseder. Gerçekte, aile sade bir hayat sürmüþ, ancak zamanla imrenilecek bir toplumsal konuma ulaþmýþtý. Babasý Publius Licinius Crassus, MÖ 97’de konsüllük, Ýberya’da generallik yapmýþ MÖ 93’de ise kendisine Roma’nýn en yüksek askeri payesini getiren bir galibiyetle onurlandýrýlmýþtý.
Ne var ki babasý alevlenen bir politik çatýþmaya karýþtýktan sonra MÖ 87’de hayatýný kaybetti. Publius, Gaius Marius’a karþý güç rekabetine giren Lucius Cornelius Sulla’yla müttefik olmuþtu. Marius 87’de Roma’yý ele geçirdiðinde Publius ya öldürülmüþ ya da intihara zorlanmýþtý. Genç Crassus ise Ýspanya’ya kaçarak hayatta kalmýþtý.
Bu çatýþma geç Crassus’un hayatýna hem büyük bir trajedi hem de fevkalade bir fýrsat getirmiþti. Olaðanüstü servetini Ýspanya’da inþa etmeye baþladý. Yanýna adam toplamaya koyuldu, bu adamlar nihayetinde Sulla’nýn saflarýna katýlmýþtý. Marius’a karþý ortaya çýkan iç savaþta, Crassus belirleyici bir rol oynamýþtý. Kuvvetleri MÖ 82 yýlýnda, Marius ve Sulla arasýnda yaþanacak bir iç savaþla sonuçlanacak Collina Kapýsý Muharebesi’nde çarpýþmýþtý. Crassus’un bu savaþa giriþi ona yalnýzca zafer ve para getirmemiþ ayný zamanda açgözlü þöhretini de artýrmýþtý. Askerleri Sulla’ya Crassus’un savaþ sýrasýnda payýna düþen ganimetleri paylaþmadýðýný þikayet etmiþti.
Plutarkhos’a göre savaþ ayrýca Pompey ve Crassus arasýndaki rekabetin baþlangýcý için de önemliydi. Pompey’in üç lejyonu Roma’yý yeniden ele geçirme çabasý için elzemdi. Bu çaba Sulla’nýn büyük takdirini toplamýþ böylece Pompey’in, üvey kýzýyla evlenmesine müsaade etmiþti. Bu övgü Crassus’un gözünden kaçmadý. Plutarkhos’un yazdýðýna göre, ikisi arasýndaki bu yakýnlýk Crassus’u kýzdýrmýþ ve kýþkýrtmýþtý.
Fýrsatý gören göz
Sulla Crassus’u savaþtaki hizmetleri için ödüllendirmiþti. Bu tavrý Crassus’un Sulla’nýn Marius’un adamlarýnýn mallarýna el koyduðu sonra da bu mallarý müttefiklerine sudan ucuz fiyata sattýðý böylelikle Crassus’un emlak imparatorluðunun tohumlarýný attýðý oldukça kazançlý bir intikam sürecinin en büyük yararlanýcýsý olmasýný saðladý.
Ýþ dünyasýndaki açýkgözlülüðü ve servetini artýracak fýrsatlarý yakalama içgüdüsü, Crassus’a son derece güvenilmez bir ahlak kazandýrmýþtý. Baþkalarýnýn talihsizliðinden faydalanýrken hiçbir çekince duymuyordu. Kentin tüm bölümlerini, özellikle de binalarýn birbirlerine bitiþik olduðu daha popüler yerleri olarak yakýp kül edecek þiddetli yangýnlar çýkarmanýn yollarýný arýyordu. Bir sokakta yangýn çýktýðýnda, birbirlerine komþu binalarýn sahipleri çöker korkusuyla kendi binalarýný hemence satýyordu, Crassus ise bu kolay lokmalarý afiyetle yutuyordu. Plutarkhos’a göre “Roma’nýn en büyük kýsýmlarý, zaman zaman, onun eline kalýyordu.”
Crassus’un en deðerli varlýklarýndan biri de 500’ü aþkýn kölenin getirdiði iþgücüydü. Birçoklarýna göre bu varlýk gümüþ madenlerinden veya çiftliklerinden bile daha deðerliydi. Crassus kölelerini kâtiplik, kuyumculuk, kâhyalýk ve ayvazlýk gibi çeþitli hizmetler görecek þekilde eðitmiþti.
Bazýlarý ise hasar görmüþ binalarý az bir maliyetle onaracak ve yeniden inþa edebilecek mimarlýk ve duvar ustalýðý gibi uzmanlýk alanlarýnda yetiþtirilmiþti böylelikle Crassus onarýmdan sonra bu binalarý çok daha yüksek fiyatlara satabilecekti.
Ýyi laf yapan bir aðýz
Bu kural tanýmaz emlak zengini, vicdansýz eylemlerine raðmen sosyal becerilerden de yoksun deðildi. Retoriðin kiþinin politik kariyerini ilerletmesinde elzem olduðu bir dönemde, Crassus’un doðuþtan yetenekli bir hatip olduðu düþünülüyordu. Ayrýca, samimi ve sokakta karþýlaþtýðý en sýradan kimselere karþý dahi nezaket gösterecek kadar kibardý. Çaðdaþý Romalýlarý þaþýlasý isim hafýzasýyla etkilemiþti ki bu daimi ve kurnaz dalkavukluðu için en faydalý becerilerden biriydi. Kendisine dalkavukluk edilmesinden de hoþlanýyordu.
Açgözlülüðüyle bilinen Crassus, yeri geldiðinde cömert davranmayý da biliyordu. Plutarkhos Crassus’un evini nasýl ziyaretçilere açtýðýndan, servetinin önemli bir kýsmýný Herkül kültüne baðýþladýðýndan ve her vatandaþa üç aylýk tahýl verdiðinden bahseder. Ýþ arkadaþlarýna borç vermeye gelince de eli son derece açýktý. Arkadaþlarýna verdiði borcun geri ödenmesinde faiz iþletmiyordu, ancak vadenin bitiminde borcun tamamýyla ödenmesini bekliyordu.
Crassus’un bu cömertliði çok önemli bir politik amaca hizmet ediyordu. Bir Roma vatandaþýnýn statüsü ona baðlý olan kiþilerin sayýsýyla ölçülüyordu. Diðer bir deyiþle, kiþinin önemi ona iyilik borcu olanlarýn sayýsýyla doðru orantýlýydý. Umut vadeden bir protégé’ye (korunan kiþi) verilen borç akýllýca bir yatýrýmdý. Böyle bir kiþi ülkeye askeri komut altýnda hizmet etmeye giderse artmýþ bir þöhret, þiþkin bir para kesesi ve koruyucusundan aldýðý borçla geri gelebiliyordu.
Crassus ve Gaius Julius Caesar arasýndaki iliþki böylesi bir düzenlemeyi aþmýþtý. Crassus genç Sezar’ý kazanç hýrsýna bürünmüþ bir adam olarak görüyordu, eðer Sezar’ý borçtan kurtarýrsa bu iyiliði önünde sonunda ödenecekti. Hispania Ulterior’daki (Ýspanya’nýn güneyi) valiliðini býrakmadan önce Sezar’ýn borçlarýnýn bir çaresine bakmýþ bu da ikisi arasýndaki iliþkiyi daha da saðlamlaþtýrmýþtý.
Rekabetin kökleri
Crassus’un, özellikle de iþin içinde kendi çýkarý varsa, farklý politik inançlarý sahip kiþileri idare etmede herhangi bir sorunu yoktu ( nitekim Jül Sezar farklý bir politik partiye baðlýydý). Ancak bu ilkenin tek bir istisnasý vardý: daha çok Pompey veya Büyük Pompey olarak bilinen rakibi Gnaeus Pompeius Magnus.
Romalý bir general önemli bir askeri zafer kazandýðýnda, þehir generalin onuruna triumphus olarak bilinen bir tören düzenliyordu. Sulla, daha senatör bile olamayacak kadar genç olan Pompey’e Marius’a karþý savaþta zafer getirmesi þartýyla gönülsüzce böyle bir tören vadetmiþti. Kýskançlýktan içi içini yiyen Crassus, Pompey’in artan zaferleri karþýsýnda gittikçe daha da sinirleniyordu. Protégé’si Sezar’ýn þöhret kazanmasý kýskançlýðýný iyice alevlendirmiþti.
Crassus’un kendi askeri baþarýlarý da vardý. MÖ 70’lerin baþlarýnda, Ýtalya’nýn güneyinde Spartaküs’ün önderlik ettiði köle isyanýný bastýrmakla görevlendirilmiþti. Kölelere karþý düzenlenen evvelki seferlerden arda kalanlardan dört birlik oluþturulmuþtu. MÖ 71 yýlýnýn Nisan ayýnda, Spartaküs’ü diðerlerinden ayýrarak, Sele Nehri’nin yakýnlarýnda savaþmaya zorladý. Appian Yolu boyunca 6.000 esiri çarmýha gererek köleleri akýl almaz bir hezimete uðrattý. Yine de zafer tamamlanmýþ deðildi zira en az 5.000 köle kaçmýþ ve Galya’ya doðru ilerlemekteydi.
Kölelerin Hispania’dan yollarýný kesen Pompey ve birlikleriydi. Yakalananlar usulünce haklandý, geri kalanlarsa çarmýha gerildi. Ýsyanýn belini büken Crassus, sonlandýran ise Pompey’di. Pompey zaferden kendine pay çýkardý, böylece onuruna bir triumphus daha düzenlenmiþ oldu. Hayal kýrýklýðýna uðrayan Crassus ise daha sade bir tören olan “ovatio”yla avutuldu. Katýlanlara yüksek sýnýftan galiplere armaðan edilen defne aðacýndan taç yerine mersin aðacýndan taçlar verilmiþti.
Pompey ve Sezar
Pompey ve Crassus arasýndaki iliþki geliþmedi. Aralarýndaki gerilime raðmen, her ikisi de MÖ 70’de ortak bir konsüllük için seçilmiþ, ancak kiþisel husumetleri bu ortaklýðý zora sürüklemiþti.
Ýlerleyen yýllarda, Pompey askeri zaferlerine yenilerini eklemeye devam etti: Roma ticareti için sürekli bir tehdit oluþturan korsanlarýn kol gezdiði Akdeniz’i dolaþýp Pontus kralý Mithridatis’i alt etmekle kalmadý, Armenia Krallýðý’ndan Yahudiye’ye kadar diðer Doðu halkalarýna karþý seferler de düzenledi.
Pompey doðuda övgüler topladýkça, Crassus’un Jül Sezar’la kurduðu bað da meyvelerini vermeye baþladý. Ýspanya’daki valiliðinden Roma’ya dönmesinin ardýndan Sezar, bu üç büyük adamýn arasýndaki Ýlk Triumvirate olarak bilinen ittifakýn mimarlýðýný üstlendi. Hem Pompey hem de Crassus’u, MÖ 59’da, çýkarlarýný saðlamak þartýyla, konsül adaylýðýný desteklemeye ikna etti. Bundan böyle bu üç adam Roma Senatosu’ndaki herhangi bir karþýtlýðý alt etmede beraber çalýþacaktý. Aralarýndaki anlaþma tam anlamýyla yasa dýþý deðildi, ancak cumhuriyet kurumlarý için bir aþaðýlamaydý. Bu sebeple, kamuya duyurulduðunda Cato ve Cicero gibi düþmanlarý tarafýndan hevesle yok sayýlmýþtý.
Gereksiz bir savaþ
Roma’da konsüllüðü genellikle yabancý bir eyalette valilik takip ediyordu. Sezar, Crassus ve Pompey’le yaptýðý anlaþmanýn bir parçasý olarak, konsüllüðü sona erdiðinde Galya’daki Roma kuvvetlerinin yönetimini ele aldý. MÖ 55’deki ortak konsüllüklerinin ardýndan Pompey (Hispania ve Afrika) ve Crassus da (Suriye) ayný þekilde yabancý eyaletlerin baþýna geçmiþti. O dönemde neredeyse 60 yaþýnda olan Crassus hala askeri zaferler peþinde koþuyordu, bu kez gözlerini Mezopotamya’da bir doðu imparatorluðu olan Part’a ve kralý II. Orodes’e dikmiþti.
Crassus saldýrýya MÖ 53’de baþladý, ancak Partlar kolay zapt edilecek gibi deðildi. Crassus, Armenia kralýndan Part Ýmparatorluðunu kendi ülkesinden fethetmesi karþýlýðýnda gelen takviye asker teklifini geri çevirmek gibi bir dizi hata yapmýþtý. Teklifi kabul etmek yerine, çöl boyunca ilerlemeyi seçmiþ bu da 43.000 askerini bitap düþürmüþ, aç býrakmýþtý. Crassus, kurnazca ve sabýrla savaþan Komutan Surena önderliðindeki Part kuvvetleriyle Harran yakýnlarýnda çarpýþtý. Surena karþý tarafý Plutarkhos’a göre “tüm seferde, yirmi binin öldürüldüðü, on binin ise canlý ele geçirildiði” inanýlmaz bir yenilgiye uðratmýþtý. Ölenler arasýnda Crassus’un kendi oðlu da vardý.
Canlý ele geçirilen Crassus’un sonu Surena’nýn elinden oldu. Tarihçiler Crassus’un ateþkesin tartýþýldýðý bir görüþme esnasýnda katledildiðinde hem fikir, ancak kaynaklar Crassus’un ölümünden önce yaþananlar hakkýnda farklý hikayeler ortaya atýyor. Plutarkhos’a göre Crassus’un baþý ve bir eli Kral II. Orodes’e yollanmýþtý. Crassus’un ölümünden 200 yýl sonra yaþamýþ Romalý tarihçi Cassius Dio’ya göre ise Crassus’un kalýntýlarý büyük bir aþaðýlanmaya maruz kalmýþ, alay etmek için aðzýnýn içine eritilmiþ altýn dökülmüþtü.
Crassus’un ölümünden sonra, Sezar ve Pompey arasýnda, Roma’yý iç savaþa sürükleyecek ciddi bir rekabet patlak verdi. Crassus Roma’ya refah ve yeni topraklar kazandýrmaktan ziyade, politik istikrarsýzlýk ve tarihindeki en büyük yenilgilerden birini getirmiþti. Roma’nýn en zengin adamý Crassus peþinden koþtuðu askeri baþarýyý elde edememiþ, adý dizginlenemez para, güç ve þöhret arzusuyla anýlmaya baþlanmýþtý.
National Geographic. Andrea Frediani. 11 Haziran 2019.
Arkeofili
Bu yazý hakkýnda yorum bulunamamýþtýr. Ýlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >