Blog
Urartu’nun Saklı Tepesi: Garibin Tepe’de Yeni Surlar Ortaya Çıkarıldı

Van Gölü’nün kuzeydoğusunda, Tuşba ilçesi sınırlarında yer alan Garibin Tepe, Urartu uygarlığının sanatsal ve mimari zenginliğini gözler önüne seren buluntularıyla son yıllarda arkeoloji dünyasının ilgisini çekiyor.
www.arkeolojikhaber.com
Van’ın Tuşba ilçesindeki Garibin Tepe’de sürdürülen kazılarda, Urartu dönemine ait yeni surların gün yüzüne çıkarılması, bölgenin arkeolojik önemini bir kez daha gündeme taşıdı. Prof. Dr. Mehmet Işıklı başkanlığındaki ekip, daha önce duvar resimleri, devasa pithoslar ve aslan heykelleriyle dikkat çeken alanda bu yıl yeni duvar yapıları tespit etti. Garibin Tepe’nin, Urartu Krallığı dönemindeki işlevine dair yeni ipuçları elde edilmesi bekleniyor.
Urartu Uygarlığının Yeni Merkezi mi?
Van Gölü’nün kuzeydoğusunda, Tuşba ilçesi sınırlarında yer alan Garibin Tepe, Urartu uygarlığının sanatsal ve mimari zenginliğini gözler önüne seren buluntularıyla son yıllarda arkeoloji dünyasının ilgisini çekiyor. Kent merkezine 30, Ayanis Kalesi’ne ise yalnızca 3 kilometre mesafede bulunan alan, 2022 yılında bir kaçak kazı sırasında tespit edilen kalıntıların ardından bilimsel kazılara açılmıştı.
Kazı ekipmanlarıAtatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı başkanlığında yürütülen kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle bu yıl da yoğun şekilde sürdürüldü. Bölge, İl Jandarma Komutanlığı’nın denetiminde sıkı koruma altında tutuluyor.
Yeni Duvarlar, Yeni Sorular
Prof. Dr. Mehmet Işıklı
Son kazı sezonunda araştırmalar, önceki yıllarda tespit edilen Urartu yapı kompleksinin güneyinde yoğunlaştırıldı. Arkeologlar, 6-7 metre derinlikte yer alan iki ayrı noktada, iri taş bloklarla örülmüş yeni sur duvarları ortaya çıkardı. Bu surların işlevine dair farklı olasılıklar üzerinde duruluyor: Alanın bir kale, kutsal teras ya da krali bir konut olabileceği tahmin ediliyor.
Prof. Dr. Işıklı, “Heykellerin bulunduğu tepeleri çevreleyen devasa duvarları açmaya başladık. Açtığımız bölümlerbize hem yerleşimin niteliği hem de Urartu mimarisinin savunma teknikleri hakkında ipuçları veriyor.” ifadelerini kullandı. Arkeoloji çevrelerinde büyük heyecan uyandıran bu keşfin, Urartu şehir planlaması anlayışına dair yeni veriler sunması bekleniyor.
Koruma Altındaki Duvar Resimleri ve Anıtsal Mimari
Garibin Tepe, yalnızca surlarıyla değil, benzersiz duvar resimleriyle de öne çıkıyor. Işıklı, önceki yıllarda yapılan kazılarda “Urartu dönemine ait dünyada eşi bulunmayan duvar resimlerine ulaştıklarını” belirterek bu alanların korunmasının öncelikli hedefleri arasında olduğunu vurguladı.
Kuzey tepede ortaya çıkarılan mekanlarda anıtsal kerpiç mimari, devasa pithoslar (toprak depolama küpleri) ve dini simgeler dikkat çekiyor. Bu hassas buluntuların korunabilmesi için alanın üzerine dev bir koruma çadırı inşa ediliyor. Işıklı, “Duvar resimleri çok kırılgan, açıkta bırakmamız mümkün değil. Çadır altında kazı ve koruma çalışmalarına devam edeceğiz.” dedi.
Urartu’nun Sanatsal ve Politik Sırları
Garibin Tepe’nin en ilginç yönlerinden biri, Ayanis Kalesi’ne yakınlığına rağmen ayrı bir yerleşim dokusuna sahip olması. Prof. Dr. Işıklı, “Bu kadar büyük ve sanatsal yatırımın neden yapıldığını anlamaya çalışıyoruz. Burası başkente çok yakın ama işlevi hâlâ gizemini koruyor.” diyerek araştırmaların odak noktasını özetliyor.
Kazı ekibine göre, aslan heykelleri, duvar süslemeleri ve devasa pithoslar, alanın kraliyetle bağlantılı bir dini merkez olabileceğini düşündürüyor. Bölgeden Van Kalesi ve Van Gölü’nün açıkça görülebilmesi, Urartu yönetiminin stratejik gözlem noktası kurmuş olabileceği ihtimalini güçlendiriyor.
Işıklı, “Garibin Tepe bize büyük sürprizler veriyor. Her yeni sezonda Urartu sanatının ve inanç dünyasının farklı bir yönünü keşfediyoruz. Bu alan, yalnızca Van’ın değil, Anadolu arkeolojisinin de geleceğine ışık tutacak.” ifadelerini kullandı.
Gizem Çözülmeye Devam Ediyor
Garibin Tepe kazıları, 38 yıldır süren Ayanis Kalesi araştırmalarına yeni bir halka ekliyor. Bölgedeki buluntular, Urartu mimarisinin ve sanat anlayışının beklenenden daha zengin ve çeşitlilik gösterdiğini kanıtlıyor.
Yeni surların mimari özellikleri, önümüzdeki dönemde yapılacak karbon analizleri ve materyal incelemeleriyle daha net tarihlendirilecek. Kazı sonuçlarının, Urartu dönemine ait bölgesel yerleşim hiyerarşisini anlamada kilit rol oynaması bekleniyor.
Garibin Tepe, Van Gölü Havzası’nın arkeolojik haritasında hızla öne çıkarken, Urartu medeniyetine dair yeni bilgiler her geçen yıl bu gizemli tepede gün yüzüne çıkarılıyor.
Mesut Varol aa
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >