Blog

Eyl14

Tunç Çağı’nda Metal Ticareti Düşünülenden Daha Karmaşıktı

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  BronzettiİzotopNuragheSardinyaTicaretTunç Çağı



Tunç Çağı’nda Metal Ticareti Düşünülenden Daha Karmaşıktı

Araştırma ekibine göre, ilginç olan bir başka bulgu da şu: Sardinya’da yerel kalay ve kurşun kaynakları bulunmasına rağmen, bu metaller figürlerde kullanılmamış.

 

www.arkeofili.com

 

Sardinya’daki ünlü bronzetti figürlerinin analizi, bu eserlerin bakırının adadan, kalayının ise İber Yarımadası’ndan geldiğini gösteriyor.

Sardinya’dan bronz figürler. C: Berger et al., 2025.

Tunç Çağı’nda, Sardinya’da Nuraghe adı verilen bir kültür gelişti. Bu kültür, kule benzeri taş yapılar (nuragheler) ve çoğu zaman savaşçıları, tanrıları ve hayvanları betimleyen küçük bronz figürler (bronzetti) ile biliniyor. Söz konusu figürler bilim insanlarını uzun süredir büyülüyor, ancak metalik kökenleri tam olarak bilinmiyordu.

Bu figürlerdeki bakırın nereden geldiğini anlamak için araştırma ekibi, farklı kimyasal analizlerin bir kombinasyonu olan yeni bir bilimsel yöntem — çoklu vekil yaklaşımı (multi-proxy approach) — kullandı. Burada bakır, kalay, kurşun ve nadir bir izotop olan osmin izotoplarını karşılaştırarak metallerin kökenine dair daha net bir tablo elde ettiler. Mannheim’daki Curt-Engelhorn Arkeometri Merkezi’nde geliştirilen bu yöntem, yıllardır araştırmacıları zorlayan bir bulmacayı çözmeyi mümkün kıldı.

 “Sonuçlar, bronzetti figürlerinin öncelikle Sardinya bakırından yapıldığını, bazen de İber Yarımadası’ndan (günümüz İspanya ve Portekiz’i) gelen bakırla karıştırıldığını gösteriyor. Çalışma ayrıca, İsrail’deki Timna ve Ürdün’deki Faynan gibi Levant bölgesinden gelen bakırın Sardinya’da kullanılmadığını da ortaya koydu. Bu, ancak osmin izotopları incelenerek anlaşılabilirdi” diyor çalışmanın birinci yazarı ve yöntemi geliştiren, analizleri yapan ve temel yorumları sunan Daniel Berger.

Araştırma PLOS One dergisinde yayımlandı.

Doğa Bilimleri ve Arkeoloji Arasında İşbirliği

Daniel Berger, yeni izotop analiz yönteminin bakırın coğrafi kökenine dair net bir resim sunduğunu vurgularken, Aarhus Üniversitesi’nden Profesör Helle Vandkilde doğa bilimi ile arkeoloji arasındaki işbirliğine dikkat çekiyor:

“Arkeolojik yöntemler, en son bilimsel tekniklerin geliştirebileceği ve açıklığa kavuşturabileceği güçlü bir temel oluşturur. Bu sayede eski tartışmalar son bulur. Bizim çalışmamızda, en yeni jeokimyasal bilgiler, metalin kökenini belirli coğrafi alanlara ve belli madenlere işaret ediyor. Ayrıca birçok durumda, farklı kökenlere sahip bakırların stratejik olarak karıştırıldığına dair iz sürmek mümkün; muhtemelen ürünün rengi veya dayanıklılığı gibi belirli etkiler elde etmek için.”


Orta Sardinya, Abini’den savaşçı bronz figürü. Bronz heykelciklerin çoğu, farklı kombinasyonlardan oluşan bir silah setiyle birlikte gösterilir. Bu bronz heykelcik, okçu grubuna ait ve kılıç, yay, oklar ve tipik boynuzlu miğfer de dahil olmak üzere vücut zırhı unsurları içeriyor. C: Heide W. Nørgaard

Araştırmacılar ayrıca, bronzetti üreten üç büyük Nuraghe kutsal alanını inceledi ve her birinde kullanılan metalin birbirine çok benzer olduğunu keşfetti. Bu, adanın genelinde bu objelerin üretiminde ortak bir yaklaşım olduğuna işaret ediyor.

Araştırma ekibine göre, ilginç olan bir başka bulgu da şu: Sardinya’da yerel kalay ve kurşun kaynakları bulunmasına rağmen, bu metaller figürlerde kullanılmamış. İzotop imzaları ve Sardinya’daki kalay nesnelerinin kimyasal örüntüleri, bronz yapmak için gereken kalayın muhtemelen İber Yarımadası’ndan ithal edildiğini gösteriyor.

“Müze koleksiyonlarında yer alan bu ünlü bronz figürleri analiz etme fırsatı, adanın Tunç Çağı’ndaki metal ticaretinde nasıl merkezi bir rol oynadığını anlamak için önemli bir adım. Figürlerin biçimi ve işçiliği dönemin maddi kültürüne uyuyor; ancak şaşırtıcı bir şekilde Güney İskandinavya’da tanıdık gelen stil özellikleri de taşıyor.

Viksø miğferlerini ya da petrogliflerde boynuzlu miğfer takan savaşçıları düşünmemiz yeterli. Bu figürlerde kullanılan metalin nereden geldiğine dair yeni bilgilerle, artık Sardinya ile İskandinavya arasındaki bağlantıları haritalamaya bir adım daha yakınız” diyor Moesgaard’dan Doçent Heide Wrobel Nørgaard.

Bir İskandinav Bağlantısı

Aarhus Üniversitesi ile Moesgaard Müzesi’nin ortak saha çalışmaları, MÖ 1000–800 arasına tarihlenen Tunç Çağı’nda Sardinya ile İskandinav ülkeleri arasında daha önce bilinmeyen bağlantıları ortaya koydu.

Viksø, Kallerup, Grevensvænge ve Tanum’dan bildiğimiz ikonik boynuzlu miğferler, Sardinya’da da hem minyatür hem devasa boyutlarda karşımıza çıkıyor. Her iki bölgede de bu benzersiz boynuzlu miğferli figürlerin varlığı dikkat çekiyor.


Aarhus University. 11 Eylül 2025.

Makale: Berger, D., et al. 2025.

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için