Blog

Eki21

Sebastapolis Antik Kenti'nde Bulunan Üç Yeni Yazıt, Roma ve Bizans Dönemlerine Işık Tutuyor

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Arkeolojik KazıBizansKiliseKonstantinProf Dr Davut YiğitpaşaRoma İmparatorluğuSebastapolisSulusarayTokatYazıt



Sebastapolis Antik Kenti'nde Bulunan Üç Yeni Yazıt, Roma ve Bizans Dönemlerine Işık Tutuyor

2025 sezonunda antik kentin iki farklı noktasında sürdürülen çalışmalarda, Roma ve Erken Bizans dönemlerine ait kalıntılar tespit edildi.

 

www.arkeolojikhaber.com

 

Tokat’ın Sulusaray ilçesinde yer alan Sebastapolis Antik Kenti’nde 2025 kazı sezonunda üç yeni yazıt gün yüzüne çıkarıldı. Roma ve Bizans dönemlerine tarihlenen bu yazıtlar arasında, küçük bir çocuğa adanmış Grekoromen tarzda bir mezar taşı, bir onurlandırma yazıtı ve İmparator I. Konstantin’e atıf yapan bir metin bulunuyor. Bulgular, antik kentin sosyal yaşamı, dini inanışları ve kentsel örgütlenmesine dair yeni ipuçları sunuyor.

Roma Dönemi’nin Parlayan Şehri: Sebastapolis
Tokat kent merkezine 69 kilometre uzaklıktaki Sulusaray ilçesinde bulunan Sebastapolis Antik Kenti, Roma İmparatorluğu döneminde Karadeniz’in en önemli beş kentinden biri olarak biliniyor. Kuruluş tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, kentin Roma İmparatoru Trajan döneminde (MS 98–117) Pontus Galatius ve Polemoniacus eyaletlerinden ayrılarak Kapadokya eyaletine dahil edildiği kaynaklarda yer alıyor.

Sebastapolis, dönemin sayılı şehirlerine tanınan para basma yetkisine sahipti. Bu ayrıcalık, kentin ekonomik gücünü ve bölgesel önemini açıkça ortaya koyuyor. Ancak zaman içinde savaşlar, doğal afetler ve ticaret yollarının değişmesi sonucu şehir eski ihtişamını kaybetti. Bugün kentin büyük bir kısmı modern Sulusaray yerleşiminin altında bulunuyor. Yaklaşık 3 bin 500 nüfuslu ilçede, vatandaşlar antik kentin kalıntılarıyla iç içe bir yaşam sürüyor.

Kazılarda Yeni Bulgular: Üç Yazıt Gün Yüzüne Çıktı
Sebastapolis Antik Kenti’nde 1987 yılında Tokat Müze Müdürlüğü tarafından başlatılan kazılar, 1990’a kadar kurtarma çalışmaları şeklinde yürütüldü ve 2010 yılında yeniden başlatıldı. Bu yılki kazı sezonu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izniyle, Tokat Müze Müdürlüğü başkanlığında ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Arkeoloji Bölümünden Prof. Dr. Davut Yiğitpaşa liderliğinde gerçekleştirildi.

Sekiz öğretim üyesi, on öğrenci ve on işçinin görev aldığı kazılar üç hafta önce tamamlandı. 2025 sezonunda antik kentin iki farklı noktasında sürdürülen çalışmalarda, Roma ve Erken Bizans dönemlerine ait kalıntılar tespit edildi. Geç Roma dönemine ait mozaikli apsisli bir yapı, surlar, hamam, Bizans döneminden bir kilise ve çeşitli mezarlar ortaya çıkarıldı. Ayrıca sütun, sütunce, kaide, sütun başlıkları, aslan başlı mermer masa ayağı, pithos, tuğla parçaları ve farklı dönemlere ait sikkeler ele geçirildi.

Prof. Dr. Davut Yiğitpaşa

Bu sezonun en dikkat çekici buluntuları ise üç yeni yazıt oldu. Prof. Dr. Yiğitpaşa’nın açıklamasına göre, bu yazıtlardan biri küçük bir çocuğa ait mezar taşına işlenmiş Grekoromen tarzda bir metin. Yazıtta “en tatlı” ifadesi yer alıyor; bu, dönemin sevgi ve kayıp anlatım biçimlerini yansıtan duygusal bir örnek olarak değerlendiriliyor. İkinci yazıt bir onurlandırma metni niteliğinde. Üzerindeki silik yazılarda bir şehir adı ve “Nektaton” ibaresi yer alıyor, bu da aidiyet bildiren bir ifade olarak yorumlanıyor. Üçüncü yazıt ise 4. yüzyıl başlarına, I. Konstantin dönemine tarihleniyor ve “yenilmez Konstantin” ibaresini taşıyor. Bu ifade, imparatorun tanrısal zafer ideolojisinin Anadolu’daki yansımalarını göstermesi bakımından önem taşıyor.

Kazıların Yeni Hedefi: Bizans Kilisesinin Turizme Kazandırılması
Kazı başkanı Prof. Dr. Davut Yiğitpaşa, bu yılki çalışmaların öncelikli hedefinin, Bizans dönemine ait kilisenin mimari bütünlüğünü ortaya çıkarmak ve yapıyı restorasyonla turizme kazandırmak olduğunu belirtti. Kazı ekibi, kilisenin planını ve apsis bölümünü büyük ölçüde gün yüzüne çıkardı. Yapının çevresinde bulunan seramik parçaları, sikke ve mimari öğeler, kilisenin hem dini hem de toplumsal bir merkez olarak işlev gördüğüne işaret ediyor.

Yiğitpaşa, restorasyon sonrası kilisenin ziyaretçilere açılmasının hedeflendiğini vurgulayarak, “Sebastapolis yalnızca Tokat’ın değil, Roma ve Bizans dönemlerinin kültürel çeşitliliğini gösteren bir arkeolojik merkez olarak büyük potansiyele sahip. Her buluntu, Anadolu’nun antik dönem sosyal hayatına dair eksik parçaları tamamlıyor” dedi.

Sebastapolis kazıları, aynı zamanda arkeoloji öğrencileri için uygulamalı bir eğitim alanı oluşturuyor. Çalışmalara katılan öğrenciler, kazı tekniklerinin yanı sıra konservasyon, belgeleme ve restorasyon süreçlerine aktif olarak dahil oluyor. Bu yönüyle kazı, hem akademik hem de kültürel miras yönetimi açısından örnek bir saha işlevi görüyor.

Kültürel Mirasla İç İçe Yaşam
Sebastapolis’in bir bölümü halen modern Sulusaray yerleşiminin altında bulunuyor. Bu durum, arkeolojik koruma ile kentsel yaşamın iç içe geçtiği nadir örneklerden birini oluşturuyor. Evlerin altındaki antik yapılar, her yıl düzenli kamulaştırma çalışmalarıyla arkeolojik alana dahil ediliyor. Böylece hem yerel halkın yaşamı hem de antik mirasın korunması arasında sürdürülebilir bir denge kuruluyor.
Uzmanlara göre, Sebastapolis’in turizme kazandırılması Tokat’ın kültür rotasını güçlendirecek ve Karadeniz’in iç kesimlerinde kültür turizmini çeşitlendirecek. Yeni bulunan yazıtlar ise kentin tarihsel kimliğini yeniden okumak açısından eşsiz bir fırsat sunuyor.

 
 
Ekber Türkoğlu aa
 
 
 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için